gecekondu/1964
GECEKONDU
*
Yarı giyinikliğinde kadınların
Kaçış kaçıştır
Dönüverişinden çocukların
*
Soluk soluk yaşamalar
El kiri
Yıkanan kapı önlerinde
Yarına hep yarına sorular
Dipdiri
Fabrika düdüklerinde
*
"Kondu"ların can kardeş damarlarında
Sızı sızı
Kirası ya borcu dört duvarın
Tez büyür çocuklar tek odalarda
İnanın (Sayfa: 9)
VOLTA
*
-- her insan tutsaktır kendi duvarlarına
ve ne yazık adımları orda tükenir --
*
Bir adım üç adım beş adım
Beş adım üç adım bir adım
Bir sağda bir solda
Uzayan
Ayaklarda
*
Ceplerle büyüyen güvenci
Avuçların
Ve bitmeyişi bekleyişlerin
Hattâ
Rüyalarda
*
Üç gün bir saat beş dakika
Dakikalara sığmaz bir korku
Omuz başında
Bir ıslık özlemi
Dudaklarda
*
Bir adım üç adım beş adım
Bir sağda bir solda
Beş korku üç kıskançlık bir ürperti
Tutsak yürüyüşü
Volta (Sayfa: 10-11)
YORGUN
*
-- uzar darağaçlarınca bir soru --
*
Avaz avaz haykıranların kenti bu
Ama ekmek ama kadın ama su
*
Bütün eller kalemleri kırmaya
Hangisi yazsa bir çirkin dize çünkü
Çünkü aç çünkü bıkkın
Çünkü herkes tekrarlanan bir türkü
*
Yapacak bir şey kalmadı
Ben de öyle
Bu kent çok gürültülü (Sayfa: 12)
SOYUT
*
Bir kadının mavide salınır ayakları
ve çocuğu doyurmaz oluverir ağlamak
---Açlık en bayat yemek
*
Tarlalar başka başak borçlara sararır
uzar büyük şehirler fabrikalar kurtulmak
---Fildişi kuleleriniz daha sarsılmadı mı
---bu ne denli uyumak (Sayfa: 13)
HAYKIRI
*
-- Nehrin denize kavuşuvermesi
Orda, fırtınaların dindiği yerde --
*
Ellerin ellerim ellerimiz
Uzat ellerini yalnız değiliz
*
Bak bu kaçıncı göz uykuya aç
Kirpik kirpik sancısı
Bu kaçıncı çığlık
Kalakalmış topraklar üstünde - kıraç mı kıraç -
Bak bu kaçıncı gerçek saklanmış kıyı bucak
Gel haykıralım
Duyuralım
Yoksa suç bizim olacak
*
Gel bu nehir kurumasın akmadan
Dallar var çiçeklenecek tomur tomur
Gel uyan
Uyku nasılsa uyunur
*
Gel gel gel
Yalnız değiliz (Sayfa: 14-15)
(E - 1)
*
Mutlu uçurtmalardır çocuklar
Annelerin
Taşlandım hangi gün ağıt yaktımsa
Adını andımsa büyük açlığın
Sevdaya mı bundan böyle koşular
Sevdaya mı böyle suçlu ve şaşkın (Sayfa: 31)
*
YORGUN ÇİNGENE
*
Esmer elleri var sevdalımın
Uzun kirpikleri kaygılı ıslak
Saçları yüzüme değer uykumda
Soluğu derimde ürperir korkak
*
Esmer elleri var sevdalımın
Yorgun elleri var sevda şaşkını
Gülüşü kinini seven bir bıçak
Yaşamak yanılmak ölmek bıkkını
*
Yorgunsam bezginsem çaresizsem
Onu düşünürüm üzgün ve kırgın
Türkülerle avunması gibi
Yorgun bir çingene açlığının (Sayfa: 33)
KO
*
Ateş gözlüm, rüzgâr saçlım, dar ağızlım
Ko görsünler
Ko desinler -ağızları kan dolası-
*
KRİZ
*
Benim gözlerim yok
Bu gözler palyaço gözleri
Bu düzen düzen gülüşlere çizili ağız
*
Sen bilmezsin daha inançsızlıklara tutsaklığımı
Tutsaklığımı ateş çemberlerine
Nasıl daralır çemberler bilmezsin
Gülüşlerinle
*
Gülme n'olur gülme
Gülme belki de çıldırırım
Yıkarım töreleri bir bir
Severim seni
Belki ağlarım (Sayfa: 35)
(E - 2)
*
Öyle çılgın güzel ki yasaklar
Öyle yasak ki sana değmek
*
İLK SABAH
*
Ellerin bir yanda ekmek bir yanda
Bölüşülür yudum yudum bir tutku
Günaydın sevdiğim
*
Saçların gözlerin nasıl uykulu
Günaydın sevdiğim
*
Gün bir kez daha böyle doğar mı
Biraz böyle şaşkın böyle mutlu
Günaydın sevdiğim
Günaydın kuşku (Sayfa: 37)
yasak/1966
EZGİN DESTAN (Sayfa: 47)
İŞTE BÖYLE (Sayfa: 48)
SAVAŞ AYIRMAZ SEVİŞENLERİ (Sayfa: 52)
*
KİMLİK KARTI
*
''Ben dedim mi
Onbeşinde bir kız düşünün hemen
Sevmesi sevilmesi
Güneş gibi aydınlık
*
''Ben'' dedim mi,
Onbeşinde Cibali'de tütünde
Islak uçuk elleri
Tedirgin bir uykuyu akşamları örtünen
*
İnceden boyu posu
Hafiften öksürüğü
Komşulardan gizlenen (Sayfa: 63)
*
DALGIN
*
Düştü Kezban düştü Ayşe düştü aşk
Küçük dişlilerine gecenin
Seni beklerdim son vardiyada
Esmerim
*
Düştü Hacer düştü Hasan ardarda
Gece saatlerine atölyelerin
Hani eteğinden tutacaktın çocukları
Ağlatmıyacaktın
Su verecektin hani
*
Neredesin
Ellerim (Sayfa: 65)
direnç/1977
*
- Bırakma yaşamayı bırakma umudu
Daha çok yok sabaha - (Sayfa: 69)
*
İŞİTİN AYRIKOTLARI
Bu yüreğin dört kapısı sarısıcağa bakar
bozkır sıcağına
başlamadan biten bahara
usulca çamura dönüşen ırmaklara
serini ararken boğulanlara
*
Bu yüreğin dört kapısı
bozkıra açık
Analığı, şairliği, evcilliği eksik
acımadan, kırgınlıktan dövüşken bir yürek
sarısıcağa gömülü bebeleri
gurbete verili bebeleri düşlüyor
dervişlerin ak eteğine sığınan
yavrusuz ceylanları
*
Bu yüreğin dört kapısı
çaresizliğe kapalı
duy sarısıcak, duy batak çamur
işitin ayrıkotları (Sayfa: 71)
*
SU
- Kurşunlar göğse değende
Suyu söyler savaşçı -
*
Su
Kurşunlar göğse değende savaşçının söylediği
İnlediği gebe kadınların
Ey kumsalda küçük damla
Kayalar üstünden aşanda, kerpiç evleri basanda
Çarıkların hamalı
*
Ey dağlara saklayıp türkülerini
Çığlıklarıyla değirmenler dönen
Ve vurulduğu zinciri seven
Çirkin kölesi aydınlığın
Yarın seni dağlara çakacağım
Ki ovaya dökülsün ışıkların
*
Su
Ey büyük su
Gücünü bilmeyen dev
Ey çirkin uyku (Sayfa: 74)
*
HANGİ KAN
Bir sözle kuruldu dünya
Hep o sözü aradım ve buldum: Emek
Dokunulmamış toprağı işlemek
Ve kan ter mutlu varmak uykuya.
*
Emek:
Dizgin vurmak suya
Su gibi akıtmak iplikleri
Harfleri iplik gibi dokumak
Ve soğumadan alın teri
Düşünmek yarın işleyeceğini.
*
Emek paramparça kâğıt paralarla
Satıldığında kaç yaşındaydı dünya.?
*
Emekle oluştu dünya
Sonra ellerimiz kilit vurdu uykuya
Atıldı bir bir arkadaşlarımız
Suyu yitmiş bir yemiş gibi
Kanı azaldıkça.
*
Ne zaman öğrendik direnmeyi
Birbiri ardına toplanmayı
Yürümeyi..
*
Osmanlı tarihi söyler
Tersane grevi
Tramvay grevi..
*
Ya daha önce
Piramit yontulurken
Hangi kan karıştı harcına
Hangi kan.? (Sayfa: 78-79)
ARALIKTA BİR AKŞAM (Sayfa: 80-81)
BURDA YA DA ANGOLA'DA (Sayfa 82-84)
*
- Su, dikenin korkusudur
Çocuk, korkusudur ölümün
Bilmek, karanlığın korkusu
Uyku kimseyi korkutmaz
Ama ninnilerden korkun - (Sayfa: 89)
AKŞAM TÜRKÜSÜ (Sayfa: 98-100)
*
İNSANLAR ÖLDÜRÜLÜRKEN (Sayfa: 103-104)
BİR ANNENİN NOTLARI (Sayfa: 105-106)
*
- Her şiirin sonunda bir çığlıktır beklenen
Bir kuru dal çatırdar
Rüzgâr eğer bir otu - (Sayfa: 107)
*
YAZ ORTASI ÜŞÜMEK
*
Kar durdu
Yaslı bir köylü yüzüyle
Bezgin ve dinç
Belki hep borçlu olmanın
*
Kar durdu
Bir çocuğun ilk kımıltısı gibi
Beklemede bıraktı sessizliği
Gün - hep buruşturup attığımız - gün
Üstünde yarım bir söz
Işıltıya durdu: sev...
*
Kar durdu
Durdu saatleri kuşkunun
Karın üstünde yarım bir ayak izi
Bir silik söz: Belki ... yarın (Sayfa: 109)
*
GÜNEYİ İĞDE AĞACI TARLANIN
*
Tıkız yüreğini kan tutmuş
Sağır tarla günden güne kururdu
*
*
Yanaşmanın Mıstığı küçümser
Yanaşmanın Mıstık peşinde jandarma
Dikilir annacına türküye dururdu
*
---Bozkırın ortası da bir top diken
---Ben adama yar veremem sağiken
*
Dedesinden kalmış üç yeri belli
Doğusu tekirkaya, batısı mezarlık
Kuzeyi top ağaç, ya güneyi.?
Güneyi çakırdikeni
Güneyi belirsiz, ağa çiftliğine bitişik
Sürer bunca yıl
*
---Kim işitmiş
*
Eker bunca yıl
Gözlerinden ellerinden belli
*
Tarla cılız bir kadın gibi kıskanç verimsiz
Esirger samanı, inadına esirger taneyi
Tıkız yüreği kana durmuş
Dikilir dururum da gecede yeşertmez
Tarlanın güneyinde ben
Mıstığın azığından iğde
Parlak kabuğum, kokulu özüm, çekirdeğim
Yeşerir yeşerir varamaz göğe
Ben acı yemişi iğde
Ana komşusu çınarın türküsü dudağımda:
*
---Gel göğü büyütelim
---Bir küçük yıldız için
---Rahat ağlasın diye karısı
---Askerciğin
*
---Gel göğü büyütelim
---Bir küçük yıldız için
---Yitik bebelerin
---Anneleri sevinsin
*
---Gel göğü büyütelim
---Belki askerler ölmez
---Gülümser anneleri
---Sağlıklı bebeklerin
*
Isırmaz köpeği fakirin
Eli yetmez
Alır tarlasını, karısını ağa
Alın teri faizciye gider
Kara yazısı
Kara yazısı beni yeşertmez
Bir sağır taş kapar yolumu
Kılıç kılıç öfkemi böler
*
Nice savcı duymadı
Vurdular Mıstığı bir ala gece
Kanı sımsıcak taşa değdi
Değdi öfkeme
Beşikte bebesi kaldı
El hizmetinde karısı
Tarlası bey elinde
Kanı sımsıcak öfkeme değdi
Büyüdüm yardım taşı birdenbire
Kokuladım yeşilledim kıracı
*
Öfkemin rüzgârıdır dolaşır
Kokum boyu tirenlere savcılara koşarım:
Güneyi iğde ağacı, güneyi iğde ağacı tarlanın (Sayfa: 110-112)
HALICI TÜRKÜSÜ
*
''Vurma kardaş vurma kama yarası
Bura meydan yeri değil sokak arası''
(..)
''Vurma kardaş vurma erenlerdenim
Kardeş kurşunuyla ölenlerdenim.'' (Sayfa: 121-122)
*
- Batan gemilerden öncelikle kurtarılmasına çalışılanlar hiç değişmez: Kadınlar ve çocuklar. Batan ülkelerde de en çok ezilenler, hor görülenler aynıdır: Kadınlar ve çocuklar. Belki de bu yüzden devrimler çocuklar için yapılır. Çocukluğunu bilmeden büyüyen çocuklar için.. - (Sayfa: 125)