#EvangeliaBalta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#EvangeliaBalta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2021 Çarşamba

Evangelia Balta - Nüfus Mübadelesi

 

Önsöz

*

İLBER ORTAYLI

*

Yakın tarihte nüfus mübadeleleri olmuştur. Bunlar genellikle, ana unsurdan sayılan bir kavmin sınırlarını aniden değiştiren savaş ve ardından gelen sözde bir barışla komşu ülkede kalması neticesinde ortaya çıkar. Bazı halde, bu barışla birbirinden ayrılan topluluklar karşılıklı olarak iki devlet arasında değiştirilir. Bu zorunlu göçün en sorumsuzca düzenlenen, adeta insanları göçe zorlayan ve katliamlarla biten en müthiş örneği Hint alt kıtasının parçalanması sırasında Hindistan’la Pakistan arasındaki mübadele olmuştur. Dünyanın şu anda, bu gibi haksız nüfus mübadelelerine gebe olduğu mıntıkalar bulunuyor ve bunlar bizden çok uzakta değil. Yirminci yüzyılda İtalya’daki Tirollu azınlık için gerçekleşmeyen böyle bir mübadele, diğer yandan Beserabya’dan Almanya’ya sevk edilen bir Alman nüfus söz konusuydu.

Üzerinde en çok tartışılan ve o nispette de hakkında bilinmeden konuşulan mübadele ise Türk-Yunan mübadelesidir. 1923 Türk-Yunan Zorunlu Mübadelesi, Yunan ana kıtasındaki Türklerle İstanbul, İmroz ve Bozcaada'da Rum Ortodoks nüfusu hariç Anadolu’daki Rum Ortodoks nüfusu mübadelesidir. Anadolu’daki nüfus içinde Türkçe konuşan ve Yunanca bilmeyen Karamanlı dediğimiz nüfus da vardı. Küçük Asya Felaketi denilen yenilgiden sonra Yunanistan’ın isteği üzerine büyük devletlerin zorlaması ve Türkiye’nin de kabulü ile nüfus mübadelesini yürürlüğe konmasıyla ortaya çıkan süreci incelemek üzere sevgili meslektaşımız Evangelia Balta’nın 2003 ile 2013 yılları arasında kaleme aldığı altı monografik çalışma, yani uzun makalenin bir araya getirilmesiyle önümüze bu kitap çıkmıştır.

Evangelia Balta, gerek aile yapısına ve etnografik kültüre gerekse iktisadi ve siyasi oluşumuyla bu konuyu incelemeye en yetkili kalemdir. Türkçe ve Osmanlıcasının Yunancası kadar kullanıldığı bu çalışmalarda Karamanlı kültürü neşriyatı 1920’lerde Yunanistan ve Türkiye’de, fakat bilhassa Yunanistan’da mübadil nüfusun karşılaştığı yerleşme ve uyum problemlerini ele almıştır.

Burada mübadillere ait Yunan tarihyazımının incelenmesi, mesela Makedonya bölgesine gelen Anadolulu Hıristiyanlara Makedonya’dan Anadolu’ya gönderilen Müslümanlar üzerine yapılan çalışmalar mukayeseli olarak ele alınmaktadır.

Profesör Balta haklı olarak, Türkiye’deki mülteciler üzerindeki çalışmaların daha çok Girit mübadilleri üzerine yoğunlaştığını söylüyor. Bu daha çok, Giritlilerin çocukları ve torunlarının kendi hayatları ve kültürlerinden ileri gelen bir ilginin sonucudur. Kıta Yunanistan’dan gelenler için mazideki hayat daha çok aile içi bir anlatı, gittikçe unutulan ve artık kavranılması zor olan bir mazidir. Benzer durumun Yunanistan’a göç edenler için de söz konusu olması mümkündür. Dolayısıyla Evangelia Balta gibi araştırmacıların artması gerekliliği ve dostumuzun yaptıklarının önemi anlaşılmaktadır.

Kitabın ikinci bölümünde mübadil Anadolulu nüfusun Yunanistan’ın muhtelif bölgesindeki yerleştirilme ve uyum sorunları ele alınıyor. Bu bence kitabın samimi bir münevver elinden çıkan en ilginç bölümüdür. Buradan edindiğimiz sonuç şudur: Mübadil nüfus üzerinde çalışan Yunanlılar arasında açık sözlü sosyal bilimcilerin var olduğu anlaşılıyor. Karışık nüfuslu Makedonya ve Trakya gibi eyaletlerde mübadil nüfus üzerine yapılan araştırmalar iki ülke tarihi dışında antropoloji literatürüne önemli katkı sağlayacak boyuttadır ve o nispette de görmezden gelinmiştir.

1923-1924 Zorunlu Nüfus Mübadelesi, hiç şüphesiz ki çağdaş Türkiye’yi ama ondan daha çok çağdaş Yunanistan’ı etkilemiştir. Buna paralel olarak modern Yunan tarihçiliği bu konuyla Türklerden çok  daha fazla ilgilenmektedir. Türk antropologları, sosyologları ve tarihçileri bu konuda çok az sayıda monografi ve derli toplu kitap üretmiştir ve kamuoyumuzdaki bilgi yetersizliği, hatta yanlışlıkları da bundan ileri gelmektedir. Kuşkusuz siyasi istismara açık bir konuda bilimadamlarının suskunluğu veya yetersiz kalışı birinci derecede önemli bir sorundur. Evangelia Balta gibi arkadaşlarımızın ve benzerlerinin çalışmalarının örnek ve terbiye edici bir unsur olmasını temenni ederiz. (Sayfa: 9-10)


''2000 YILINA KADAR MÜBADİLLERİN TARİHİ VE YUNAN TARİHYAZIMINDAKİ YERİ'' ADLI MAKALEDEN:
*
''Eski, yeni rejim ve devletlerin, kimlik gruplarının ve uzun süredir Soğuk Savaş'ın buz tabakası altına gizlenmiş güçlerin tarih konusunda siyasal baskıları, yaşamım boyunca tanık olduğum en büyük boyutta. Ve modern medya toplumu, geçmişimize görülmemiş bir önem ve pazarlama potansiyeli verdi. Tarih, bugün gerçek geçmişi istemeyen, sadece amaçlarına uygun bir tarih isteyenler tarafından değiştiriliyor ya da uyduruluyor. Bugün tarihi mitolojinin büyük çağıdır. Tarihin profesyonelleri tarafından savunulması bugünün siyasetinde her zamankinden daha acildir. Bize ihtiyaç var.
*

Eric Hobsbawn'ın otobiyografisinden. (Sayfa: 34)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...