17 Ekim 2018 Çarşamba

Birhan Keskin - Derin Zaman

Birhan Keskin - Derin Zaman

Birhan Keskin - Derin Zaman

Akgün Akova - Sana Benzersiz Bir Günaydın Demenin Yollarını Ararken (Kafa Dergisi, s: 19)



su damlasının üstündeki iskeleye benzeyen bir günaydın sana
gittiği yere köprüsünü taşıyan bir dere
bir tüyün tutunduğu kuşu geçmesi gibi bir günaydın
dil balığının konuştuğu altı dilden birden
Damlaca bir, Dalgaca iki, Akıntıca üç
epey Kumca, biraz Kayalıkça ve Denizkızıca uzaktan uzağa
sevgilim
bir bavulun yerden alıp içine koyduğu yol uzunluğunda
bir günaydın sana
‘’acelen ne’’ diyerek Zaman’ın kulağını hafifçe çeken Sonsuzluk
nehirlerin emzirdiği ıslak dudaklı yeni bir kent gibi günaydın

💙💌💙

sevgilim
çite konan kuşları bir bir sayan ceviz ağacına benzeyen
bir günaydın sana
ruh hekimine gidip uçma korkusundan kurtulan
yavru leylek gibi günaydın
kekliklerle avcıların göz göze gelmedikleri o ıssız kayalıklardan
bir eve yatıya giden kan damlasının içindeki sessizlikten günaydın
sevgilim
akıllı bir iğneyi
astronotların yırtılan giysilerini onarsın diye
uzaya gönderen bilgisayar programcısının
beyninin kıvrımlarından çıkmış bir günaydın sana
dar zamanlarda uçan kuğu sürülerinin eksiksiz vardığı o geniş beyazlıktan
şiir dediğimiz o iç ferahlatan ağarmadan
bir düğmenin iliklenmek için aradığı giysilerin iplikleri arasından
melek kanatlarından köprü yapmak isteyen Mimar Sinan’ı
günlerce dil dökerek vazgeçiren
Deli Dumrul’un gelini gibi bir günaydın

💙💌💙

sevgilim
bir elmaya çarpan portakalın soyunurcasına dilimlerine
ayrılması gibi günaydın sana
sabahlık giymiş açık saçık bir dergi
bir öpücüğün bir dudağa yolladığı CV
kavala sarılan rüzgâr gibi
bulutların ağzındaki fıskiye, gökyüzündeki ateş çokluğu gibi
yağarken sevişen yağmur damlaları gibi bir günaydın
bir şiirden düşerken Esin Peri’sinin meme uçlarına tutunup
kurtulan şairin esrikliğinden kalan bir günaydın sana sevgilim

💙💌💙

sevgilim sana
devrilen reçel kavanozunun çarptığı hesap makinesinden dökülen
rakamları masasının altında arayan matematikçinin
onları yerden topladığında
aralarına a, ş ve k harflerinin de karışmış olduğunu görmesi gibi
bir günaydın
çiçekler arası koku nakli
heyecandan harfleri terleyen bir roman
kuşların kurduğu Kafes İmha Ekibi gibi
Balnchine’in bale öğrencilerine verdiği öğüt gibi bir günaydın:
‘’Havaya tutunun.!’’
sevgilim
bir mağarada dükkân açan ışık gibi günaydın sana
evrenin dibinde biriken kucaklaşma anları
buğday tanelerinden yapılan ilk alfabe gibi binlerce yıl önce
aşk dolu bir bakışla değiştirilen dünya tarihi gibi
halka konuşma yaparken tacını balkondan düşüren krala gülen çocuklar gibi sanki
teşekkür etmeyi, özür dilemeyi
ağız dolusu seni seviyorum demeyi bilen
insanların yaşadığı bir ülkenin hayali gibi
günaydın sana sevgilim
günaydın işte
günaydın
günaydın
günaydın

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...