Vedat Türkali'nin pek çok eseri gibi 'fırtınalı' bir yayınlanma serüveni olan 'Bu Ölü Kalkacak' TRT oyun yarışmasında 'Övgüye Değer' bulunduktan yıllar sonra Fatih Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelenir. Halkın büyük ilgisiyle karşılanan oyun, yılın ikinci yarısında bir ihbar sonucu sahneden kaldırılır. Açılan dava sonunda aklanır.
Türkali, ortaoyun niteliği ağır basan bu oyunda Hacivat ve Karagöz tiplemeleriyle politik, insani ve düzene dair sorunları hicveder. Son otuz yılda güncelliğinden hiçbir şey yitirmeden bu oyunu severek okuyacağınızı umuyoruz.
*
''70 ya da 71 yılı olacak; TRT, ödüllü bir yarışma açmıştı. Ben de iki oyunla katılmıştım bu yarışmaya. Vedat Türkali imzasıyla yolladığım Dallar Yeşil Olmalı adlı dramatik oyun başarılı diye ödüllendirilirken, Abdülkadir Pirhasan adına giden bu epik oyun, Bu Ölü Kalkacak da, “Övgüye Değer“ bulunmuştu. Gene de epey bir süre ikisi de ilgi görmedi tiyatrolardan. Yıllar sonra bir gün, TRT ÖDÜLLERİ SEÇİCİLER KURULU'ndaki üyeliği sırasında oyunu beğenip aklına koyan değerli tiyatro adamı, yönetmen Hamit Akınlı, BU ÖLÜ KALKACAK'ı Şehir Tiyatrosu'nda sergilemek için bana başvurduğunda, elimde oyunun teksti bile yoktu. Sağ olsun, seçici kurul üyesi iken edinip sakladığı oyunla çalışmalara girişebilmişti Sayın Akınlı. Oyun Fatih Şehir Tiyatrosu'nda oldukça iyi karşılandı. Gün günden artıyordu halkın ilgisi. Yılın ikinci yarısında Üsküdar Tiyatrosu'na geçirilince neredeyse kapalı gişeye gidiyordu ki, bir “ihbar“ sonucu, savcılık kararıyla oyun durduruldu. Güvenlik güçlerine hakaret edildiği savındaydı ihbarcı. Oyunun bir yerine ağır suçlanarak götürülen Karagöz, daha sonra ortaya çıkınca, kollukçulara elli lira vererek ellerinden kurtulduğunu söyler. “Elli liraya babalarını bile satar bunlar,“ diye kapıda bekleşen herifleri gösterir. Bu sözlerle polise hakaret etmiş oluyormuşuz. Savcılığa giden ihbarı yazan da polismiş.! İhbarı, Hamit Bey'le okuyunca hemen gördük; uzun uzun irdeleyip içindeki geleneksel tiyatro öğelerini tek tek ayırarak oyunun ustalıklı biçimde incelemesini veren ihbarcının tiyatro konusunda meslekten bilgileri olan birisi ya da birileri olduğu apaçık göze çarpıyordu. Sıradan bir polisin becereceği iş değildi bu. O dönem, Şehir Tiyatroları'nın başında olan Muhsin Ertuğrul, Dramaturg Ayşın Candan, Yönetmen Hamit Akınlı, Yazar Vedat Türkali için, T.C.K.'nın 159. Maddesi uyarınca, Kadıköy İkinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1.4.1976 tarihinde, güvenlik kuvvetlerine hakaretten dava açıldı. Yedi yıl kadar sonra, 1.12. 1982'de aynı mahkemece aklandık. İstenen olmuş, oyunun seyirciyle buluşması engellenmişti.'' (Sayfa: 7-8)