#Montaıgne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#Montaıgne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2018 Cuma

Montaıgne - Denemeler

Deniz kıyısı boyunca altın aramaya çıkmış İspanyollar bereketli, güzel ve insanı bol bir ülkede karaya çıkıyorlar ve her yerde olduğu gibi orada da yerlilere kendi kendilerini övüyorlar; barışsever insanlarmış, uzak yollardan gelmişlermiş, kendilerini bütün dünyanın en büyüğü olan Katilya Kralı yollamış; Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olan Papa bu krala bütün Hint ülkesini bağışlamışmış; yerliler onun uyruklarına girmek isterlerse kendilerine pek iyi davranacaklarmış; onlardan yiyecek şeyler, bir de bazı ilaçlarda kullanmak üzere altın istiyorlarmış; ayrıca bir tek tanrı inancını bilmeleri gerekiyormuş, bu dine girmeleri de haklarında hayırlı olurmuş, yoksa işler sarpa sararmış. Aldıkları karşılık şu olmuş:
''Barışseveriz diyorsunuz ama görünüşünüz hiç de öyle değil. Kralınıza gelince, isteyen durumunda olması, muhtaç yoksul olduğunu gösteriyor; ona bu toprakları veren ise savaş seven bir adam olacak; çünkü kendisinin olmayan bir yeri başkasına vermekle onu verdiği yerin eski sahipleriyle savaşmaya sürüyor. İstediğiniz yiyeceklere gelince onları veririz. Altınsa, bizde pek fazla yok; zaten yaşamak için işimize yaramadığından, bütün istediğimiz de rahatlıkla, güzellikle yaşamak olduğundan altına pek değer vermeyiz; ama, tanrılarımız için kullandığımız altın dışında ne kadar bulabilirseniz çekinmeden alabilirsiniz.! Bir tek Tanrı'ya gelince, böyle bir düşünüş güzel, ama bunca zaman yararlı olmuş dinimizi değiştirmek istemeyiz; dostlarımız, tanıdıklarımızdan başka kimseden öğüt almaya da alışık değiliz. Korkutmalarınıza gelince, durumlarını, güçlerini bilmediğimiz insanlara meydan okumak akıl kârı değildir. Kısacası topraklarımızdan bir an önce çıkıp gitmeye bakın; silahlı ve yabancı kimselerin dürüstlüklerine, parlak sözlerine güvenme âdetimiz yoktur. Çekip gitmezseniz siz de şunlar gibi olursunuz.''
Böyle konuşmuş yerlilerin kralı ve şehrin çevresindeki kesik insan kafalarını göstermiş.  
(Sayfa: 23-24)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...