18 Ekim 2018 Perşembe

Bilge Karasu - Kısmet Büfesi

Bilge Karasu - Kısmet Büfesi

Camdaki yansıdan anlıyoruz: İnsanlar geçiyor önlerinden, sokak lambaları yanıyor tepelerinde. Hortumgözler, hortumkulaklar, yalnız içeriden dışarıya uzattıkları kendi uzantıları değil; dışarıdan içeriye doğru da uzanabilen, başkalarının uzantıları. (Sayfa: 15)

Bilge Karasu - Kısmet Büfesi


''En doğru masal anlamadan korktuğumuzdur.''
T.S Halman, Can Kulağı, s. 13, ''Masal Sonu''.
Avından El Alan 

Bey, karacanın ardından uçuyordu mahmuzlayıp durduğu atın
Tekboynuz, kızoğlan kızlara düşkün. Koşar,koşar, onların ku-
sırtında. At, kanatlarını germiş, gölgesini karacanın üzerine değdir-
cağına atar kendini, yatar: Herkesin bildiği bir şey bu. Tekboynu-
di değdirecek. Karaca birden taş gibi durdu kaldı. Dünyalar çarpış-
zu yakalayıp yiğitlik göstermenin tek yolu da, güzel bir delikanlı-
tı delice hızları içinde. Boynu kırılıp yüzü gözü kan içinde kalan
nın kız gibi giydirilip kıra salınmasıdır. Delikanlı kırıta kırıta ön-
Beyi gözyaşlarıyla diriltmeğe çalışan uzun saçlı, uzun parmaklı;
den yürür; tekboynuz onu görür görmez koşar gelir, kucağına atılır,
güzeller güzeli delikanlının yok oluvermiş bir karıncanın yerinde
koynuna girer delikanlının. O zaman kat kat giysiler altına gizlen-
durmakta olduğunu kim anlayabilir, kim bilebilir bundan böyle.?
miş mızraklar ortaya çıkar, tekboynuzun böğrü delik deşik olur.
(Sayfa: 27-28)
*****
Bu bölüm, kitabın arkasında, bir örneğini
görselde verdiğim gibi,
''Çeşitlemeli Korkunun Seslendirilme Metni''
başlığı altında verilmiş. Tüm metnin şemaları mevcut.
*
Çeşitleme Korku
*
Beş Ses İçin Metin
*
“Bağlaç” olmakla kalacağını sanan dosta
*
bir tüy,
bir telek
*
bir dal-
gınku-
şun ar-
dında
bırakı-
verdiği
*
havadan o-
luşmuşgi-
biyumu-
şak, düşen,
yere doğru;
*
bir tüy ,
bir te-
lek,
*
bir yap-
rak
*
bir güz
dalın-
dan
kopmuş
*
kopu-
vermiş
*
sarartılı
*
bir yap-
rak, ye-
re de-
ğince
kimse-
nin duy-
madığı,
*
yeri, taşı,
toprağı ba-
ğırtmamış,
incitmemiş
*
bir tüy , bir telek,
bir güz yaprağı
*
gibi düşmüş yerleşmişti içi-
me
*
içerime,
gönlüme,
etime
k o r k u
*
BİR ÇIĞ GİBİ GELDİN ÜSTÜME
*
karınca-
largi-
biydim,
*
düş ka-
rıncaları,
ozan ka-
rıncaları
gibi
*
çıdamlı ka-
rıncalar
gibiydim,
*
çıdamlı,
dümdüz
uzanan
*
uçsuz
bucak-
sız
*
engebesiz bir düzlükte
*
ÜSTÜME BİR ÇIĞ GİBİ GEL-
DİN KENDİNE KATTIN BENİ
*
gözü, a-
yağı, bir
yerlere
takılma-
dan
*
hiçbir şeye
yönelme-
den
*
dümdüz
uzanan
bir top-
rakta
*
çıdamla
*
y ü r ü y e n
karınca-
largi-
biydim.
d u y d u m s e n i
ö ld ü m s e ni.!
*
SENİ SENİSENİ
:SENİ : SENİ:
gördüm – : – duydum – : – – :
yaşadım – – – öldüm – :
yürü-
mekten
başka
bir şey
bilme-
yen
*
nereye ,
niye, ne-
ye gitti-
ğini bil-
meyen
*
bir yere
gittiğini ol-
sun bilme-
yen
*
ozan karıncaları
g i b i y d i m
çıdamla
yürüyen
*
bu düzlük-
te, engebe-
sizlikte.
*
SENİN YANIMDASIZLIĞIN
BİR SİLİK SUSKUYDU, GÜNSÜZ KA-
RANLIĞIMININ KESER AÇARDI KA-
PISINI, SESİN, YÜZÜN, YÜRÜMEN
*
nereye
gittiğini
gene bil-
meden
*
bir yere
gittiğini ol-
sun gene
bilmeden
*
çıdamı
da,yü-
tümeği
de unut-
muş
*
b i r b ö c e ğ i m ş i m d i
*
çılgınca dönenen
durduğu
yerde.
*
görün-
mez en-
gebeler
örüldü
*
çepeçev-
re
çevrem-
de
*
k o r k u d a n
*
BİR ÇIĞ GİBİ GELDİN ÜSTÜME
KENDİNE KATTIN BENİ, YUVAR-
BİR SÜRE
*
zeytin
gövdele-
ri gibi-
yim
şimdi
*
topra-
ğım is-
ter al-
ister boz,
ister ka-
ra,
*
burul-
muş er-
keklik-
ler gibi-
yim
a c ıi ç i n d e
k ı v r a n a n
*
düzlükle-
rinde gök-
yüzüne
uzanıp gün
ışığını tit-
reştiren,
dünyayı
düzgün
aralıklara
bölen
*
kavak duvarların-
d a n s o n r a
*
SONRA
*
suyu ara-
yıp bu-
lan kökle-
riyle, dur-
madan, bu-
danan kol-
larıyla
su fışkı-
rır gibi
yeniden
toprağa
dökülen
dallarıyla
yeşil yağ-
murunu
yağdıran
söğütlerden sonra,
SONRA
SONRA
*
yarık
*
yarılı
*
yarılmış
tahtasıyla
*
kıvra-
nan
*
buruk
*
burgun
*
bir zey-
tin göv-
desigi-
biyim
*
kuytularda,
eğimlerde,
*
suskun,
*
sessizlikler
içinde, gü-
müş yeşil
bir buğu
altında,
buruk
*
bir g ö v d e y i m ş i m d i
yemişi
karar-
mayan.
*
SONRA SONRASONRA
YIKTIK KENDİMİZİ DE
*
kuru-
yum
*
göğe baktı-
ğım yerde,
*
buru-
ğum
*
yere baktı-
ğım yerde,
*
korkuy-
la besle-
nerek
*
korku-
dan.!
*
BEN BİR ÇIĞ OLDUM ŞİMDİ. SEN,
kar’ımdaki taş, karnım-
ETİMDEKİ
daki, dokumdaki
KAMA
*
oysa korku kendi memesini
e m e r e k b ü y ü r;
*
nasıl
burmalı
bu me-
meyi.?
*
nasıl
kurtul-
malı
*
nasıl na-
sıl nasıl
*
korku-
nun sü-
dü ol-
mak-
tan.?
*
SENİ SENİ SENİ
: SENİ : SENİ:
yaşadım – : – duydum – : – – :
öldüm – – – – – – .
*
seni yaşa-
dım, seni
öldüm;
*
uçuru-
mundi-
bine
v a r a m a d ı m d a h a
*
parçalanıp, parça-
layıp kurtulacağım
yere.
*
bir tüy,
bir telek
gibi, bir
güz
yaprağı
gibi
k o p m a l ı
*
kuştan, ağaçtan
yeğnilikle, incele-
rek,
bağırmadan korkudan.
*
ANILARIM SENİN GELECEĞİN OLU-
YOR, GERÇEKLİK DUYGUSUNU YİTİ-
RİP, UZAKTAN UZAĞA HEP SENİN
SİVRİLDİĞİN BİR PUS İÇİNDE YAŞA-
MAĞA BAŞLADIM ŞU ANDA.
SEN AĞAÇTAN SEN AĞACA KOŞU-
YORUM,ARADAKİ PUSARIK BA-
TAKLIKTA AYRIŞIP YIVIŞAN GÜN-
LERİN HİÇLİĞİNDE.
***
1972/ 1973/ 1974 (Sayfa: 75-83)

Bilge Karasu - Kısmet Büfesi

Öbek öbek hayvanlar tamamdı artık duvarda. Dizi dizi insanlar devrilip dümenin, utku içinde ayakta kalmanın, yenilip ölmenin, yaralanmanın her biçiminde dönenip duruyordu boğanın çevresinde; yıldızları gibiydiler gecenin, bu halleriyle..
Üç de akbaba çizmişti kendi eliyle, kendi saptadığı yerlere; ustasıyla tartışmıştı üstelik bu yüzden; usta, akbabaların yeri olamaz burada diye diretmişti ama sonunda onu kandırabilmişti MorYeleliAt. Akbabaların yeri insanlara yakın olmalıydı hem de. Koca koca hayvanların ölümünü hiç olmamışsa çeviriveren akbabalara nasıl yer verilmezdi burada.?
Şimdi ise, yalnız yaraların çizimi kalmıştı resmin bitmesi için. Ustalığın Ustadan kendisine geçmesini sağlayacak son şey; öğreneceği son şey: Kendisine açılacak son gizle birlikte girişeceği, kendisini ustasından kesinlikle koparacak, yaraların çizimi.. (Sayfa: 108)

Hiç yorum yok:

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...