#StefanZweıg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#StefanZweıg etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ekim 2018 Perşembe

Stefan Zweıg - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

''Kelimelerim seni korkutmasın; ölmüş olan biri artık hiçbir şey istemez, sevilmeyi de, kendisine acınmasını da, teselli edilmeyi de istemez. Senden tek istediğim, şu anda sana kaçmakta olan acımın hakkımda ele verdiği her şeye inanmandır. Her şeye inan, senden sadece bunu istiyorum.'' (Sayfa: 4)
*
''Sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dağılmaksızın koruyabilirler, ötekiler, duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezeliklerle harcarlar, yakınlıklarla köreltirler, aşk hakkında çok şey okumuşlardır, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler. Onunla bir oyuncakmışçasına oynarlar, tıpkı ilk sigaralarını içen erkek çocukları gibi, onunla böbürlenirler.'' (Sayfa: 12)
*
''Ve insanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.'' (Sayfa: 20)

Stefan Zweıg - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Stefan Zweıg - Amok Koşucusu

- Amok'un ne olduğunu biliyor musunuz:?
- Amok mu.? Sanırım hatırlıyorum.. Malezyalılarda görülen bir tür sarhoşluk..
- Bu sarhoşluktan daha fazla bir şey.. bu delilik, bir tür insan kudurması.. ölümcül, anlamsız bir saplantının bir krize dönüşmesi hali, bunu başka hiçbir alkol zehirlenmesiyle kıyaslayamazsınız.. orada kaldığım süre içinde bizzat ben de birkaç vakayı inceleme fırsatı buldum -söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz- ama kaynağının korkunç gizemini ortaya çıkarmayı başaramadım. Bir şekilde iklimle ilgisi vardı, ani bir patlama noktasına gelinceye kadar sinirler üzerinde bir fırtına gibi baskı yaratan o boğucu, yoğun atmosferle.. Sonuç olarak Amok.. evet, Amok şöyle bir şey: Bir Malezyalı, son derece sade, son derece iyiliksever bir insan, içkisini içiyor.. orada öylece oturuyor, duygusuz, umursamaz, donuk.. tıpkı benim odamda oturduğum gibi.. ve birden ayağa fırlıyor, hançerini kapıyor ve sokağa koşuyor.. dosdoğru koşuyor.. hep dosdoğru.. nereye olduğunu bilmeden. Yolda karşısına ne çıkarsa çıksın, insan, hayvan, hançeriyle vurup yere seriyor ve kan sarhoşluğu onu daha da öfkelendiriyor.. Koşan adamın ağzından köpükler saçılıyor, delirmiş gibi uluyor.. ama koşmaya devam ediyor, koşuyor, koşuyor, artık ne sağa bakıyor ne de solda duruyor, sadece tiz çığlığıyla, elinde hançeriyle öyle korkunç bir halde ileriye doğru koşmaya devam ediyor.. Köylerdeki insanlar bir Amok koşucusunu hiçbir gücün durduramayacağını bilirler.. onun koşarak gelmekte olduğunu gördüklerinde herkesi uyarmak için bağırırlar. 'Amok, Amok.!' ve herkes kaçışır.. ama o koşmaya devam eder, hiçbir şey duymaz, sürekli koşar, hiçbir şey görmez, karşısına çıkan her şeyi yere yıkar.. ta ki biri onu kuduz bir köpek gibi vurup yere serene ya da kendiliğinden köpükler içinde yere yıkılana kadar.. 

(Sayfa: 30-31)
Stefan Zweıg - Amok Koşucusu

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...