#KoncaAltan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#KoncaAltan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ağustos 2019 Çarşamba

Konca Altan - Rüyaların Öldüğü Ada

''İmroz'un kırında, patikasında, ormanında, sahilinde korkarak yaşamak, en az burayı terk etmek kadar acı veriyordu. Annem yolda giderken, Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiliz askerlerinin tecavüzünden bir Türk çobanın yardımıyla kurtulan kadının hikâyesini anlattı. 'O zamanlar düşman çok uzaklardan geliyordu. Rum, Türk denmezdi, hepimiz aynı milletin, Müslüman, Hıristiyan çocuklarıydık, şimdi ne oldu anlamadım.' dedi. Annemle olan biteni çok az konuştuğumuz için onun üzüntüsünü paylaşmayı unutmuştuk.
*
Rüyaların Öldüğü Ada, Kuzey Ege'nin şahsiyetli adasının, İmroz/Gökçeada'nın aşağı yukarı yüz yıllık macerasını anlatıyor. Adanın yerlisi bir Rum ailesinin ferdi olan Madam Maria'nın hayatına ve kederine tanıklık ederek.
İmroz'dan Mısır'a, İstanbul'a, Atina'ya, Amerika'ya saçılan bir aile.. Aşk hikâyeleri.. ''Adalı'' olmanın, adada yaşamanın ruhu.. Ormanın, üzümün, şarabın, balığın göz kamaştırıcı bereketi.. Beri yandan fakirlik ve mahrumiyet.. Her şeye rağmen ''eğlencenin, dostluğun, İmrozlu olmanın tadının'' çıkarıldığı eğlenceler.. Adanın sadece adıyla değil nüfusuyla da ''Türkleştirilmesi''.. Devletler arası gerginliğin gölgesinde, Rumlar'ın büyüyen korkusu ve azalmaları, azalmaları.. Yine de terk etmeyenler, edemeyenler..
Konca Altan, yıllarca dostluk edip ömrünün seyrini dinlediği Madam Maria'nın ağzından, hüzünlü bir tarih ve acı tatlı insan hikâyeleri anlatıyor.

#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan
Dedelerinden gördükleri gibi, her yabani zeytin dalını kendi arazileri olmasa bile alıp başka bir yere dikerler. Köyün her yanı zeytin ağaçları ile dolup taşar, hatta sarp kayalıkları da bereketlendirmek için oralara tenekelerle su taşıyarak yeni fidanları sular, olmazı oldururlar. Adada Zeytinli köylülerinin: ''Dedesi teneke ile su taşımayan zeytinin kıymetini bilmez'' dedikleri söylenir. (Sayfa: 64)
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan
Yunan mitolojisinde İmroz ile Bozcaada (Tenedos) adaları arasında denizler, depremler, atlar tanrısı Poseidon'un kanatlı atlarının ahırları olduğu, denizin dibindeki görkemli sarayından çıktığında Poseidon'un denizatlarının çektiği altın arabasıyla denizleri dolaşıp fırtınalar yarattığı anlatılır. Ege ne zaman kabarsa, coşsa adalılar Poseidon'un yine atlarıyla dolaştığını, adalılara kızgın olduğunu düşünür. Öyle zamanlarda ada ıssızdır, anakara ile bağlantı kesilir. İmroz'a gelen gemi demir atamaz, getirdiği yolcuları indirmeden yoluna devam eder. Tekneler limandan ayrılamaz, ada kaderiyle baş başadır.
(Sayfa: 106)
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan
Agridia (Tepeköy) adanın en eski yerleşim yerlerindendir. Denizden gelebilecek korsanlardan korkan köylüler, evlerini Aya Dimitri tepesinin sırtlarına yapmışlar. Köye kadar kıvrılarak çıkan patika yol, varmak isteyenler açısından hep zorluk yaratmıştır. (..) Tepenin denize bakan yamacında teraslanmış minik tarlalar vardı. Düz arazisi olmayan Agridialılar, dik yamaçları bile ıslah edip, her türlü sebze meyveyi oralarda yetiştirmeyi becermişler. (Sayfa: 126)
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan #PallasAthena
Çocukluğumda dedemden dinlediğim o masalı hatırladım. Dedem beni yanına alırdı, bir zeytin ağacının gövdesine yaslanarak otururduk. Marimu, bundan yıllar, yıllar önce diye başlardı:
Atina şehrini hangi tanrının koruyacağı tartışması çıkmış. Zeus Tanrılar Meclisi'ni toplamış. Büyük kavgalardan, tartışmadan sonra, ''Kente en değerli armağanı veren Tanrı yarışmayı kazanır, Atina'nın koruyucusu olur,'' demişler. Çok hırslı olan deniz tanrısı Poseidon denizdeki savaşlarda çok işe yarayacak bir at yaratmış. At, neredeyse rüzgâr kadar hızlı koşabiliyormuş, güçlü görünümüyle de gerçekten göz kamaştırıcıymış. Onun ezeli rakibi, akıl, bilim ve sanat tanrıçası Pallas Athena'nın hediyesi ise bir zeytin dalıymış. Önce herkes bu hediyeye çok şaşırmış, o muhteşem atın yanında, zeytin dalını küçümsemişler. Ama Pallas Athena anlatmaya başlamış: ''Bu ağaç büyüyüp yüz yıllarca yaşayacak. Ağacın meyvesinden, lezzetli yemekler yapmak için bir sıvı akacak. Bu sıvı yaraları iyileştirecek, geceleri aydınlık saçacak, sıcak havalarda gölgesiyle insanları kucaklayacak, odunuyla onları ısıtacak,'' demiş. Böylelikle yarışın galibi Athena olmuş. Ağaç Akropolis'e dikilmiş. Sonra yıllar, yıllar geçmiş, bu zeytin dalı barışın sembolü, yerleşik kültürün, bereketin temsilcisi olmuş.

Dedem masal bittiğinde ''Bu ağacın değerini hiç unutma Marimu,'' derdi. (Sayfa: 204-205)
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan #DeliceZeytin
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan #İmroz #Gökçeada
Yol kenarında büyüyen deliceler yeniden yeşermişti, babamın onlar için ''En çorak yerde bile yaşamayı becerir, kökleri sert kayaların arasından geçer toprağa ulaşır. Deliceler yaşamda kalma ustasıdır,'' dediği aklıma geldi.
Babam deliceleri en verimli zeytin ağacının dalıyla aşıladığında, yeni bir hayat doğduğuna içten sevinirdi. ''Adanın neresinde olursa olsun, bir delice fidanı görürsen mutlaka aşılayıp, meyve vermesini sağlamalısın, onlar adanın geleceği,'' derdi. (Sayfa: 206)
#RüyalarınÖldüğüAda #KoncaAltan #İmroz #Gökçeada
Her canlı bir diğerinin yaşam kaynağı oluyor. Birbirinden beslenenlerle dolu tabiat, kanunu böyle. Asıl olan bizzat hayat. Hayat devam ediyor. Mühüm olan da bu. Biz de hayatımızı sürdürmek zorundayız. Elbette günün birinde bir tuzağa düşeceğiz, ömrümüz bir şekilde bitecek. Fakat azıcık da olsa, salyangozunki gibi, bir iz bırakabilmek istiyor insan. İlk yağmurlarla silinecek olsa bile, bir iz.. 
(Sayfa: 300)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...