18 Ocak 2020 Cumartesi

Panait Istrati - Kira Kiralina

(..) Dereler ırmaklara, ırmaklar da denizlere kavuştukları zaman ne kadar sevinirlerse.. (..) (Sayfa: 7)
#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) Ah, ah.! Ne çok haksızlık ediliyor yaşamda.! Bir bacağı ya da kolu kesik birini  görünce kimse kınamıyor, herkes adama acıyor; ruhu sakat adamaysa kimse acımıyor, herkes ondan kaçıyor. Oysa bu zavallı, yaşamın ortadireğinden yoksun. (..) (Sayfa: 18)
#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) Ne biliyoruz insan doğası konusunda.? Kuşkusuz hayvanlardan daha az şey.! (..) (Sayfa: 25)
#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..)..bir şarkı tutturdu, yurdu olmayan insanların bildiği dilde, kâğıda dökülemeyen bir ezgiyle:
Çayırkuşu olsaydım,
Onun gibi maviliklere dalardım;
Ama bir daha inmezdim,
İnsanların buğday ekip biçtikleri,
Nedenini bilmeden ekip biçtikleri yeryüzünde. (Sayfa: 36)

#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) ''Yenildim'' dedi Mustafa Bey elimi sıkarken. ''Dileyin benden ne dilerseniz, hemen yerine getireceğim.''
''Peki'' dedim, ''İzin verin, bir kilometre önden başlayayım ve bir sonraki köyde beni yakalayamazsanız bir daha aramayacağınıza yemin edin.!''
Sinirlenmiş gibiydi:
''O kadar mı tiksindiniz benden.? Neyiniz eksik.? Kadın mı.? İstediğiniz kadar kadın sunayım size: Kendi haremimden vereyim ya da el değmemiş on dörtlük kızlar getirteyim. Ülkenin dört bir yanı kız kaynıyor, her renkten, her ırktan kız dolu, her kızoğlankızın önünde sonunda bir salağa rastlaması kaçınılmaz olduğuna göre, bizim kölemiz olmaktan başka bir istekleri yok zavallıların..''
''Mustafa Bey.!'' diye bağırdım, ''özgürlüğün kölelikten, sevilen bir 'salağın' da, nefret edilen bir beyzadeden çok daha değerli olduğunu biliyor musunuz.?''
''İşte bu doğru,'' diye karşılık verdi. ''Ama yaşarken doğru olanla değil, iyi olanla ilgilenin. Üstünde yaşayan hayvanlarıyla birlikte, bütün bu toprakların sahibiyiz. Öyleyse gücümüzün aptalca önümüze getirdiği şeylere el koyalım.''
İşte o an yaşam karşısında gözlerim bilinçli olarak açıldı. Mustafa Bey bütün köpeksiliğine karşın haklıydı: Gücünden dolayı her şey ona ''aptalca'' sunuluyordu. Kimseyi zorlamasına gerek yoktu.
Hem Türk toprağı hem Bulgar toprağı onundu, varlıklı ya da yoksul, Müslüman ya da Hıristiyan, hepsi uslu kölesiydi; genç bir kız bizi görüp saklanırken babası en iyi yatağını, en güzel koyununu sunar gibi güçlü beyin gözüne girebilmek için kızını seve seve harcamaya hazır oluyordu.
Gördüklerim, özgürlüğüme daha da güçlü biçimde sarılmama yol açtı. (Sayfa: 92-93)

#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) ''İyi ama Ahmet, bu ülkede her şeyin altınla satın alınabildiğini söylerler,'' dedim.
''Evet, alınır elbet..'' diye mırıldandı. ''Özgürlüğü satan adamın, kendi kellesini kurtarmaya yetecek kadar altın alması gerekir.. Sizdeyse yeterince altın yok.'' (..) (Sayfa: 94)
***
(..) ''Ah, ah.!'' diye bağırdı; ''Demek bana böyle oyunlar oynayabiliyorsunuz.? İyi ama bilmez misiniz ki Müslüman'ın yakaladığını tanrı unutur.'' (..) (Sayfa: 96)

#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) Bu köpeğin gerçekten seçkin bir ruhu vardı. Aç olsa da yemeğini efendice yiyor, verdiklerimi yerden almak canını sıkıyormuş gibi davranıyor, uzun çiğniyor, kemikleri hiçbir zaman kemirmiyordu. Birilerine fena halde diş biliyor olmalıydı. Neden acaba kendini insanlara acındırıp besletmiyordu.? (İstanbul'da her Müslüman'ın ardında birkaç sokak köpeğinin dolaştığını, bunların günde bir kez o insanla birlikte fırına gidip azıklarını aldıklarını herkes bilir.) Bunu onur kırıcı mı buluyordu acaba.? Daha bağımsız yiyecek bulabilmek için dağ bayır dolaşmayı mı yeğliyordu.? Belki türdeşlerinin insanlarla edepsizce içli-dışlı olmalarından tiksiniyordu.? (..) (Sayfa: 98)
#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) İnsanın yaşamın ne olduğunu kavrayan bir varlık olduğunu söyleyenler yanılıyor. Anlama yetisi pek bir işe yaramaz; konuşuyor olması aptallığını yok etmez. Ancak insan kardeşinin acısını sezip duyumsamaya gelince, aptallığı hayvanlarınkini geçer.
Kimi zaman sokakta, yüzü gözü sararmış, dalgın bakışlı bir adam ya da hıçkırıklar içinde bir kadın görürüz. Gerçekten hayvandan üstün yaratıklar olsaydık, o adamla o kadını hemen durdurmamız, yardım elimizi uzatmamız gerekirdi. Benim gözümde insan denen varlığı hayvandan üstün kılan tek şey budur.! Oysa bunun izi bile yoktur. (..) (Sayfa: 112)
***
(..) Duygulu yüreklere çöken büyük acılarda insan, talihsizliğin gerçekten başına geldiğine, yapacak bir şey bulunmadığına inanmakta epey güçlük çeker. (..) (Sayfa: 113)

#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) ..tek bir adamın iyi yürekliliği, bin kişinin kötülüğünden daha güçlü; kötülük, onu yapanla birlikte ölüp gidiyor; iyilikse dürüst adamın yok oluşundan sonra bile ışık saçmayı sürdürüyor. (..) (Sayfa: 119)
#PanaitIstrati #KiraKiralina ,#ÇevirenBertanOnaran
(..) Güzellik çoğu kez küçük ayrıntılardadır. İyi de kim dinler ayrıntıyı.? Kim tadına varır.? En önemlisi kim anlar.? (..) (Sayfa: 124)
***
(..) Bayağıyla yüz yüzelik soluğumuzu kesince sözsüz yaşama, ıssız doğanın gözlere ve yüreğe seslendiği yaşama sığınıyorduk. (..) (Sayfa: 126)
***
(..) Kavrayışlı insan, er geç insanın yüreğindeki bilinçli dinginliği sever. Kasıp kavuran duygusal gürültü patırtının boşluğunu anlar. (..) Bunu olabildiğince erken anlayan insan mutludur. Böylece varoluşun tadını daha iyi çıkarır. (..) (Sayfa: 127)
***
(..) ..yaşam bize nerede, ne zaman tattırır ki gölgesiz sevinçleri.? (..) (Sayfa: 129)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...