#SorenKierkegaard etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#SorenKierkegaard etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Aralık 2022 Salı

Soren Kierkegaard - Kendinizi Sevmeyi Unutmayın (Çeviren: Emre Murat Bozer)

 

Hayat yalnız geriye dönüp bakıldığında anlaşılabilir fakat ileriye dönük yaşanmak zorundadır.
*
Ne olursa olsun kendinle yüzleş çünkü seni değiştirecek şey asıl kendindir. (Sayfa: 5)

*

İnsanlar pak de çok kullanmadıkları düşünce özgürlüğüne karşılık olarak ifade özgürlüğü talep ediyorlar.
*

Hayatta var olan en güzel şeyler hakkında duyulacak, okunulacak veya görülecek şeyler değil, bizzat yaşanacak şeylerdir. (Sayfa: 6)
*
İnsan doğruluğu benimsediği zaman kişiliği olgunlaşmış demektir.
*
Çaresizliğin en sık karşılaşılan şekli asıl kendiniz olamamanızdır. (Sayfa: 8 )
*
Esasen önemli olan benim için doğru olan doğruyu, uğruna yaşayıp can vereceğim doğruyu bulmaktır.
*
Aşk, sevgiliyi değiştirmez, kendi kendini değiştirir. (Sayfa: 10)
*
İnsanlar beni o kadar kıt anlıyorlar ki, beni anlamadıklarından yakındığımı bile anlamıyorlar.
*
Hayat çözülmesi gereken bir problem değil, tecrübe edilmesi gereken bir deneyimdir.
*
Yola sağlam adımlarla koyulduysanız savaşın yarısını kazanmışsınız demektir. Önemli olan başlangıcı yapmak ve o yola koyulmaktır. (Sayfa: 11)
*
Kandırılmanın iki türlüsü vardır: ya doğru olmayana inanırsınız ya da doğru olana inanmayı reddedersiniz.
*
Çağımız tutkudan yoksun. Herkes birçok şeyi biliyor, hangi yöne gitmemiz gerektiğini, gidebileceğimiz pek çok farklı yön olduğunu. Öte yandan kimse hareket etmeye gerçekten istekli değil. (Sayfa: 12)
*
Can sıkıntısı tüm kötülüklerin anasıdır, kendi olmayı reddetmenin çaresizliğidir. * Akıl azaldığı oranda kaygı da azalır. (Sayfa: 13)
*
''Tutkumuzla kaybolmamız tutkumuzu kaybetmekten iyidir.
*
Risk almadığınız sürece inancınız imkânsızlığa denktir.
*
Yüzmek istiyorsan önce tüm giysilerini çıkarmalısın. Hakikati amaçlamak için de çok daha içedönük bir anlamda soyunmak, kendini tüm içedönük giysilerden, düşüncelerden, kavrayışlardan, bencillikten arındırmak zorundasın. Ancak bundan sonra yeterince çıplak olursun. (Sayfa: 14)
*
Yobazın gülüp geçilecek özelliği, sonsuz tutkusunun yanlış nesne üzerine atılmış olmasıdır. İlahi özelliği ise tutkuyla cesaret etmesidir.
*
Dâhiler tıpkı şimşek gibidir. Rüzgâra karşı hareket ederler, insanların ödünü patlatırlar ve havayı temizlerler. (Sayfa: 15)
*
Azınlık çoğunluktan her zaman daha güçlüdür çünkü azınlık genellikle gerçekten bir fikri olan insanlardan oluşur.
*
Hayata dair bir kanaate varırken tıpkı bir ilkokul çocuğu gibi davranan birçok insan var. Okuyup içeriğini anlamadıkları bir kitaptan cevapları kopyalayıp hocalarını kandırıyorlar.
*
Acı çekmek medeni cesaret gerektirir, sevinmekse dini cesaret. (Sayfa: 16)
*
Modern dünyanın sorunları için tek bir çare bulabilecek olsam, reçeteye sessizlik yazardım.
*
Hayatı hakiki ve ciddi kılan tekerrürdür. (Sayfa: 17)
*
Tanrılar sıkıldıkları için insanı yarattılar. Adem sıkılmıştı çünkü tek başınaydı, bu sebeple Havva yaratıldı. Haliyle dünyaya sıkıntı adım attı ve nüfusun artışıyla doğru orantılı olarak yayılmaya devam etti. Adem bir başına sıkılmıştı sonra Adem ve Havva birlikte sıkıldılar. Ardından Adem ve Havva'ya Habil ile Kabil de katıldı ve ailecek sıkılmaya başladılar. Yıllar içinde dünya nüfusu arttı ve herkes hep birlikte sıkılmaya devam etti. (Sayfa: 19)
*
Şair kimdir.? İç çekmelerini ve çığlıklarını güzel bir müziğe dönüştüren dudaklara sahip olan, fakat ruhunda gizli acılar barındıran mutsuz bir insan. (Sayfa: 20)
*
Kalabalıkların biriktiği yerde gerçekliği bulamazsınız. (Sayfa: 22)
*
Kişi tuhaf sözler etmediği için rağbet görmeyebilir, bu gayet olağandır. Bu tuhaf ifadeler geçici heveslerin ürünüdür ve bu ifadeleri herkes -en ahmak olanı bile- kullanır. Öte yandan aklında bir fikri olan ve her zaman bir fikri olacak olan kişi her zaman rağbet görmeyecektir. Hiç kendine özel terim kullanmasa da Sokrates'in rağbet görmemesinin sebebi budur. Onun cehaletini kavramak Hegel'in tüm felsefesini anlamaktan daha büyük çaba gerektirir. (Sayfa: 25)
*
Şu dünyaya bir kez adımınızı attınız mı, ölmek için yeterince yaşlısınız demektir. (Sayfa: 33)
*
İnsan dediğimiz, fiziksel olarak hep dışa dönüktür ve mutluluğunu hep dış dünyaya atfeder. Oysa bir gün, iç dünyasına yolculuk eder ve asıl mutluluğun kaynağını orada bulur. (Sayfa: 37)
*
Çoğu insan, mutluluğun peşinden öyle canhıraş koşuyor ki, birden onu geride bırakıveriyor. (Sayfa: 46)
*
Çektiğim acılar, benim kalelerimdir. (Sayfa: 62)
*
Güvenli bir limandan öğüt vermek kolaydır. (Sayfa: 68)
*
Sıkıntılar insanı zayıflatmaz, sahip olduğu gücü gün ışığına çıkarır. (Sayfa: 74)
*
Hiç kimse kendisi olmaya cesaret edemiyor ve herkes beraberlik adı altında gizleniyor. (Sayfa: 81)
*
Yalnızca ticarette değil, fikirlerin dünyasında da çağımız, bir mevsim sonu indirimine gidiyor. (Sayfa: 91)
*
Kusursuz sevgi, seni mutsuz edeni sevmektir.
*
Mutsuzluk, sevilmeksizin sevmek değil, sevmediğinde sevilmektir. (Sayfa: 92)
*
Bir şeye ne kadar çok insan inanıyorsa, o şeyin yanlış olma ihtimali o kadar yüksektir. Doğru olan insan, çoğu zaman bir başına olur. (Sayfa: 93)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...