#ForrestCarter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#ForrestCarter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Aralık 2018 Cuma

Forrest Carter - Küçük Ağacın Eğitimi

Forrest Carter - Küçük Ağacın Eğitimi

Arka Kapak
*
Sevgiyi, duyarlılığı, dürüstlüğü, samimiyeti Kızılderili mantığıyla işleyen muhteşem bir kitap..
Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam'ın acımasızca yok ettiği Çerokilere ithaf edilen bu kitap, insanı umursayan acılarını paylaşan, yaşamın bütünselliğini savunan bir kültürün mesajı.. Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi.. İnsani duyarlılığın görkemli direnişi.. Yüzeysel ve mekanik ilişkilerin hâkim olduğu günümüzde, yitirilen değerlere saygı duruşunda bulunma denemesi.. Heidi, Küçük Prens, Şeker Portakalı ve Martı'daki samimiyeti, dürüstlüğü özleyenler; coşmak, sevmek, özgür olmak, hüzünlenmek, doya doya ağlamak isteyenler için.. En çok da kitle iletişim araçlarının kölesi olanlar, yaratıcılığı körelten eğitimi sorgulamak isteyenler için..
***
''Bir şey yitirdiğin zaman, yorulmak iyi gelir.'' (Sayfa: 10)
***
''Artık onun geldiğini hissettiler
Orman ve koru rüzgârı
Dağ Baba Şarkısıyla ona 'hoşgeldin' diyor
Küçük Ağaç'tan korkmuyorlar
Onun çok duygulu olduğunu biliyorlar
Ve şarkı söylüyorlar: 'Küçük Ağaç Yalnız Değil'
*
Küçük aptal Lay-nah bile
Çağıldayan, konuşan sularıyla
Dağların arasında dans ediyor neşeyle
'Oh şarkımı dinle
Bize gelen kardeşim hakkında
Küçük Ağaç bizim kardeşimizdir
Ve Küçük Ağaç buradadır
*
Awi usdi, küçük geyik
Ve Min-e-lee, dağtavuğu
Kagu, karga bile şarkıya katılıyor:
'Küçük Ağaç yüreklidir.
Ve onun gücü inceliğindedir
Ve Küçük Ağaç asla yalnız kalmayacak.'' (Sayfa: 12)
***
Güneşin karşısında olduğu için gölgesi önüne düşmeyen bir kuş, dağın yamacına doğru uçtu: Ağaç doruklarında bir kayakçı, kanatları yana açık.. Kahverengi bir mermi gibi.. Daha hızlı, daha hızlı.. Bıldırcına doğru..
Büyükbaba kıkırdadı: ''Bu yaşlı Tal-con (Şahin).!''
Bıldırcın aceleyle havalandı ve ağaçlara doğru seğirtti ama yavaştı: Şahin ona çarptı. Tüyler havaya dağıldı ve sonra kuşlar yere düştü. Şahinin kafası yükseliyor ve ölümcül darbelerle iniyordu. Bir anda pençelerindeki ölü bıldırcınla birlikte havalandı, dağın yamacına doğru gitti.
Ağlamadım ama üzgün göründüğümü biliyordum çünkü Büyükbaba dedi ki ''Üzülme, Küçük Ağaç.! Gidişat böyle. Tal-con yavaş olanı yakaladı. Böylece yavaş olan, gene yavaş olan çocuklar yetiştiremeyecek. Bıldırcın yumurtalarını en az bin fare yer. Hem hızlı hem de yavaş bıldırcın yumurtalarını.. Yani Tal-con, Gidişat sayesinde yaşar. Bıldırcına yardım eder.''
Büyükbaba bıçağıyla topraktan tatlı bir kök çıkararak kabuğunu soydu, kökten yaşamın sulu kış hazinesi damladı. Büyükbaba kökü ikiye böldü ve büyük parçayı bana verdi.
Yumuşak bir şekilde, ''Gidişat böyle,'' dedi. ''Yalnızca gereksinim duyduklarını al. Geyik alıyorsan, en iyisini alma. En küçük ve en yavaş olanını seç, o zaman geyik daha güçlü olur ve her zaman sana et verir. Pa-koh (panter) bunu bilir. Sen de bilmelisin.!''
Güldü; ''Yalnızca Ti-bi, yani arı, kullanabileceğinden daha fazlasını depolar.. Bu yüzden ayı tarafından soyulur. Rakun ve Çerokiler tarafından da.. Paylarından fazlasını depolayan ve kendilerini besleyen insanlar için de bu böyledir. Ellerindekini kaptırırlar. Bu konuda savaşlar olur.. Uzun konuşmalar yaparak paylarından fazlasını ellerinde tutmaya çalışırlar. Bir bayrağın onlara bunu yapma hakkını verdiğini söylerler.. Erkekler, sözler ve bıçaklar yüzünden ölürler ama Gidişat'ın kurallarını değiştiremezler.'' (Sayfa: 16-17)
***
Kışın akşam güneşinde dağlarda gezinmek
Yoldaki taşlara basa basa yürümek
Kulübeye doğru inmek, hindi yuvasına doğru gitmek
Çerokilerin çok iyi bildiği bir cennetir bu
*
Dağ yamacına bak ve sabahın doğuşunu gör
Ağaçlardaki rüzgârın şarkısını dinle
Mon-o-lah, topraktan yaşamın fışkırışını hisset
İşte o zaman öğreneceksin Çerokilerin Gidişat'ını
*
Öğren yaşamdaki ölümün günle birlikte olduğunu
Birinin diğeri olmadan olamayacağını
Mon-o-lah'ın bilgeliğini öğren, o zaman Gidişatı öğreneceksin
Ve bütün Çerokilerin ruhuna ereceksin (Sayfa: 20)
***
''.. Dörtte biri kullanılmış ay (hilal), dağın üstünde göründü..''
(Sayfa: 37)
***
''Büyükbaba, Yaşlı Hilekâr'ın (tilki) köpekler gelene dek beklemesinin nedeninin; köpeklerin heyecanlandıkları zaman duygularının duyularına baskın geleceğini tahmin ederek, kendi kokusunun kayalarda taze kalmasını istemesi olduğunu söyledi. Yaşlı Rippitt ve Bess'te bu hile işe yaradı ama Mavi Çocuk ve Küçük Kızıl kanmadılar.
Büyükbaba, aynı şeyin, duyulara egemen olan duyguların, Yaşlı Rippitt gibi insanları da aptallaştırdığını defalarca gördüğünü söyledi..'' (Sayfa: 41)
***
''Yabacılar nedir.?'' diye sordum.
Büyükbaba yemek yemeyi bıraktı ama başını tabaktan kaldırmadı. Büyüanne önce bana, sonra Büyükbaba'ya baktı. Gözlerini kırpıştırdı. ''şey..'' dedi, ''Yabancılar, doğmadıkları bir yere giden insanlardır.''
''Büyükbaba dedi ki..'' diye açıkladım, ''Sanırım biz yabancıydık.'' Ve büyük arabadaki bayanı, onun bize yabancılar dediğini ve Büyükbaba'nın 'sanırım' dediğini anlattım. Büyükbaba tabağını kenara itti. ''Sanırım yolun bu tarafında doğmadık, bu da bizi onlara yabancı yaptı. Her neyse, bu, onsuz yapamayacağımız babası suçlu sözcüklerden biri (Büyükbaba, Büyüanne'nin yanında ''Allahın belası'' yerine ''Babası suçlu'' derdi.) Her zaman söylemişimdir, o kadar çok babası suçlu sözcük var ki.'' (Sayfa: 51)


Büyükanne'nin adı Bonnie Bee'ydi. Gece geç vakit Büyükbaba'nın, ''Sen benim kandaşımsın, Bonnie Bee.!'' dediğini duyduğum zaman, ''Seni Seviyorum'' dediğini biliyordum çünkü duygu sözcüklere yansıyordu. (Sayfa: 52)
***
'..'Geçmişi bilmezsen bir geleceğin olmaz..'' (Sayfa: 55)
***
''.. o yola Gözyaşı Yolu adını verdiler. Çeroki ağladığı için değil.. Yola, Gözyaşı Yolu adını verdiler çünkü bu ad romantik geliyor ve yoldan geçenlerin hüznünü anlatıyordu. Bir ölüm yürüyüşü romantik değildir oysa..
Annesinin kollarında, annesi yürürken kapanmayacak gözlerle sarsılarak gökyüzüne bakan katılaşmış bebek hakkında şiir yazamazsınız.
Karısının ölü bedenini yere koyarak geceleri birlikte yatan ve sabah yeniden omzuna alan -ve en büyük oğluna, en küçüğün bedenini taşımasını söyleyen- babanın şarkısını söyleyemezsiniz. Ve bakamazsınız.. Sözünü edemezsiniz.. Ağlayamazsınız.. Dağları hatırlayamazsınız.
Bu güzel bir şarkı olmazdı. Ve bu yüzden yola Gözyaşı Yolu adını verdiler..'' (Sayfa: 57-58)
***
''..İyi bir şeyle karşılaştığın zaman, yapman gereken ilk şey bulabildiğin insanla onu paylaşmaktır; bu şekilde iyilik öyle bir yayılır ki nereye gittiğini bilemezsiniz..'' (Sayfa: 74)
***
''.. Birçok insanın gizli bir yeri vardır..'' (Sayfa: 76)
***
''.. Önde olmak gibi bir şeye dünyada aldırmadığımı söyledim. Onlara yetişebilmek, bana bu kadarı yeterdi. Her zaman arkada kalmak bir tür yalnızlıktı.'' (Sayfa: 81)
***
''Büyükbaba, sevip de kaybettiğin her şey sana bu duyguyu verir, deyip ekledi: 'Bundan kurtulmanın tek yolu hiçbir şeyi sevmemektir ki bu daha da kötüdür çünkü o zaman sürekli boşluk hissedersin..''
(Sayfa: 99)
***
''Kahrolası aptal sözcük oyunu adamları aptallaştırır. Bir kişinin başka birine karşı sözcükleri kullandığını işitirsen, onu tanımak için sözcüklerden yola çıkma. Kahrolası sözcüklerin hiçbir anlamı yoktur çünkü. Sesinin tonuna dikkat et. Dürüst olup olmadığını yalan söyleyip söylemediğini anlarsın.'' (Sayfa: 100)
***
''Görüyorsun, Küçük Ağaç, öğrenmenin yapmaktan başka yolu yok. Senin buzağıyı almanı engelleseydim, her zaman bir buzağın olması gerektiğini düşünecektin. Sana satın almanı söyleseydim, öldüğü için beni suçlayacaktın. Yaşam içinde öğrenmek zorundasın.'' (Sayfa: 111)
***
Büyükbaba ile eve giden patikada bu konuda konuştuk. Sonra Büyükbaba o kadar çok düşündü ki neredeyse bir saat dinlendik.
Ben de bu konuda düşündüm ve Büyükbaba'nın politikacıları tam anladığını hemencecik gördüm. Büyükbaba'ya, ''orospu çocukları''nın yönetimden uzaklaştırılması gerektiğini söyledim. Büyükbaba bu konuda konuşmaktan vazgeçti ve ''orospu çocuğu''nun resmiyet taşıyan yeni bir küfür sözcüğü olduğunu ve Büyükanne'nin yanında kullanırsak bizi kulübeden atacağını söyleyerek beni yeniden uyardı. Hemencecik bunu aklıma yazdım. Çok güçlü bir sözcük dizisiydi. 🙂 (Sayfa: 118-119)
***
''..Mon-o-lah (toprak) baharı doğururken doğum yapan bir kadının yatak çarşaflarını parçalaması gibi dağları parçalayarak işe başlar..'' (Sayfa: 128)
***
''.. Büyükannem dedi ki çok az insan ağaçlara, kuşlara, sulara -yağmura ve rüzgâra- tam sevgi duymak için seçilirmiş..'' (Sayfa: 177)
***
''Bir keresinde, koltuklarımıza oturduktan sonra, uzun bir bıçak buldum. Büyükbaba'nınki kadar uzundu ve geyik derisi, püsküllü bir kılıfı vardı. Büyükanne dedi ki Söğüt John onu bana vermiş. Bu, yerlilerin hediye verme biçimidir. Bir nedenle yapmadıkları ve niyetli olmadıkları sürece sunmazlar. Bulmanız için bırakırlar. Layık olana kadar hediye almazsın ve layık olduğun bir şey için teşekkür etmek ya da gösteri yapmak aptalcaydı..'' (Sayfa: 183)
***
''Tanrı, böyle hafif konularda tartışan o aptallar kadar dar kafalıysa, o zaman Cennet nasılsa yaşamaya uygun bir yer olmazmış.'' (Sayfa: 189)
***
''Güz doğanın merhamet zamanıdır. Sana ölmekte olanlar için işleri düzene sokma şansı verir. Ve böylece, işleri düzene soktuğunuz zaman yapmanız gereken ama yapmamış olduğunuz her şeyi tasnif edersiniz. Hatırlama zamanıdır bu.. Pişmanlık duyma ve yapmamış olduğunuz bazı şeyleri yapma zamanıdır. Söylememiş olduğunuz şeyleri söylemiş olma zamanı..'' (Sayfa: 209)
***
''Son kelebek çukurdan uçup gitti. Büyükbaba ile mısır soyarken bir mısır sapına kondu. Kanatlarını açmadı. Yalnızca kondu ve bekledi. Yiyecek depolama amacı yoktu. Ölecekti ve bunu biliyordu. Büyükbaba dedi ki kelebek birçok insandan daha akıllıymış. Bu konuda üzülmezdi. Amacını yerine getirdiğini ve şimdi amacının ölmek olduğunu biliyordu. Bu nedenle güneşin son sıcaklığında orada bekledi.'' (Sayfa: 210)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...