18 Ekim 2018 Perşembe

Lou Andrea Salome - Arayışlar

Sayfa: 3
*
Sıcak bir yaz günü, babamın o zamanlar garnizonda görev yaptığı Almanya-Galiçya sınırının epey gerisinde bir köyde, minicik bir kız çocuğu olarak ebemin kucağında otururken, kocası ensesine bir tokat indirdiğinde onun âşıkane bakışlarını alçakgönüllülükle adama çevirişini izlemiştim. Hava sıcak olduğu için örtmediği geniş esmer ensesinde kıpkırmızı bir iz kalmıştı; ne var ki, ben korkuyla ağlamaya başladığımda Galiçyalı ebem karşımda öyle bir mutlulukla gülmüştü ki çocuk kalbimle o vahşice darbenin kadının hayatındaki özel hoşluklardan biri olduğunu sandım. Durum belki gerçekten de biraz böyleydi, çünkü beni dokuz ay boyunca kendi sütüyle emzirdikten sonra bazı Slav kadınlarına özgü o köpeksi sadakatle bizim evden ayrılmayı reddetmişti ve şimdi kocasının bir gün onu görmeye gelmekten vazgeçeceğinden, ona karşı artık aşk da, öfke de duymamaya başlayacağından korkuyordu hep. Ne var ki adam geldiğinde ebemi sık sık dövüyordu, ama kadının söylediği türküler hiçbir zaman bu buluşmalardan sonra olduğu kadar neşeyle dökülmüyordu dudaklarından.
***
Sayfa:4
*
..ileride ne olacağımızı ve neyin acısını çekeceğimizi biz daha beşikteyken bir kuş cıvıldayarak kulağımıza mı fısıldar.? Bilmiyorum, belki de bunları başımıza saran ne rastlantıdır ne de mucizevi bir kuşun cıvıltısır; aksine çok eski yüzyıllardan gelen alışkanlıklar, çoktan ölüp gitmiş kadınlardan kalan kölelik ruhudur bu esnada içimizde fısıldayan; hem de bizim olmayan bir dilde, ancak bir düşteyken, sırtımızdan bir ürperti geçtiğinde, sinirlerimiz titrediğinde anlayabildiğimiz bir dilde.

Sayfa: 40
*
‘’Wallenstein’ın Ölümü’’. Kitabın orta yerinde kuru, geniş bir sarmaşık yaprağı çatırdadı ve kitap kendiliğinden oradan açıldı. Max’ın ünlü monoloğu ince bir kurşunkalemle boydan boya işaretlenmişti: 
*
Çiçek benim hayatımdan çıktı artık,
Soğuk ve renksiz durduğunu görüyorum önümde.
Çünkü o gençliğim gibi duruyor yanımda
Hakikati düşe çeviriyor karşımda,
Nesnelerin sıradan netliğini
Sabah kızıllığının altın kokusuyla sarıp dokuyarak,
Hayatın gündelik sığ figürleri
Şahlanıyor beni hayrete düşürerek
Onun aşk duygusunun ateşinde.
Bir de daha ötesinde hissettiğim özlem,
Güzellik gitti artık, bir daha gelmeyecek.


Hiç yorum yok:

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...