26 Mayıs 2022 Perşembe

Virginia Woolf - Romanları Tekrar Okuma Üzerine (Çevirenler: Kübra Kavasçinay - Özgür Cem Oğuzbıçak)


 ''..''kitabın kendisi'' gördüğümüz biçim değildir, hissettiğimiz duygudur ve yazarın duyguları ne kadar yoğunsa kelimelere aktarılan anlam da o kadar sorunsuz olur.'' (Sayfa: 14)
*
''..hem yazıda hem okumada tüm metotlar arasında duygunun önce gelmesi durumu hakkında ısrarcı olmalıyız.'' (Sayfa: 15-16)
*
''Asıl malzememiz duygudur fakat duyguya ne kadar önem veriyoruz.? Kısa hikâyede olmayan kaç farklı duygu, kaç farklı yapı vardır; kaç farklı elementten oluşmuştur o kısa hikâye.? Yani aslında duyguyu alabilmemiz için gerekli olan şey ilk adımdır. Onu sorularla deneyip sırrını çözmemiz gerekiyor. Geriye işe yarar hiçbir şey kalmazsa her şeyi bırakıp onu çöp kutusuna gönderin. Geriye bir şeyler kalırsa da onu alıp evrenin mucizelerinin arasına koyun.'' (Sayfa: 16-17)


Kitap Nasıl Okunmalı.?
*
İlk olarak başlıktaki soru işaretinden bahsetmek istiyorum. Bu soruya cevap verebilecek olsam bile o cevap size değil sadece bana uygun olurdu. Çünkü birinin başkasına okuma ile ilgili verebileceği tek gerçek tavsiye, tavsiyelere kulak asmamak ve iç güdülerini takip edip, kendi yolunu izleyerek kendi sonuçlarına varmak olurdu. Bu konuda hemfikirsek birkaç öneri ve fikir sunmak istiyorum çünkü bu fikir ve önerilerin bir okurun sahip olabileceği en önemli özelliği olan özgürlüğünüze pranga vurmasına izin vermeyeceksiniz. Sonuçta, kitaplar hakkında ne çeşit yasalar koyulabilir ki.? Evet, Waterloo Muharebesi, belirli bir günde yaşandı, bunda herkes hem fikir, ama Hamlet'in Lear'dan daha iyi bir oyun olup olmadığını kimse bilemez. Herkes bu soruya kendi cevabını bulmalı. Otoriteleri kütüphanelerimize alıp, onların bize neyi okuyup neyi okuyamayacağımızı ya da okuduğumuz esere vermemiz gereken değeri söylemelerine izin verirsek o kütüphanelerin temelindeki özgürlük fikrini yok etmiş oluruz. Evet, bütün dünya kurallar ile yönetiliyor olabilir ama kütüphaneler, asla.
Özgürlüğün tadını çıkarmaya devam edebilmek için -basma kalıp lafları görmezden geleceğinizi umarak söylüyorum- kendimizi kontrol etmeliyiz. Gücümüzü çaresizce ve cahilce boşa harcamamalıyız. Gül fidesini sulayacağız diye evi su altında bırakmamalıyız. Bu yüzden, kendimizi işte tam olarak burada eğitmeliyiz. Tabii bu, bizi kütüphanede karşılayacak ilk zorluklardan biri olabilir. ''Tam olarak burası,'' nerede.? Kütüphane; sadece kafa karıştıran devasa bir yer değildir. Şiirler, romanlar, tarih kitapları, sözlükler ve her türlü cinsiyetten, ırktan ve dilden yazarlar tarafından yazılmış kitaplar vardır. Ve dışarıda ise anıran eşekler, çeşme başında dedikodu yapan kadınlar ve etrafta koşturan taylar. Peki, nereden başlayacağız.? Bu kaosu nasıl düzene sokup, bir anlam çıkararak okuduğumuz şeyden zevk alacağız.? (Sayfa: 25-27)
*
Biyografiler ve Anı Kitapları Üzerine:
*
''Kendimize sormalıyız: Bir kitap, yazarının hayatından ne kadar etkilenir.? Yazara nereye kadar güvenmeliyiz.? Yazarın içimize bıraktığı hislere nereye kadar direnmeliyiz.? Yazarın yarattığı karakter yeterince anlayışlı mı.? Bunlar yaşamları ve mektupları okurken sormamız gereken sorulardır ve kendimiz için cevaplamalıyız, çünkü hiçbir şey bu kadar kişisel bir konuda başkalarının tercihlerini kılavuz olarak kullanmaktan daha ölümcül değildir.
Böyle kitapları okurken amacımız, önemli kişileri tanımak veya edebiyat dünyasına ışık tutmak değil de kendi yaratıcı kaslarımızı gevşetmek de olabilir.'' (..) ''Her edebiyat türü, geliştikçe, eski aksanlar, bilinmeyen ve karmaşık diller ile yazılmış, çöp kitap örnekleri biriktirir. Ama kendinizi bu çöp kitapları okumaya, onlardan zevk almaya eğitebilirseniz o tozlu raflardan çıkan şeyler sizi şaşırtabilir.'' (Sayfa: 34-35)
*
Şiir:
*
''Zamanla çöp kitapları okumaktan bıkarız. Wilkinson'ların, Bunbury'lerin ve Maria Allen'ların bize vermeye çalıştığı mesajı çözmeye çalışmaktan yorulabiliriz. Çünkü onlarda ustalaşma ve hükmetme gücü yoktu; kendi yaşamları hakkında bile tüm gerçeği söyleyemediler; öyleyse düzgün olan hikâyeyi bile deforme ederler. Gerçekler bize verecekleri her şeydir ve gerçekler çok düşük bir kurgu biçimidir. Böylece, ayrıntıdan habersiz, yoğun ve genelleştirilmiş bir ruh durumu içine gireriz, bunun doğal ifadesi şiirdir ve böylece sıra şiir okumaya gelir.. şiir yazacak seviyeye geldiğimiz zaman tabii.'' (Sayfa: 36-37)
*
''..kitabı zihninin içinde tartışmayı, kitabı bıraktığında bile onu okumaya devam etmeyi ve bir kitabı diğeri ile uygun bir şekilde karşılaştırabilecek kadar okumuş olmak, işte bu zordur.'' (Sayfa: 42)
*
''Her türden kitapla -şiir, kurgu, tarih, biyografi- oburca beslendikten sonra okumaya ara verip bir süre dünyanın çeşitliliklerine bakarsak, beğenilerimizin değişmeye başladığını fark edeceğiz. Artık daha seçici oluruz.'' (Sayfa: 43)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...