#Diderot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#Diderot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2020 Salı

Denis Diderot - Rameau'nun Yeğeni (Çeviri: Adnan Cemgil)

Arka Kapak:

*
 Denis Diderot (1713-1784): Aydınlanma döneminin en önemli yazar ve düşünürlerindendir. Encyclopédie'nin yayın yönetmenliğini üstlendi, yazdığı edebi ve felsefi eserlerin yanı sıra geçinmek için çeviriler yaptı. En önemli ve en kalıcı eserleri arasında yer alan Rameau'nun Yeğeni ölümünden sonra 1821 yılında yayımlandı. Yazar bu eserinde ahlak ve eğitim konularını ele alırken, döneminin ilişkilerini ve sanat anlayışını da eleştirmiştir. Diderot kuramları kadar bunları karşılıklı konuşma biçiminde sunuşuyla da ilgi çekmiştir.


''Dâhilerin sahip oldukları birçok değerli nitelik arasında hayran olmaktan yılmadığım bir tanesi var, o da sadece tek bir işe yaramaları; bunun dışında hiçbir işe yaramazlar. Yurttaşlık, babalık, ağabeylik, amcalık, dayılık, kuzenlik, dostluk nedir bilmezler (..) Bize insan lazım, dâhi değil.! Anlıyor musunuz.? Dünyayı altüst eden onlardır, fakat dünya öyle garip ki, onlara saygı gösterir.!'' (Sayfa: 7)


O. - Ama doğa bu kadar kudretli, bu kadar bilgeyse, neden bu adamları hem büyük hem de iyi yaratmamış.?
Ben. - Bu gibi taleplerle evrenin düzenini altüst etmekte olduğunuzun farkında mısınız.? Mükemmeliyetle ilgili fikirler diğerleri gibi görelidir. Yeryüzünde her şey mükemmel olsaydı, hiçbir şey mükemmel olamazdı ve daha da kötüsü var olan hiçbir şey var olamazdı. (Sayfa: 12)


''..O. - Rameau.! Rameau.! Sana neden içerlediler biliyor musun.? Biraz akıllıca, sağduyulu davranmak ne büyük çılgınlık.! Rameau, dostum, bu sana Tanrı'nın yarattığı gibi kalmanı ve hamilerinin istediklerini yapmanı öğretecek. Omuzlarından yakaladıkları gibi kapı dışarı ettiler. Arakandan şöyle diyorlardı: ''Seni hergele seni.! Çek arabanı bakalım.! Bir daha gözümüze gözükme.! Akıl, mantık sahibi olmaya kalkarsın ha.? Bizde senin gibilerden çok var.''..'' (Sayfa: 17)


''O. - (..) Kendi kendime birçok kez: ''Bak Rameau şu Paris'te her biri on beş yirmi kişi için hazırlanmış binlerce zengin sofrası var, ama bunların hiçbirinde senin yerin yok.! Ortada yeteneksiz, değersiz bir yığın insan, hiçbir çekiciliği olmayan bir sürü yaratık, şık giyinmiş bir sürü sıradan dalavereci var ve sen çıplak dolaşıyorsun.! Demek beş parasız kalacak kadar ahmak ve yeteneksizsin.' Sen de başkaları gibi dalkavukluk etmeyi, yalan söylemeyi, yerine getiremeyeceğin sözler vermeyi, yeminler etmeyi beceremez miydin.? Sen de ötekiler gibi dört ayak üstünde yürüyemez miydin.?'' (Sayfa: 19)


"Ölünün kulağı çan seslerini duymaz. (..) Mermerin altında da olsa, toprağın altında da olsa, çürümek çürümektir." (Sayfa: 23)
*****
"O.- (..)Zaten bu şehirde insanın biliyor göründüğü şeyleri bilmesi gerekmez ki.
Ben - Öğrendiğinden fazlasını da bilmesi gerekmediği gibi." (Sayfa: 25)


''O. - (..) hiç dillerinden düşürmedikleri halde asla uymadıkları herhangi bir ahlakın genel ilkelerini bu davranış tarzına uygulamaya kalkarsanız, siyaha beyaz, beyaza siyah denildiğini görürsünüz.'' (Sayfa: 31)
*****
''O. - Kral, bakan, banker, hâkim, subay, edebiyatçı, avukat, savcı, tüccar, zanaatkâr, şan hocası, dans hocası çok onurlu kimseler oldukları halde birçok tavırları genel davranış kalıplarına aykırıdır ve ahlaki deyimlerle doludur. Kurumlar ne kadar eskiyse deyimler de o kadar çoktur.''
(Sayfa: 32)
*****
''O. - (..) Doğada bütün türler birbirlerini boğazlıyor, toplumda da tüm yaşam koşulları birbirleriyle çatışıyor. (..)'' (Sayfa: 33)


''O. - (..) Bouret'nin ona çok düşkün bir köpeği vardı ve bu köpek adalet bakanının garip giysilerinden çok korkuyordu. (..) Bouret işe, tıpkı adalet bakanına benzeyen bir maske yaptırmakla başladı. Bir uşaktan bakanın bol cüppesini aldı. Maskeyi yüzüne, cüppeyi sırtına geçirdikten sonra köpeği çağırdı, sevdi, okşadı, simit verdi. Sonra bakanın cüppesini ve maskesini çıkarıp köpeği kırbaçlamaya başladı. İki üç gün boyunca sabahtan akşama kadar süren bu uygulamanın ardından köpek artık sarraf Bouret'den kaçıp, adalet bakanı Bouret'ye sokulmaya alışmıştı.'' (Sayfa: 45)
*****
''Ingenii largitor venter.'' (Deha, açlığın hediyesidir.) (Sayfa: 48)


''O. - Hoşumuza giden yalanları avuç avuç yutarız, ama acı gerçekleri yudum yudum içeriz. Üstelik kendimize çok güvenen, kavrayışlı bir tavır takınırız.'' (Sayfa: 49)
*****
''O. - (..) Sanki Tanrı bunları, bir adam yüzüne bakıp hakkında karar verenleri ve budala bir görünüş altında zeki bir adamın, zeki bir görünüş altında bir budalanın bulunduğunu aynalarından öğrenmeleri gerekenleri cezalandırmak için yaratmıştır..'' (Sayfa: 51)


''O. - (..) Kralın uzun zamandan beri resmi soytarısı olduğu halde, resmi bir filozofu olduğu hiç görülmemiştir. (..) Bilge kişinin asla soytarısı yoktur, soytarısı olan da bilge değildir; bilge olmayan kişi soytarıdır ve belki de kral bile olsa soytarısının soytarısı olur. (..)'' (Sayfa: 53)
*****
''O. - (..) Bizi yanlarına aldıklarında menfaat düşkünü, aşağılık ve hain adamlar olduğumuzu bilmiyorlar mıydı.? Mademki biliyorlardı, o halde mesele yok. Aramızdaki gizli bir anlaşma gereğince bize iyilik yapılacak, fakat biz er geç yapılan iyiliğe kötülükle karşılık vereceğiz. İnsanla papağanı ve maymunu arasında da böyle bir anlaşma yok mu.? (..)'' (Sayfa: 59)
*****
''O. - (..) Bu dünyada her davranışın layık olduğu bir karşılık vardır. İki tür savcı vardır. Biri kapınıza dayanıp topluma karşı işlenen suçları cezalandırır, diğeri doğadır. O, kanunları çerçevesinin dışında kalan bütün kusurların yakasına yapışır. (..)'' (Sayfa: 61)


''O. - (..) Küçük bir yankesicinin yüzüne tükürürler, ama eli kanlı bir katile saygı göstermekten kendilerini alamazlar. Cesaretine şaşar kalır, zalimliği karşısında titrerler. (..)'' (Sayfa: 62)
*****
''Çünkü sessizlik bile seslerle ifade edilebilir.'' (Sayfa: 73)


''O. - (..) Ne lânet bir ekonomik sistem.! Bir yandan tıka basa karnını doyuranlar, öte yanda mideleri de kendileri gibi bahtsız olan ve yiyecek bir lokma ekmek bulamayanlar. (..)'' (Sayfa: 89)


''O. - (..) Bir krallıkta dilediğince yürüyen tek bir adam vardır: Kral. Diğerleri hep bir pozdan diğerine geçmek zorundadırlar.'' (Sayfa: 90)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...