#FalihRıfkıAtay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#FalihRıfkıAtay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2018 Cuma

Falih Rıfkı Atay - Çankaya

Soyadı günlerinin latifçe bir hatırası vardır. Dil davası ile uğraşanlardan ve dış bakanlığı yüksekçe memurlarından Osman Grandi safça bir adamdı. İçi dışı bir, fakat içi de dışı da birbiri kadar düzdü. Grandi, Mussolini'nin dış bakanının adı idi. Bir akşam Atatürk:
- Ne taşıyorsunuz Beyefendi bu soyadını.? diye sordu.
- Çok eskidir, tarihidir, Efendim.. cevabını verdi.
- Ne imiş tarihi bakalım.?
Yanında bulunan bir arkadaşı, gaf yapacağını bildiği için, eteğini çekmişti. Önce ona dönüp ve hiçbir tariz maksadıyle değil de, acaba söyleyecek bir şey mi var gibilerinden:
- Siz mi çektiniz eteğimi.? diye zavallıyı iyice sıktıktan sonra izah etti.
- Efendim, dedi, cedlerimizden biri, gemi ile Mısır'dan geliyormuş. Teknenin kaptanı imiş. Yolda büyük bir fırtına çıkmış. İmdat gelinceye kadar hepsi boğulmuşlar, fakat ceddim grandi direğine çıktığı için kurtulmuş. Soyadımızın hikayesi bu.
Atatürk:
- Ne.? Ne.? dedi, bütün gemisindekiler boğulduktan sonra yalnız kendi canını kurtaran kaptanın hatırası mı.? Beyefendi yalnız bu sebeple onu bırakınız da, bir Türkçe ad takınız, dedi.
Değiştirildi ve böylece dil toplantılarından İtalyan Dış Bakanının gölgesi silindi idi. 
(Sayfa: 121)
***
Atatürk henüz '' Gazi Mustafa Kemal Paşa'' idi.Benden ona dair bir kitap için önsöz istemişlerdi. Kitap çıkmadığı için önsöz de bende kalmıştır. Onu bugün bu fıkraların son sözü olarak sizlere sunuyorum:
'' Gazi'nin hal tercümesi, yeni Türk Devleti'nin tarihi demektir. Tarihimizi bilmek için, Gazi'yi öğrenmeliyiz.
Gazi, yaratıcı bir enerji kaynağı.. Yeryüzünde kara topraktan, yeşil ottan, taştan ve tuzlu sudan başka ne varsa, hepsi böyle yaratıcıların eseri değil midir.? Hava, su ve toprağın içindeki büyük kuvvet esrarını onlar sezip buldukları ve maddeleştirdikleri gibi, insanın kanı, kemiği ve siniri içindeki kuvvet esrarını yine onların gözleri görür, kafaları bulur, karar ve fiilleri hakikatleştirir. Onlarsız aradığımızı bulamazdık. İstediğimize ulaşamazdık. Yaptığımızı yapamazdık. Gazi'yi bilmek insanın insanlığına vücut veren yaratıcılardan birinin hayat ve eserini öğrenmek demektir.
İnsanlık ağacı bir Gazi yemişini vermek için, nesillerce sayısız yaprak çürütür. Pek azımız Gazi gibi doğarız. Herkes buharı, mikrobu ve elektriği keşfetmez. Fakat keşfetmiş olanların metotlarını öğrenmek, büyük buluşları ve yaradılışları tamamlamak ve faydalandırmak için lazımdır. Gazi'nin eserlerini devam ettirecek olanlar, Gazi'nin başarma metotlarının neler olduğunu öğrenmelidirler.
Bir hakikat nasıl karışık değilse, Gazi de sadedir. Uzaktan anlaşılması kolay görünür. Cazibe kanununun kendilerinden önce bulunmuş olmasına esef edenler az değildirler. Fakat ilk hayvanın yürümesinden de önce başlayan düşmek, o kadar basit sırrını söylemek için asırlarca değil, devirlerce ve çağlarca Newton'un aklını beklemiştir.
Büyük eserlerde tesadüfün rolü pek az olduğu gibi, artık büyük eser yapılması imkansızlaşacak bir zaman da olmayacaktır. Bizden sonra gelecek yaratıcılar henüz doğmadılar. Onların bütün şerefleri, şanları ve eserleri, her ne olacaksa, doğmuş ve doğacak olanlar için büyüklük fırsatları değil midir.?
Gazi, yeni Türkiye'yi çocukluğundan beri kendi benliğinin dibinde yaratmaya başlamıştı. Öyle bir zeka gibi, öyle bir düşünüş ve duyuş kabiliyeti gibi, O'nun sabrı ve enerjisi olmadıkça ona benzeyemeyiz.
Bir fıkrasından, bir hikayesinden, bir yazı ve nutkundan hemen anladığımızı sandığımız Gazi, aradıkça yeni bir sır verir. Yaklaşılan bir dağ gibi büyür. Asıl O'nu elimizle tuttuğumuz zamandır ki artık tamamını hiç göremeyiz.
(Sayfa: 142)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...