1 Mayıs 2019 Çarşamba

Kostas Mourselas - Kızıla Boyalı Saçlar (Çeviren: Kosta Sarıoğlu)


Arka Kapak: * ''Taksitle kitap sattığı bir kız vardı. Ona ha bire kitap götürüyordu ama o hiç ödeme yapmıyordu. Bir sabah Aleka'nın, yirmi bin drahmiden fazla tutan kitap alışverişi yaptığının farkına vardığında durumun ciddiyetini anladı. 'Aleka neler oluyor.? Babana birkaç kuruş vermesini söylesene,' dedi. 'Benimle evlen, ödeşelim. İster misin.?' dedi Aleka da. Bu dünyada her şeyi doğal karşılayan Luis kabul etti. 'İsterim,' dedi.''
*
14 yıl önce Türkçede ilk yayımlandığında kısa sürede en çok okunan kitapların başına yerleşen, yine kısa sürede 100.000'den fazla okura ulaşan Kızıla Boyalı Saçlar'ın sıradışı kahramanı Luis, kendini özgürlüğe adamış, bir insana, bir işe, bir yere kesinlikle bağlı kalmak istemeyen, kafasına eseni yapan, hayallerinin peşinden koşan sevimli bir serseri.
Zorbalar, serseriler, fahişeler, genelevler, kenar mahalleler, gecekondular, erkek delisi kadınlar, kadın delisi erkekler, üçkâğıtçılar, küçük burjuvalar, eski solcular, dolandırıcılar bu kitabın dokusunu oluşturuyor. Bir dönemin ve insanlarının resmini çizen Kızıla Boyalı Saçlar; okuru kışkırtıyor, gözlerini gerçek hayata, hayatın gerçeklerine çevirmesini sağlıyor. Yalın ve mizah dolu bir anlatım; egemen sisteme ve sistemin savunucularına, benimseyenlerine karşı gözü pek, alaycı, sert bir eleştiri.
Yazarının tanımıyla ''Kızıla Boyalı Saçlar insan özgürlüğüne yazılmış bir övgü.'' Her birimiz içimizden Luis gibi olmayı biraz arzular, ama onun gibilere imrenmekle, öykünmekle kalmaz mıyız.?



Kızıla Boyalı Saçlar
*
Kızıla Boyalı Saçlar, her gece
Hangi çarşaflarda gizlice gözyaşı döküyorsun
Acının sınırları yok
Mutluluksa hep yarıda kalır
*
Hüzünlü sevgilim iyi geceler
Bizim hikâyemiz öyle kolay kolay bitmez
Geceleri seni yakan bir rüzgâr gibi
hangi kapıyı çalsan beni bulacaksın
*
Kızıla Boyalı Saçlar ve bir defne yaprağı
elinde seni avutmak için
Neden hep hataları anımsarsın.?
Neden unutmaya çalışmazsın.?
*
Hüzünlü sevgilim iyi geceler
Bizim hikâyemiz öyle kolay kolay bitmez
Geceleri seni yakan bir rüzgâr gibi
hangi kapıyı çalsan beni bulacaksın
*
Kızıla Boyalı Saçlar bir damla gibi
dudaklarını yakar yıllarca
Kimse hayatın kışını vaat etmez
ve kimse korkmaz Tanrı'dan
*
Hüzünlü sevgilim iyi geceler
Bizim hikâyemiz öyle kolay kolay bitmez
Geceleri seni yakan bir rüzgâr gibi
hangi kapıyı çalsan beni bulacaksın
*
Kızıla Boyalı Saçlar iyi geceler
Seneye yine seni hatırlayacağım
İyi geceler
Seni Seviyorum
*
Söz ve beste: Vasilis Dhimitriu


Βαμμένα κόκκινα μαλλιά
*

Βαμμένα κόκκινα μαλλιά κάθε νύχτα
σε ποια σεντόνια να δακρύζεις στα κρυφά
δεν έχει περιθώριο η πίκρα
και η χαρά τελειώνει στα μισά

Λυπημένη μου αγάπη καληνύχτα
δεν τελειώνουμε έτσι εύκολα εμείς
σαν αγέρας που σε καίει μες στη νύχτα
όποια πόρτα κι αν ανοίξεις θα με βρεις

Βαμμένα κόκκινα μαλλιά και μια δάφνη
στο χέρι για παρηγοριά
γιατί θυμάσαι πάντα τα λάθη
γιατί δε φεύγεις για τη λησμονιά

Λυπημένη μου αγάπη καληνύχτα
δεν τελειώνουμε έτσι εύκολα εμείς
σαν αγέρας που σε καίει μες στη νύχτα
όποια πόρτα κι αν ανοίξεις θα με βρεις

Βαμμένα κόκκινα μαλλιά μια σταγόνα
στα χείλη να σε καίει για καιρό
ποιος τάζει της ζωής το χειμώνα
και ποιος φοβάται το Χριστό

Λυπημένη μου αγάπη καληνύχτα
δεν τελειώνουμε έτσι εύκολα εμείς
σαν αγέρας που σε καίει μες στη νύχτα
όποια πόρτα κι αν ανοίξεις θα με βρεις

Βαμμένα κόκκινα μαλλιά καληνύχτα
του χρόνου πάλι θα σε θυμηθώ
καληνύχτα σ’ αγαπώ

#KostasMourselas #KızılaBoyalıSaçlar Sayfa: 347-349
Bilirsin, bütün boşanmış ana-babalar, çocuklarını gezmeye götürür, onlara dondurma ısmarlar, çocuk parkına, lunaparka götürür, ders çalışmaları gerektiğini, iyi çocuk olmalarını hatırlatır, biraz harçlık da verir, tamam, sonraki hafta her şey baştan başlar.
Ama burada Luis ve Luiza'yla tam tersi oluyordu. Her şeyden önce gezi, Luis'in Luiza'yı umutsuzca masal dünyasına sokma değil, masal dünyasından çıkarma çabasıydı. Sonra Luiza Luis'e harçlık veriyordu, Luis Luiza'ya değil. Luiza babasına dondurma ısmarlıyordu. Luiza onu lunaparka götürüyor ama lunaparkta kendisi oynamıyordu.! Luis oynuyordu. Luis arabalara, trenlere biniyor, Luiza ona bakıp gülüyordu.
Luiza, Luis'i görür görmez gülümsemeye başlardı. Babasının bir tek sihirli aynalarda yanında olmasını isterdi. Orda birlikte gülmelerini şart koşardı.
Luiza biraz büyüdüğünde, yaklaşık on beş yaşına girdiğinde, Luis lunaparkları bırakıp onu opera ve tiyatroya götürmeye başladı.
Luis için opera, bir çocuğu sanat dünyasıyla tanıştırmanın en iyi yoludur. Çocuk operada iyi müziği sever, kendini geliştirir ve orada ''geleneği'' öğrenir.
''Ölürken şarkı söylemek olur mu.? Operada her şey olur.''
Luis sanatta her şeyin dolayısıyla da hayatta her şeyin mümkün olduğunu anlatmak istiyordu.
''Luiza, sanat sadece bir zevk değildir. Sanat bütün kapalı kapıları açan bir anahtardır da.''
Luis birer birer kızının gözündeki çeşitli idollerin (öğretmenlerin, ana-babaların, vaizlerin, tırnak içindeki ''uzmanların'') efsanesini yıkıyor, evrensel değer denilen değerlerin bazılarının ne kadar göreli olduğunu kanıtlıyor, yeni bakış açıları sunuyor, hatta on emre bile dokunuyordu. On emri bile kızıyla teker teker tartışıyordu.
''Zina yapmayacaksın ne demek.? Eşinin aşağılık biri olduğu ortaya çıkarsa ne yapacaksın.? Önemli olan zina yapma gereği duymaman. Zina yapma gereğini duyduktan sonra, artık nefsine hâkim olman için çok geçtir. İşte annen, zina yapmış olsa da ben onu affettim. Örneğin ben, baban.. Emir, 'Babana ve anana hürmat edeceksin' demiyor mu, senin ne yapman gerekir.? Ya da benim sana.. Örneğin sen gülünç düşüncelere, gülünç davranışlara sahip, boktan bir kız olsan, normalde seni kızım diye tanıştırırken utanç duymaz mıyım.? Bu ne demek.? Sırf ben senin babanım, sen de benim kızımsın diye her şey yolunda mı.? Hayır, beni yargılayacaksın. Ancak böyle bana hürmet edersin, beni yargıladığın zaman. Şimdi, beni nasıl ve hangi ölçütlerle yargılayacağınsa başka bir sefer konuşacağımız büyük bir konu. Luizacığım, her şeye arada bir tekrar bakmalıyız. Yeniden inceleyip çürütmeliyiz. Her şeyi. Hareketsizlik ölümdür, bataklıktır.''
Fakat bütün bu söyledikleriyle Luiza'yı tehlikeli yollara doğru yönlendiriyordu.
''Yahu Luis, buna hakkın yok,'' diyordum. ''Şimdiden böyle yaparsan, yarın öbür gün çocuk nereye varır.? Sen o kadar emin misin.? Çocuğun dünyasını parçalıyorsun.''
''Dünya öyle bir halde ki, iyi yapıyorum. Ben sadece beynini uyarmayı, tek başına arayış içine girmesini istiyorum. Dünyada bir alçak daha olacağına böylesi daha iyi. Zina yapıyorsun, yapmıyor musun.? Demek ki motor bir yerlerde tekliyor. İnsan öldürür. Öldürmez mi.? En azından buna kafa yormayı öğren. Kuzen, beni de sorgulasın. Yarın, babam saçmalıyordu, desin. Bu da bir şey. Yoksa 'yargılanmamak için yargılamayalım'da kalırız. Bunu mu istiyorsun.?''
(Sayfa: 347-349)
#KostasMourselas #KızılaBoyalıSaçlar Sayfa: 347-349



Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...