11 Temmuz 2022 Pazartesi

Elsa Triolet - Gün Doğarken Bülbül Susar (Fransızca'dan Çeviren: Okay Gönensin)


Arka Kapak:

*
Büyük Fransız şairi Louis Aragon'la yarım yüzyıla yaklaşan bir yaşam ve kavga arkadaşlığının yanı sıra, Elsa Triolet (doğumu 1896), Nazi işgali ve direniş yıllarının olaylarını konu alan romanlarıyla ün kazanmış, savş sonrası yıllarında da insanın ve toplumun daha genel sorunlarını işleyen başarılı romanlar yazmıştır.
*
''Gün Doğarken Bülbül Susar'' Triolet'in son romanıdır. Yazarın ölüm tarihi olan 1970 yılında yayımlanmıştır.
*
En çağdaş anlamıyla dopdulu bir yaşamın son basamaklarında, geriye, acıları ve mutluluklarıyla bütün bir geçmişe bakışın romanıdır bu. Bir parça kederli, fakat her şeyi olduğunca kabullenen, şiirle, yaşam üstüne derin gözlerle yüklü bir roman.
*
Sinema kurgusunu andıran, akıcı, dinamik, çağrışım ilmekleriyle örgülü başarılı anlatım da, romanın içeriğiyle bütünleşmektedir.
*
"Yüz elli sayfalık bu büyük kitapta ulaşılandan daha kesin ve açık bir başarı bilmiyorum.. Her sayfasında zekâ pırıldıyor ve bir yüreğin çarptığı işitiliyor." - Roger Giron (France Soir)
*
*
''Yaşlıların salgıladıkları sıkıntı, temelde onlarda her şeyin kesinlikle belirginleşmiş olmasından gelir, bilinmeyeni ayıklamış sabit yaşamöyküleri, yaşayacakları küçük geleceği belirleyen, acıklı yanından başkaca ayrıcalık simgelemeyen bir bitiş.'' (Sayfa: 13)
*
''Tolstoy ölmek için başını alıp gittiğinde gençleşmişti yeniden. Çalışmaları yaşamının sonunda bir buluşa ulaşan bilginin yaşı yoktur. Zaman yetersizliğinden yakınan, dilediği sonuca ulaşamayacağından korkana ise iki yaşam boyu gerekir, yaş başkaca önemlidir burada. Kendini yinelemeyen, kendisinden bir şeyler beklenen kişide ise önemi yoktur yaşın.'' (Sayfa: 14)
*
''Bilimin işe karışmasıyla, diye düşündü kadın, düşlerinden yoksun kalan insan derin bir yara aldı.'' (Sayfa: 17)
*
''Göz için siyah neyse, kulak için de odur suskunluk: Yokluğun bir bölümü yani.'' (Sayfa: 18)
*
''- Gerçek siyah bir gecede yaşamak.. İnsanlık eyleminin karşıt yönünde. Gece uyuyamayanındır bütün dünya.'' (Sayfa: 19)
*
''Gençliğimde uyku hapları kullanılmazdı, var olduklarını bile bilmezdim. O zamanlar uyumak için, kâğıt mendiller gibi buruşturulup atılan, kalıcı olmayan kitaplar okurdum. Uykuya giriş, düşünülmesi gereken ''bir başka şey''.. Sayılan koyunlar, denizin dalgaları. Hâlâ okur dururum cinayet romanlarını.'' (Sayfa: 20)
*
''- Gülüyor musunuz.?
- Oh.. Düş görüyordum.!
- Mutlu kadın.! Düşte gülüyor.!
- Yalnızlık düşlüyordum.
- Ve bu sizi güldürüyor.?
- Düş gördüğümü biliyordum.'' (Sayfa: 22)
*
''- Bir yaşam da geceden geceye yaşanır ancak..
Kadının sevdiği türden bir tenor sesi bu. Ama bu tenorun kendisinin, sesiyle hiç benzeşmediğini biliyor, sağolsun onu gizleyen gece.'' (Sayfa: 23)
*
''Aşklar, sevinçler, acılar saklanamaz, anımsanır; yeniden yaşanmaz hiçbir şey. Ne mutlu ki bir diş ağrısı çektiğimizi anımsamak o acıyı yeniden tattırmaz.'' (Sayfa: 27)
*
''- Her zaman yakışıklısın sen, yüzündeki kırışıklıklar da yakışıyor.. Bakma bana..
- Ne önemi var ki.? Biliyorsun, cüzzamlı olsan cüzzamı severdim.'' (Sayfa: 34)
*
''Her zaman beceriyor işini ortalama kafalılık, bütün ortalama kafalılar da destekliyor birbirlerini. Dehanın zaferi çekilmez bir şey, hem gizemli, hem kolayca yıkılabilir, yaralar ve ezer geçer olanakları. Nefret ediyorum ortalama kafalı insanlardan.'' (Sayfa: 37)
*
''Seni beklemekten başka bir şey yapmıyordum. Yokluğunun kölesiydim. Varlığının da. Benden bir şey kalmıyordu geriye.. Belki.. Bazı kalıntılar..''
*
''Gel olmayan bir yerden
Nereden olursa seni beklediğim'' (Sayfa: 42)
*
''Her şey geçiyor, geçiyordu. Oh, nasıl da bekliyordum seni.! Gelmeyeceksin hiçbir zaman. Yalnızca bir bekleyişim ben. Gelmeyecek olanı beklemek, uykuyu beklemek. Biri, öteki olmadan gelemez.. O zaman çıktım, titriyordum, beklemek titreme veriyordu bana, ateş ya da korku gibi.'' (Sayfa: 43)
*
''Ne de çok bekleyebilmişti tüm yaşamınca.. O uyurken gitmişlerdi, onu uyandırmak istememişler, ayaklarının ucuna basa basa uzaklaşmışlardı.'' (Sayfa: 44)
*
''Eskiden aşkın umursamazlığa dönüşemeyeceğine, aşk sonrasının, aşka duyulan saygı dolayısıyla ve aşkın kendisinden daha güçlü olarak ölüme dek süreceğine inanırdı.'' (Sayfa: 51)
*
''Ne kadar da güç bütün bir yaşam boyu ölmek.'' (Sayfa: 54)
*
''Çiçeklerin avucunda yazgımı okuyorum
Yok olmaktan başkası gelmiyor elimden..'' (Sayfa: 55)
*
''Evet, önemliydi. Çok istiyordu kadın sevilmeyi.!
- Peki, ya ben.? Sevmedim mi seni.?
- Hayır, çünkü geçmiş zamanda konuşuyorsun..'' (Sayfa: 56)
*
''Her şeyi çizmek ve yeni baştan yepyeni verilerle başlamak gerekiyor hesaba. Bu günlerde bol yıldızlı bir bayrağı ayın üstüne dikmeye gidecek olan uzay adamı, kendi iç ''kosmos''uyla, ruhundaki yaşlanmış ayla, tümüyle değişmiş olmalı. Düşünceler ve bilgilerle tamamen karışmış eski tedirginlikleri ve sevinçleriyle ''kaos''tan oraya gidiyor insanoğlu.'' (Sayfa: 66)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...