#LFrankBaum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#LFrankBaum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Kasım 2021 Cuma

L. Frank Baum - Oz Büyücüsü, Çeviren: Volkan Yalçıntoklu


 Arka Kapak:

*
1900 yılında yayımlanan Oz Büyücüsü, yazarı L. Frank Baum’un ifadesiyle “merak ve eğlencenin korunduğu, kederin ve kâbusların dışarıda bırakıldığı modern bir masal” olmayı amaç edinir.
Amerikan edebiyatının ilk masalı olarak görülen eser, 1890’ların Amerika’sındaki ekonomik, politik ve toplumsal durumun sembolik bir alegorisi olarak değerlendirilir ve Batı’daki çiftçilerin durumunu, dönemin altın piyasasını ve İç Savaş’tan sonra çalışamayıp ekonomik sorunlar yaşayan işçileri sembolize eden unsurlar taşıdığı ileri sürülebilir.
Söz konusu alegorik özelliği ve hayali öğeleriyle hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden bu klasikleşmiş eser, bir kasırgaya kapılan küçük Dorothy ile köpeği Toto’nun Kansas’ın uçsuz bucaksız çayırlarından fantastik Oz Diyarı’na uzanan yolculuğunu ve bu serüvende edindikleri sıra dışı dostları anlatır. Çıktıkları zorlu ve tuhaf yolculukta Korkuluk beynini, Teneke Adam kalbini, Aslan da cesaretini ararken Dorothy’nin tek istediği Kansas’a, teyzesiyle eniştesinin çiftliğine geri dönebilmektir. Ne de olsa insanın evi gibisi yoktur
*
Lyman Frank Baum: (1856-1919): 1856'da New York'ta doğan L. Frank Baum, kariyerine gazeteci olarak başladı. Kırklı yaşlarından itibaren çocuklar için yazan Baum, ilk kitabı Father Goose (Baba Kaz, 1899) ile büyük başarı kazandı. Ertesi yıl Baum'a ''Amerikan masallarının babası'' unvanını kazandıran Oz Büyücüsü yayımlandı. 1902 yılında Chicago'da müzikal olarak sahnelenen eser 1939'da sinemaya uyarlandı ve on yıllardır hem tiyatroda hem de beyazperdede pek çok yapıma ilham verdi.
Baum, 13 Oz kitabı daha yazdı. Ölümünden sonra da diziyi başka yazarlar sürdürdü. Baum'um kendi adıyla ya da çeşitli takma adlarla yazdığı, çoğu gençler için 50'den fazla romanı, onlarca kısa hikâyesi ve şiiri bulunuyor.

ÖNSÖZ
*
Halk bilimi, efsaneler, mitler ve masallar çağlar boyu çocukluğun peşini bırakmadı, zira her sağlıklı çocuk fantastik, doğaüstü ve açıkça gerçekdışı olan hikâyelere karşı faydalı ve içgüdüsel bir sevgi duyar. Grimm Kardeşler ile Andersen'in kanatlı perileri çocuksu kalplere insanlığın yarattığı başka her şeyden daha çok mutluluk getirmiştir.
Ancak eski masallar, kuşaklar boyu faydalı olduktan sonra, artık çocuk kütüphanelerinde ''tarihi'' olarak sınıflandırılabilirler; zira yazarların her hikâyede korkunç bir kıssadan hisseye işaret etmek için tasarladığı bütün o dehşetengiz ve kan donduran olayların yanı sıra basmakalıp cinler, cüceler ve perilere de artık yer vermeyen bir dizi yeni ''masal''ın zamanı geldi. Modern eğitim ahlakı da içerir; bu yüzden günümüz çocukları masallarda yalnızca eğlence arıyor ve hoşuna gitmeyen bütün olayları memnuniyetle bir kenara itiyor.
''Muhteşem Oz Büyücüsü''nin hikâyesi, bu düşünce göz önünde bulundurularak, yalnızca günümüz çocuklarını hoşnut etmek için yazıldı. Bu hikâye, merak ve eğlencenin korunduğu, kederin ve kâbusların dışarıda bırakıldığı modern bir masal olmaya talip.
*
L. Frank Baum, Nisan 1900, Chicago


''..kafamın içinde seninki gibi beyin değil de saman varken herhangi bir şeyi nasıl öğrenebilirim.?
(..)
''Sana bir sırrımı söyleyeceğim,'' diye devam etti yürürken. ''Dünyada korktuğum tek bir şey var.'' ''Nedir o.?'' diye sordu Dorothy. ''Seni yapan Kıtırsoy çiftçi mi.? ''Hayır,'' diye yanıtladı Korkuluk; ''yanan bir kibrit.'' (Sayfa: 16)


''Biliyorsun kafam samanla dolu, işte bu yüzden Oz'dan beyin istemeye gidiyorum.''
''Ah, anlıyorum,'' dedi Teneke Adam. ''Ama neticede beyin dünyadaki en iyi şey değil.''
''Sende var mı.?'' diye sordu Korkuluk.
''Hayır, benim kafam bomboş,'' diye yanıtladı Teneke Adam. ''Ama bir zamanlar beynim de vardı, kalbim de.. İkisini de denemiş biri olarak, daha çok bir kalbim olmasını tercih ederim.'' (Sayfa: 26)


''Sen neden korkaksın ki.?'' diye sordu Dorothy, neredeyse küçük bir at boyunda olan bu koca canavarı merakla inceliyordu.
''Bunu ben de bilmiyorum,'' diye yanıtladı Aslan. ''Sanırım doğduğumdan beri böyleyim. Aslan her yerde Hayvanlar Âleminin Kralı kabul edildiğinden, ormandaki diğer hayvanlar da doğal olarak benim cesur olmamı bekliyorlar. Yeterince yüksek sesle kükrersem bütün canlıların korkup yolumdan çekildiklerini fark ettim. Ne zaman bir insan görsem çok korkarım; ama tek yaptığım kükremek olur ve o da olabildiğince hızla kaçar. O kadar korkağım ki filler, kaplanlar ya da ayılar benimle dövüşmeye kalkışacak olsalar kaçan taraf ben olurdum; ama kükreyişimi duyar duymaz benden uzaklaşmaya çalışıyorlar, tabii ben de gitmelerine izin veriyorum.'' (Sayfa: 31)




''İhtiyacın olan tek şey kendine güvenmek. Tehlikeyle karşılaştığında korkmayan canlı yoktur. Gerçek cesaret, korkmana rağmen tehlikeye göğüs gerebilmektir..'' (Sayfa: 98)


''Şarlatanlıktan nasıl vazgeçebilirim ki,'' dedi kendi kendine, ''hele de insanlar aslında yapılamayacağını herkesin bildiği şeyleri yapmamı isterken..'' (Sayfa: 103-104)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...