25 Mayıs 2020 Pazartesi

Aslı Erdoğan - Mucizevi Mandarin

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

Küçük bir çocukken -kulağıma komik geliyor doğrusu ama ben de bir zamanlar küçük bir çocuktum- dünyanın kahverengi gözlülere değişik görünüp görünmediğini merak ederdim. Benim gözlerim mavi-gri, aslında maviden çok gri. Çok satan aşk ve casus romanlarının erkek kahramanları, hep sert ve keskin bakışlı, ''karakter sahibi'' ve her nedense gri gözlüdür. Polisiye romanlarda da katillerin çoğunun gri gözlü olduğu istatistiksel olarak saptanabilirdi herhalde; gri, şüphenin, esrarın, tıkır tıkır işleyen ölümcül bir beynin rengi olarak sunulur. Artık yeterince büyüdüm, en azından dünyayı başkalarından farklı görüyorsam, bunun nedeninin gözlerimin rengi olmadığını bilecek kadar. Ben büyüdükçe gözlerim de maviden griye dönüştü. Mavi renkli çocuk, duman renkli bir kadın şimdi; gizemli roman kahramanları kadar olmasa bile kuşku dolu üstelik. (Sayfa: 15)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

''Kral Oidipus'un bir gözü fazlaydı.'' Akıl hastanesinde yatarken böyle demiş Hölderlin. Son aylarda kafama takılan soru şu: Oidipus'un bir gözü oyulmadan önce mi, yoksa sonra mı fazlaydı.? Hölderlin'in bu olağanüstü gizemli cümlesini yorumlayamam elbette ama yitik gözümün, sol gözümün bulmacayı çözdüğünü, akıldan, bellekten ve söylencelerden yardım almaksızın, kendi başına sırrı keşfettiğini sezebiliyorum.
''Aşkın bir gözü fazladır,'' der Mahabarata, ''Aşkın bir gözü fazladır.'' (Sayfa: 16)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

''Zaten dünyanın neresinde olursa olsun, gece yarısından sonra sokaklarda bir başına dolaşan kesinlikle yabancıdır. Kendisine hiç de kucak açmamış bu yeni diyarı, karanlığı da ardına alıp yabani yabani seyretmekte, onu buralara dek kaçırtmış geçmişin ağır yüküyle iki büklüm, ha bire dolanmaktadır. Bir zamanlar katlanamadığı ülkesi, şimdi yitik, düşsel bir cennete dönüşmüştür, ama artık o, düşlerine de inanamaz. Acılarla dolu bir geçmiş ve korkutucu gelecek arasında donup kalmış, içinde bulunduğu âna da bir türlü ulaşamamaktadır. Kaçtığını sanırken asıl şimdi kapana kısılmıştır. Göçmenliğe dair söyleyebileceğim tek iyimser söz şu: İnsana hayatı bu denli iyi belleten bir başka deneyim bilmiyorum.'' (..)  ''Yazarken ayrı bir varlığa, bir göze dönüşürüm ve yalnızca bir bakış olduğum sürece daha farklı bir gerçeklik kazanırım.''(Sayfa: 21)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

''Bak güzelim, ne olursun aldırma ona. Bir erkek, karşına kurulmuş, sanki sen onun kaburga kemiği bile etmezmişsin gibi bir tavırla, senin hakkında, geçmişin, geleceğin, ne olduğun, ne olamayacağın hakkında ahkâm kesmeye kalkışınca onu sakın dinleme. Sana kalçalarının fazla yağlı, göğüslerinin sarkık, gözlerinin daima uykulu olduğunu, kafanın pek hızlı işlemediğini söylüyorsa, edebiyat zevkini bayağı bulup, lisansüstü çalışmana ya da acemiliklerle dolu ilk şiirlerine, bestelerine bıyık altından gülüyorsa anında bırak onu. Hele hele, bir de tutmuş senin asla mutlu olamayacağını ileri sürüyorsa, haddini bilmez bir alçaktır, burnunun üzerine bir yumruk hak etmiştir.'' (Sayfa: 35-36)
***
Tek gözlü bir kadının kuğulardan, güzellikten hatta mutluluktan söz etmesinden daha iç burkucu ne olabilir ki.?
Aşktan söz etmesi. (Sayfa: 36)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

Bir Aşk Öyküsü
***
''Yaşamın yüreğinde bir boşluktum, bir yorumdan, bir soru işaretinden, bir bakıştan, yani bir hiçten başka bir şey değildim.'' (Sayfa: 48)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

Sergio ve Michelle
***
''Irmakları bile tersine çevirebilen tek güç bellek.'' (Sayfa: 50)
***
''Gerçek hayat kurmaca öykülere benzemez, biraz buruk, biraz hüzünlü değildir; delilik gibi, düşler gibi saçmalıkla, tuzaklarla, karmaşayla doludur.'' (Sayfa: 52)
***
Sergio ile Konuşmalar
******
''Sen umutsuzluğun ne olduğunu biliyor musun.? Hiçbir kaçış olanağının kalmadığı, ölüm dahil bütün çıkışların kapalı olduğunu anladığın noktaya hiç vardın mı.?'' 
(Sayfa: 62)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

Sergio ile Konuşmalar
******
''Seni nasıl böylesine hırpaladılar.? Aşk sözcüğünü duyar duymaz karmakarışık korkulara kapılıp gitmene; iki insanın birbirine en yakın olması gereken zamanlarda, uçuruma yuvarlanır gibi kendi içine dönmene; bakman, istemen ve sorman gerektiğinde başını öne eğmene; bedenin çırılçıplakken kafanı yastıkların altına gömmene kim neden oldu.? Senden neyi esirgediler.?'' (Sayfa: 63)
***
''Neden hiç anadilini konuşmuyorsun.? Bana Türkçe bir-iki cümle söylesene.''
''Ne diyebilirim ki durup dururken.? 'Merhaba, nasılsın, iyi misin.' gibi şeyler mi öğrenmek istiyorsun.?''
''Bana bir şiir oku. Herhangi bir şiir olabilir, tek istediğim seni kendi dilinde dinlemek.''
''O sahibinin sesi gramofonlarda çalınan şey,
incecik melankolisiymiş yalnızlığının.
İntihar karası bir faytona binmiş geçerken ablam,
kara tüllere sarılmış mor bir karadağ tabancasıyla
caddelerinden ölümler aşkı Pera'nın.''
''Sadece melankoliyi anlayabildim. Benim için İngilizce'ye çevirebilir misin.?''
''Hayır, çeviremem. Çevirsem de anlayamazsın.'' (Sayfa: 64)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

Sergio ile Konuşmalar
***
''Oysa insanın bir başkasını küllerinden bile olsa yeniden yaratmak istemesi, sonsuz bir yetki üstlenmeyi, bir tanrı olmayı arzulamasıdır. Bu da onun acı çekmesini ya da ölmesini istemekten daha masum değildir.'' (Sayfa: 65)
***
Sonuçta, birisini var olmayan bir dünyaya inandırmak, hiç gelmeyecek bir mutluluğa hazırlamak, zavallı bir sokak köpeğini, ömür boyu tekmeler, taşlar görecekken şefkate alıştırmak suçtur.'' 
(Sayfa: 66)
***
Bir Ayrılık Öyküsü
*****
''Her ayrılıkta ölüm tadı buluyorum'' (Sayfa: 78)
***
Köprü
******
''Artık hiçbir şey canımı acıtmıyor, hiçbir şey beni korkutmuyor. Çünkü korku etin içindedir, arzu gibi. Arınmışım, kutsanmışım.'' (Sayfa: 82)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

*
''Zaten günümüzde herkes insanın üzüntüsünü göstermek 'amacıyla' ağladığına inanıyor. Bir insanın mutsuzluğunu kavramaktan öyle acizler ki, öylesine ufalıyorlar ki acının karşısında, gülünçler. İnsanlık için hiçbir umuda yer bırakmıyorlar.'' (Sayfa: 98)

#AslıErdoğan #MucizeviMandarin

*
''..inanın sessizliğin de sırları var, hatta hâlâ geriye kalmış bütün sırlar onda. Sessizliğin şiddeti en keskin olanıdır; gökyüzünü anlayabilmek için, susmak ve dinlemek gerekiyor.'' (Sayfa: 98)
***
*
''Tek bir veda bütün bir ömür sürüyor.'' (Sayfa: 103)
***
*
''Acıyı kaslarında, karnında duyumsamak, dünyayı rahminde taşımak. Kırılan tırnaklarla çizmek. Kendi ellerinle konuşmak. Ölmek. Olmak. Bir ağacın köklerinden başlayıp doğan güneşe doğru bir yolculuk yapmak ve varoluşunun gerçek öyküsünü bir ağaçtan dinlemek.''
(Sayfa: 110)
***
*
Gökyüzünde yürüyorum
Yanımda bir kuş
KIZILDERİLİ ŞİİRİ (Sayfa: 117)
***
*
''İstanbul, yorgun ve alımlı bir kadın,'' diye düşündüm, ''onca hor kullanılmış olmasına karşın güzel kalmayı başarmış, kalbi yaralı bir yosma. Değerini hiç bilmeyen erkeklerle yatmış; güzelliğini, her defasında azar azar yitirerek sunmuş onlara ve hep bağışlamış. Kolayca ele geçirilen ama hiç ulaşılamayan mağrur, benzersiz bir kadın.'' (Sayfa: 134)
***
*
''Bir insanı gerçekten sevmek, onun tuhaflıklarını, hiç kimsenin, kendisinin bile benimseyemediği, hatta fark etmediği huylarını sevmektir. İnsanların en esaslı yönleri uyumsuzluklarında saklıdır çünkü.'' (Sayfa: 138)
***
*
''Yarısı Tanrı'ya, yarısı insana ait bir semt burası, her adım başında bir cami, yaşamsız insanlara sonsuzluk vaat ediyor.'' (Sayfa: 150)
***
*
''Lire'' dergisi tarafından ''Geleceğin 50 Yazarı'' arasında gösterilen Aslı Erdoğan'ın ilk öykü kitabı Mucizevi Mandarin, merhametini yitirmiş hoyrat bir dünyayı, ödünsüz bir melankoliyle yüklü şiirsel, yoğun ve zarif bir dille anlatıyor.
*
''Dimdik dururuz ayakta, yan yana, güçlü, birbirimize bakmadan, dokunmadan. Beraberce aynı uyumlu dansı tekrarlarız sürekli. Toprağın uzantısıyızdır gökyüzüne, güneşin uzak çocukları, gün ışığının sahipleri. Gün gelip de teker teker yıkılacağımızı, dansın ise hep süreceğini biliriz.''

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...