#AfşarTimuçin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#AfşarTimuçin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Eylül 2024 Cuma

Afşar Timuçin - ey benim güzel sevdalım



KOŞULU ŞİİR
*
Salının arkası hemen perşembe
Bir günde nasıl oldu pazara geldik
Ah gülüm oyuna geldik
Sezilmeden geçiyor zamanın çoğu
Her dokunuşumuzda bir şey eksik
Eksik olmayan tek şey koşu
İçimizde zehir gibi bir tortu
Yüreğimizde mıh gibi bir sancı
Hep böyle bir şeylere yetişeceğiz
*
Gün sanki az önce doğmamış mıydı
Yoksa bize mi öyle geldi
Sen az önce çıkmadın mı kapıdan
Kapıdan çıktığında sabah mıydı
Dururken ne çabuk akşam oldu
Her sevişmemizde bir şey eksik
Ne kadar çırpınırsak çırpınalım
İçimizden gitmeyecek bu kuşku
Hep o yöne akıp giderken bu su
Yaşamakta hep eksik kalacağız (Sayfa: 10)



TELGRAF
*
Yalnız aşkla beslenen ince ozanlar gibi
Üç gündür dallara yapışıp kaldı kuşlar
Ben de üç gündür pencereden onları gözlüyorum
Hava nasıl durgun nasıl sıkıntılı
Ne bir su sesi ne bir yağmur kıpırtısı
Sanki halatlarla bağlamışlar bizi bir kartpostala
Üstelik ölçülü de değiliz uyaklı da
İyi ki kuşlar da biraz iki ayaklı da
Seni böyle inatla beklemek konusunda
Birbirimize o kadar aykırı düşmüyoruz
*
-İki gün ara-
*
Bu telgrafı kuşlar çektirdi sana
Yalnızız stop sıkıntılıyız stop tutkunuz
Üç gündür ağzımıza lokma koymuyoruz stop
Kuşlar ve ben hep seni bekliyoruz (Sayfa:19)


SEZGİLİ ŞİİR
*
Önce bir sancı olur sonra bir duyumsama
Sonra günler kaygılı duruşlarla
İnce yağmurlardan seni alır getirir
*
Birlikte özlemek bekleyişlerin
Sevinçlerle duyurduğu sezgidir
Güçlü bir direnme biçimidir biraz da
Süzülür geceden damıtılan ışıkta
Aşklar işte bu özlemden oluşur
Gerçek ve haklı savaşlar da
*
Önce bir seziş olur sonra bir duyumsama
Sonra bir esinti ta deniz içlerinden
Bir akşamda beklenmedik bir yazla
Bir boşluğu sevdaya dönüştürür (Sayfa: 26)


GÜNÜN BİR YERLERİNDE
*
Camların yandığı saat
Kuşkunun alev alev tutuştuğu
Ya tam sabahın yedisi
Ya azçok beşi akşamın
Ey benim güzel sevdalım
Özlemin gerçek adı
Bu bitmez kaygılar mıdır
*
Bu yoksunluk mudur sessiz
İçimizde durup duran
Paslı bir çivi gibi
Bir tortu gibi ya da
Ne kadar olmaz desek
Kolay kolay sökülmüyor yerinden
*
Suların sustuğu saat
Zamanın boşluklara süzüldüğü
Ya sabah sekize doğru
Ya dokuza doğru akşam
İhanetin köpek gibi
Kapımızda uluduğu saatler
Ey benim güzel sevdalım
En çorak toprakta bile
Mavisine bulandığım denizsin (Sayfa: 29)


DÜŞLEM
*
Bütün düşler ondan sorulacaktır
Yasalar bunu böyle bildiriyor
O baktığı zaman denizler diriliyor
Canlanıyor kuru göller yeniden
*
Ah onun içinde ne sevda düşleri neler
Ne parklar ne sarılmalar ne şeyler
O en kuru maviye baktığı zaman
Açılıyor gözlerinde salkım salkım
Doğma büyüme denizli midyeler
*
Okyanus kokuyorsa saçları boşuna mı
Rastlantıyla mı duyuluyor ellerinde
Dağ başlarında esen hırçın rüzgarların sesi
Boşuna mı ağlıyor o her akşam
Karanlık balkonunda boşuna mı
*
Bütün güzellikler ondan sorulacaktır
Her anlamda sevmek ve aşk adına
Ama zaman atlar gibi geçiyor
Ve bakmıyor ardına (Sayfa: 32)


SERÜVEN
*
Bu sevinç söner gider mi
Paylaşılırken ekmek gibi
İkimiz birlikte kurduk
Git git biter mi bu kıyı
*
Süsler gibi martılar
Susmuşluğu yarıp kanatlarıyla
Sessizliği bağıra bağıra
Açıklara çağırırken bizi
Beklenmedik bir kopuşla
Biter mi bir gün bu tutku
*
Kabasaba zamanlardan
İkimize arta kalan
Bir sensin bir de benim
Her yanyana gelişte
Koca evrene açılan
*
Varolmakla tükenir mi
Yaşanmakla biter mi bu serüven (Sayfa: 34)


İLKYAZ GİBİ
*
İlkyaz kendiliğinden
Sana hiç sormadan gelir
Dokunsan uçar gider
*
Az önce buradaydı
Bir kelebeğin kanadında
Bir demet çiçek gibi
Dalın üstündeydi gördüm
Bir yapraktan süzüldü
Dağıldı suyun parlak yüzünde
Sonra yayıldı yere
Az önce buradaydı
*
Aşk da ilkyaz gibidir
Yaşadığın yerde vardır
Aradığın yerde yok (Sayfa: 35)


KAR ŞARKISI
*
Kar yağıyor sıcak sıcak
Gidenlerin ardından
Lapa lapa kar yağıyor
Görüntüleri renkleri
Ve kokuları silerek
*
Kar yağıyor sessizlik gibi
Kar yağıyor sular gibi
Bir sancı diner gibi
Bir yağmur çekilir gibi
Kar yağıyor
*
Kar yağıyor ince bir korkuyu
Yavaştan duyura duyura
Kar yağıyor ayrılıklardan sonra
Kar yağıyor tane tane
Kar yağıyor salkım salkım
Kar yağıyor dura dura (Sayfa: 44)


ONDAN BERİ
*
Sevinç gibi biriydi
Bir öğle sonu çıktı geldi
Umulmadık bilinmedik kuytulardan
Ben yabancıydım sanki
Öylece durdum kaldım
*
Telefonlarda sesi
Bir alışkanlık olursa ne yaparım
Ne derim kendime
Dedim kendi kendime
Düş gibi kuşku gibi kalakaldım
*
İnanç gibi biriydi
Bir öğle sonu çıktı geldi
Sesi rüzgara işledi
Şiirlere birden yazıldı adı
Duruşu akşam denizlerinin
En dalgalı mavilerine sindi (Sayfa: 45)

Arthur Koestler -Spartacus (Çeviren: Zühal Avcı)

  ''Öğrencilere her vesileyle şunları hatırlatır Lentulus: ''Yaşamak herkesin elinin altında olan bir şey, ama ölmek ancak, ...