6 Aralık 2022 Salı

Nâzım Hikmet Ran - Ferhad ile Şirin (Oyunlar 2)


YOLCU (Yazılışı 1941 (?) - İlk Basım 1966)
*
''..benim aklımın erdiği şu ki, insanoğlu dünyada yalnız kalırsa, kitap bu yalnızlığı gideremez. Hani, kitap okumuşluğum fazladır, bu işlerden anlarım, diye söylemiyorum. Az kitap okudum, ama bana öyle geliyor ki, yalnız kalmış insanın kitabı da tek başınadır.'' (Sayfa: 25)
*
''..Daha güzel, daha iyi, daha doğru bir dünya düşünürüm. Otları, hayvanları değil.. Onlar şimdi de güzel. İnsanların daha iyi, daha doğru olduğu bir dünya..'' (Sayfa: 33)
*
FERHAD, ŞİRİN, MEHMENE BANU VE DEMİRDAĞ PINARININ SUYU:
Yazılışı 1948 - İlk Basım 1965

*
''..biz ki adaleti, odun kantarıyla değil, kuyumcu terazisiyle ölçeriz..'' (Sayfa: 63)
*
Ha köle, ha şah olmuşsun
Ha ağlamış, ha gülmüşsün,
Yıldızların umurunda mı
Ha yaşamış, ha ölmüşsün.. (Sayfa: 66)
*
''Yüzün ölecek, ihtiyarlayacak. Lakin vücudun, lakin yüreğin hep öyle taze, hep öyle iştahlı, hep öyle obur kalacaklar.. ''Hele şükür.!'' diye düşünme, keşke onlar da ihtiyarlasa, onlar da ölseydiler..'' (Sayfa: 74)
*
''..hevesin uzunca süreni, keskince olanı..'' (Sayfa: 84)
*
Bir şarkıdır ömrümüz, ey gözleri mahmur..
Doldur şarabı, doldur, boş kalmasın billur,
Zira ki bu kubbenin altında bu beste
Yalnız bir kerre okunur.. (Sayfa: 85)
*
FERHAD: (Şirin'e yaklaşarak.) Sen ne deli, ne divane, ne kahrolunası, nasıl al gibi, yeşil gibi, lale gibi, su gibi, nakış gibi kızsın.. Kendimi tutmasam avaz avaz haykıracağım.. Kendimi tutmasam.. (Şirin'i omuzlarından yakalar ve gerdanından öper.) Sen Sultanın cariyelerinden misin.?
ŞİRİN: Hayır, Ferhad.. Benim adım.. Şirin..
FERHAD: (Şirin'i adeta iterek.) Eyvah ne uzaksın.. Sabah yıldızına âşık olmuşum.. (Sayfa: 91)


FERHAD: Sana ulaşmış olmak dünyaya ulaşmaktır. Senin yüzünü görmek, sesini duymak, dokunabilmek sana, dünyanın yüzünü görmek, sesini duymak, dünyaya ellerimle dokunabilmektir benim için.. (Sayfa: 95)
*
KISA BOYLU ADAM: (..) Yahu o dağ delinir m.?
UZUN BOYLU ADAM: Çek elini eteğimden. (..) Ben bilirim seni.. Çeşmelerden su akınca testini ilk dolduran sen olursun..
KISA BOYLU ADAM: Ne suyu.? On yıldır bekliyoruz. Bir on yıl daha beklesek nafile.. Zaten o zamana kadar kim ölür, kim kalır.? Boş ver böyle dalgalara.. Haydi, dön.. (..)
SEMERKANTLI: (Şerif'e) Mecnun'u biliriz, Leyla'nın aşkıyla çöllere düştü, ah u zar etti, kara taşlara çaldı bağrını. Âşık dediğin böyle olur sanırdık: boynu bükük, gözü yaşlı.. Halbuki sizin Ferhat ağlayıp sızlamaz..
ŞERİF: Yapışıp yüz batmanlık gürzün sapına dağları deler, suyu akıtmak için..
SEMERKANTLI: Ve minelgaraip.. (Sayfa: 118)
*
DEMİRDAĞ: (..) Siz insanlar ne tuhaf seviyorsunuz.?
FERHAD: Ne dedin, Demirdağ.?
DEMİRDAĞ: ''Siz insanlar ne tuhaf seviyorsunuz,'' dedim. Kurda bak, kuşa bak, kestanelikteki ayılara, buğday tanesiyle toprağa bak.. Onlar yalnız etleriyle severler, yalnız etleri, ağızları, gözleriyle.. Halbuki siz yüreğinizle, hayalinizle, aklınızla da seviyorsunuz..
FERHAD: Doğru dedin, Demirdağ. Hele yârimiz gözümüzden, ağzımızdan, elimizden uzaksa, hele ona her şeyimizle ulaşmak istiyorsak..
DEMİRDAĞ: Sizi bedbaht eden bu.
FERHAD: Bahtiyar eden de.. Hasretimiz, kuvvetimizdir..
GÜLEN NAR: (Uzun bir kahkaha atar.)
AĞLAYAN AYVA: (Ağlayarak hıçkırır.)
FERHAD: Sen sade gülmesini bilirsin, Gülen Nar, sade gülmesini.. Sen yalnız ağlamasını bilirsin, Ağlayan Ayva, sade ağlamasını.. Bizse, her ikisini de biliriz, hem gülmeyi, hem ağlamayı.. (Sayfa: 122)
*
FERHAD: (..) ..bir gün olup öleceğimi düşünmek bana kuvvet verir. Hayatı sevmediğimden değil, bilakis hayatı çok sevdiğimden.. (Sayfa: 124)
*
FERHAD: (..) Sana, zaman diyorlar, zaman, fışkıran tohumda, kuş kanadında, karıncanın ayağında mısın.? Nerde olursan ol, daha çabuk, daha hızlı geç, her gün biraz daha kuvvetli olsun akışın. Sen ne kadar kuvvetle akarsan, çeşmeler suya, ben Şirin'ime o kadar yakınım..
ZAMAN: İhtiyarlığa da, ölüme de..
FERHAD: Sen yaşamaktan korkanlara anlat o hikâyeyi. Sen daha hızlı, daha hızlı es. Gelecek günler, geçen günlerden güzeldir eninde sonunda.. (Sayfa: 126)
*
Nâzım Hikmet'in karısı Piraye'ye yazdığı mektuptan:
*
Ferhad'la Şirin'i ilk önce başka türlü bitirmek niyetindeydim, üçüncü perdeyi de iki sahne yapmak istiyordum. İkinci sahnede, yani üçüncü perdenin ikinci sahnesinde, suyun çeşmelerden akışını ve Ferhad'ın Şirin'in kucağında ölüşünü yazacaktım. Fakat sonra düşündüm, hem esas fikir itibarıyla piyes üçüncü perde birinci sahnede bitiyor, hem de Ferhad'la Şirin'de seninle bana benzeyen bir taraf var ki, adeta kendimi sana kavuştuğum anda, senin kucağında öldürmüş gibi olacaktım, buna gücüm yetmedi. (..) (Sayfa: 136)
*
SABAHAT (Yazılışı 1948 - İlk Basım 1966)


NURİ: İster ecelinle öl, ısmarlama tabutun içine koysunlar seni, ister tekmelenip öl, yol kıyısına gömüversinler, hepsi bir, iş ölmemekte, diyeceğim amma, ölmeden önce, daha canlıyken, yediğin tekmenin acısı var..
SEYFİ: Acı ötekinde de var.. Bilirim, müdürün karısı kanserliydi..
NURİ: Kanser senin kanserin, acısı kendi acın. Fakat yediğin tekme senin değil, başkasının. (Sayfa: 146)
*
ENAYİ:
Yazılışı 1949 - İkinci Yazılışı 1955


''Sanatkârın insanları aldatmaya hakkı yok.. Sanatkâr, namusunu, her zaman, açlıktan ölürken de, altına boğulurken de korumasını bilmeli. (Sayfa: 244)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...