#FurûğFerruhzâd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#FurûğFerruhzâd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Aralık 2019 Çarşamba

Furûğ Ferruhzâd - Yeryüzü Ayetleri

Furûğ Ferruhzâd - Yeryüzü Ayetleri Çeviri: Prof. Dr. Ali Güzelyüz

''Esir''de ben sadece dış dünyayı yalın bir şekilde açıklıyordum. O zamanlar şiir, ruhuma işlememişti. Aksine kendisiyle aynı evde yaşadığımız bir eş, bir arkadaş gibiydik. Sonraları şiir bende kök saldı. Böylece benim için şiirin konusu değişmiş oldu. Artık şiiri sadece kendi duygularımı açıklamak için bir araç olarak görmüyorum. Aksine şiirin kökü bende sağlamlaştıkça, ben parçalara ayrıldım ve daha yeni dünyalar keşfettim.''
*
''Bana göre şiir, ona yaklaştığımda kendi kendine açılan bir penceredir. Yanında oturuyorum, bakıyorum, şarkı söylüyorum, bağırıyorum, ağlıyorum.. Pencerenin öte yanında bir varlık olduğunu; orada birinin, belki de iki, üç yüz yıl sonra yaşayacak birinin beni dinlediğini biliyorum. Şiir, geniş anlamıyla ''varlık''a bağlanmak için bir araçtır. Onun en iyi yönü, insanın şiir söylerken ''Ben de varım'' ya da ''Ben de var idim'' diyebilmesidir. Ben, şiirimde bir şey aramıyorum. Aksine şiirimde kendimi yeni yeni buluyorum.''
*
Şair olmak demek, insan olmak demektir. Kimilerini tanırım, günlük davranışlarının şiirle ilgisi yoktur. Yani sadece şiir söyledikleri zaman şairdirler. Sonra iş bitiyor.. Ben bu kişilerin sözlerini kabul edemem.''
*
Ve bu benim
Yalnız kadın
Soğuk mevsimin eşiğinde
Toprağa bulanmış varlığı anlamanın başlangıcında
Ve sâde ümitsizlik ve gökyüzünün hüznü
Ve bu çimentolu ellerin güçsüzlüğü
Zaman geçti
Zaman geçti ve saat dört kez çaldı
Dört kez çaldı
Bugün Dey (Aralık-Ocak) ayının ilk günü
Mevsimlerin sırrını biliyorum ben
Ve anların sözünü anlıyorum..

5 Ekim 2018 Cuma

Kafka Okur - Feyza Altun (Temmuz- Ağustos 2016) (Füruğ Ferruhzad)

13 Şubat 1967, Pazartesi günü Füruğ'un ölümü şöyle anlatılır:
*
'' Stüdyoya gidiyordu. Füruğ çocukları ve kuşları sever ' onlar tertemizler' derdi. Sonunda da canını sevdiği çocukların yolunda verdi. O çocukların kadim dostuydu. Okul aracının önüne kıvrıldığını görünce kaza yapmamak için sağa sürdü ve ana caddeden saptı, dudaklarında sadece küçük bir tebessüm vardı, bu onun için yeterliydi. O, camlarının ardından neredeyse kendilerine çarpacak olan onun arabasına korkuyla bakan çocukları görüyordu. Araba caddeden savruldu ancak yine de çocukların aracına çarpmaktan kurtulamadı, kaportasına çarptı, çok da şiddetli bir kaza değildi, buna rağmen şiddetli bir şekilde frene bastığı için Füruğ'un başı cipin ön camına çarptı ve burnunu ortadan parçaladı, öyle şiddetli bir darbeydi ki otomobilin kapısı hemen açıldı ve Füruğ ile arabanın arkasında oturmakta olan Gülistan Stüdyosu'nun çalışanı dışarı fırladı. O anda Füruğ'un başı arabanın kapısına vurdu ve sol kulağı ayrılacakmış gibi feci şekilde zarar gördü. Sonra başını kaldırıma çarptı ve kafası yarıldı. Onu hastaneye götürdüler ama ne yazık ki artık iş işten geçmişti.
Füruğ ölmüştü.''

*
'' İnsanların Füruğ'yu kendilerine yakın hissetmelerinin nedenlerinden biri de İran müziğidir. Fars müziğinin insanı içine çeken hüznü ve kederini Füruğ da seviyor, eziyetten zevk aldığını itiraf ediyordu. Ayrıca kendi hayatının başlangıç gelişme ve sonuç bölümlerini anlatmaya pek hevesli olmayışı ve bunu anlatıyor olmayı saçma buluşu da insanların Füruğ'ya masum gözlerle bakmasının nedenidir. İreç Girgin'in kendisiyle yaptığı bir söyleşide '' Hayat hakkında neler söylersiniz?'' sorusuna verdiği şu cevap onun ''özgeçmiş'' meselesine bakışını özetlemektedir:
'Vallahi bu konuda konuşmak bence çok yorucu ve faydasız bir iş. Evet, şehirli veya köylü de olsa dünyaya gelen her insanın bir doğum tarihinin olması, bir okulda okuması bir gerçekliktir, bir yığın çok sıradan olayın, mesela çocukken havuza düşmek, öğrenciyken kopya çekmek veya gençken aşık olup evlenmek gibi şeyler hayatta nihayetinde herkesin başına gelebilecek şeylerdir. Ama bu sorudan amaç benim şiirle ilgilenmem gibi insanın işiyle ilgili bir yığın meseleyi açıklamak ise henüz sırası olmadığını söylemeliyim, çünkü ben şiir çalışmasına ciddi şekilde henüz yeni başladım.' ''
****
'' Füruğ'un hayatını ilk okuduğumda yine beni çok etkileyen şey ölüm ile ilgili düşüncemizin aynı oluşu idi. Ben her zaman bu dünyadan vaktinden önce ayrılacağım paranoyasına sahip birisi olarak Füruğ'un ' Düşündüğümden daha erken ölüp bütün işlerimin yarım kalacağından korkuyorum' dediğini okuduktan sonra ondan daha da etkilenmiştim. ''

*
'' Kimdir şu başında aşk tacı olan
Ve düğün giysileri içinde çürüyen kişi?
Ve ben öylesine doluyum ki
Namaz kılıyorlar sesimin üzerinde
Mutlu cesetler
Üzgün cesetler
Düşünen suskun cesetler.
İyi davranan şık giyinen
Güzel yiyen cesetler
Belirli zamanların istasyonlarında
Ve geçici ışıkların kuşkulu alanında
Ve başıboşluğun çürümüş meyvelerini
alma arzusunda...
Ahh
Kavşaklarda olayları merakla bekleyen
nice insanlar var
Ve dur düdüklerinin sesi
Bir adamın ezilmesi
gereken gereken gereken bir anda
Zamanın tekerlekleri altında
Islak ağaçların yanından geçen
adamın..''

*
Füruğ Ferruhzad
Çeviri: Feyza Altun

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...