6 Kasım 2020 Cuma

Nâzım Hikmet Ran - Hikâyeler (Masallar, Hikâyeler) 1

 

*
''Seruma muhtaç iki yaralı vardı. Buna mukabil bir tek şişe.. Birisi mülazım, diğeri miralay.. Biri alay kumandanı, diğeri küçük zabit.! Biri sade kendi oğlu, diğeri bütün bir alayın babası.. Vazife hissi ve baba şefkati çarpıştı.. '' (Sayfa: 9)


*
''- Bak, dedi, ne kadar ihtiyarladım. Emin ol seni düşünmediğim bir gece olmadı. Altın, saray, eğlence hiçbir şey seni bana unutturamadı.. Seni seviyorum. Senin rüzgârların, senin boran beni sana bağladı. Beni bırakma.! (..)'' (Sayfa: 12)
*****
*
''- Beni tanımadın mı.? Benim sesime aşina çıkmadın mı.? Dört yıldır içinde hiç mazisini düşünmeye ihtiyaç görmeden oturduğun evim ben.. Sana söyleyecek çok şeylerim var.. Dertlerimi dökmek istiyorum.. Gördüklerimi küçük bir canlı tarih olan ruhumdan sızdırarak anlatmak istiyorum..
Elli yıllık ömrümde ta ilk temelimin atılmasından beri öyle vakalara şahit oldum, odalarım öyle maceralar geçirdi ki bunları anlatmadan çökmek istemiyorum..'' (Sayfa: 14)
*****
*
''Her insan gibi onun da bir şeye iptilası vardı; o da bir şeyle fazla meşgul olurdu. Bu iptilası, bu düşkünlüğü ise kitaplarınaydı.. Evet, kitaplarını umulmaz bir derinlikle severdi.. Çok hulyalıydı, emelleri çok yüksekti ve zannederim bunun için, kimseyi beğenmezdi.'' (Sayfa: 17)
*****
*
''Siz insanlar bazen çok ahmak olursunuz ve ekseriya en zeki zannettikleriniz en budala olanlarınızdır.'' (Sayfa: 21)
*****
*
''Çelik çubuklardan, kıvrım kıvrım yongalar çıkaran torna tezgâhları şarkı söylüyor.. Bu kıvrak, afili, çelik gibi bir şarkıdır. Biterim ben, kıvrım kıvrım çelik yongaları çıkaran, torna tezgâhlarının şarkısına..'' (Sayfa: 38)
*****
*
"Ben esnaftanım, beyağabeyciğim.. Salıpazarı'nda kahve işletirim.. Haniya, doğrusunu söylemek lazım gelirse, ruhsatiyeyi ahçı dükkanı için aldım ama, millet perhize kuvvet, 12 ayda 9 ay ramazan dedikleri için, tencerelerin dibi çabuk göründü.. Dayandık çaya, kahveye.. Eh.. Çay, kahve gamı, kasaveti siler gönülden, beyağabeyciğim, bizde millet tiryakidir, malumunuz."
(Sayfa: 56)
*****
*
''- Ben, dedi, yok senin namus ayak altında. Ben sever senin kadın. O çok iyi kadın. Ben sana yapar hizmet, ona yapar hizmet. Sen başka kadınlarla beraber, senin hanım namus var.. Senin hanım başka erkeklerle beraber, neden senin namus yok.? Ben anlamadı..
Ve hakikaten zencinin kafası, neden dolayı Selim Bey'in metresleri varken, Feriha Hanım'ın namusuna halel getirmediğini, fakat Feriha Hanım bir âşık sahibi olunca Selim Bey'in namusunu ayaklar altına almış olduğunu bir türlü anlamadı gitti. Mantık meselesi bu.. Ri-Ri-Ku'nun mantığı böyle acayip bir vahşi mantığıydı işte..
*
(Ben/Yeni Gün Gazetesi, 15.6.1931) (Sayfa: 154)
*****
*
"Zaten sabaha kadar tahtakurusu, sivrisinekten uyuyabilirsen uyu. Muhalifler gibi mubarekler, ince ince vızıldayıp kaşındırırlar."
*
(Ben/ Yeni Gün Gzatesi, 4.7.1931) (Sayfa: 169)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...