*
Şu mesaj -‘’I Shot the Sheriff’’ (Şerifi Vurdum) - bir çeşit siyasi bir ifadedir. Bunu şöyle anlamalısınız: ‘’Şerifi Vurdum’’ diyerek aslında -kötülüğü vurdum- demek isterim. Gerçek bir Şerif’i kastetmem. Bir tür kötülüğü kastederim. Kötülüğün nasıl bir şey olabileceğini
İnsanlar sizi devamlı eleştiriler ve bir gün gelir siz de artık dayanamaz ve patlayıverirsiniz. Patlamanız aynı zamanda anlamlı bir mesaj içerir. Eric Clapton benden bu şarkıyı kendisi için istediğinde, bu şarkının ne anlama geldiğini sordu. Müziği, melodiyi, şarkıyı sevmiş ve istemişti ama sözlerinin henüz ne anlama geldiğini bilmiyordu. Bilmiyorum, Elton John şarkı sözlerinde ‘’Don’t shoot me, I’m only the piano player,’’ (Bana ateş etmeyin, ben sadece piyanistim) ya da Bob Dylan ‘’Take the badge off me, Ma, I don’t want to shoot them anymore,’’ (Benden bu rozeti alın, Anne, artık daha fazla kimseyi vurmak istemiyorum) diyorken, ‘’I shoot the sheriff.’’! bu şarkı Eric Clapton’dan başka kimseye de yakışmazmış zaten.
*
GİRİŞ:
*
''..Bob, bu dünyayı ve yaşamını tıpkı bir balığın denizi ve bir kuşun gökyüzünü sevdiği gibi sevdi. Sade bir birey olmanın ötesinde bizzat kendisi bir dünya idi ve hep ''Dünyada yaşıyorum ama bu dünyadan değilim ben'' derdi.''
*
''O hiçbir zaman para ve şöhret için çalışmadı. Hep müzik için çalıştı. ''Para'' derdi, ''insan kalbini kirleten bir saçmalık''. Ve hep şunu söylerdi bizlere; ''Bir yıldız olma gibi bir hevesim hiç olmadı. Ben hep Tanrının benden yapmamış istediği şeyi yaptım. Yapabileceğim her ne varsa, sorgulamadan derhal yaptım.''..''
*
''Sahneye çıkıp Müzik yapmaya başladığım her an daima yeni ilhamlar alırım. Yani eğer birileri yakalamaya başlarsa bizim müziğimizi, hemen bırakır ve tekrar değiştiririz. Zaten bu bizim yıllardır yaptığımız bir şey. Her zaman biraz müzik yaparız, diğerleri de bizi bir yerden yakalar ve taklit etmeye başlar. Böylece biz de derhal tarzımızı biraz değiştiririz. Örneğin ska, rock steady ya da reggae demeye başlarsa, hemen ''nyabinghi'' müziğine geçiş yaparız. Bunun anlamı siyah ya da beyaz, tüm zalimlere ölüm demektir. Bu müzik direk kalpten gelir. Davul ritimlerini her duyuşunuzda direk kalpten gelen ritimler olduğunu anlarsınız. Direk ruhunuza hitap eder.'' (Sayfa: 3)
*
Üzerinize kanla ve ateşle, deprem ve şimşekle gelmem, fakat bunlar bende mevcuttur bilmenizi de isterim.. Düşünün ki dünya üzerindeki herkesin gücün nerde olduğuna aldırmaksızın bütün olumlu düşüncelerini bir araya getirip bir gün boyunca birlikte meditasyon yaptığını ve meditasyon sırasında herkesin birbiriyle çok iyi geçindiğini. Yani demek istiyorum ki böyle olsaydı, dünyadaki puslu hava kalkar, yerine hep güneşli güzel günler gelirdi. (Sayfa: 8 )
*
''Rasta hayatı yaşadığınızda yaşamdaki her şey barış ve aşk'a dönüşmelidir. Bir arada olabilmeyi ve yardımlaşmayı başarabilmek, doğru olan şey budur.'' (Sayfa: 10)
*
''Waiting in Vain''.. -Boşuna Beklemek- güzel bir şarkıdır. Hoş bir melodisi ve tonu vardır. Uzun zamandır böyle bir şarkı yapmayı bekliyordum. ''Wailers'' adlı grubuma bugüne kadar pek fazla ilgi duymamış ya da ne zamandır müziğimizden uzak kalmış insanlar için yaptım bu şarkıyı. Bu şarkıdaki tonu çok seveceklerini düşünüyorum ve merakla bekliyorum, bakalım ne kadar ilgi görecek. Oldukça heyecanlıyım.'' (Sayfa: 13)
Bir sürü insanın söylediği ve söyleyeceği birçok şey var, ama henüz hiçbir şey bilmiyorlar.! (Sayfa: 21)
*
''Savaş biz siyahlara göre değilse, Tanrı beyazlara daha iyi bir yol göstermeli.'' (Sayfa: 28)
*
İnsanlara barış içinde yaşamaları gerekliliğinin yeterince doğru düzgün bir şekilde anlatılmadığını düşünüyorum. Eğitim sistemimiz tamamıyla yanlış. Herkes en pahalı ve en büyük arabaları, koskoca buzdolaplarını, en lüks daireleri ve bunun gibi birçok pahalı ve lüks şeyi istiyor hayatında. Bu resmen çılgınlık değil mi adamım.?
Bahsini ettiğim şey, sistem. Eğer Fidel Castro, Jamaika'ya yardım etmiş olsaydı, Jamaika Sosyalist bir ülke olurdu. Eğer Amerika Jamaika'ya yardım etmiş olsaydı, Jamaika Kapitalist bir ülke olurdu. Umarım Jamaika aynen böyle Rasta şekliyle devam eder, böyle olması çok güzel ve başka hiçbir şey de umurumuzda değil.
Etiyopya'nın açlıktan kıvrıldığını söyleyen herkes ve her ülke, istese bu ülke ve insanlarına yardım edebilirlerdi. Ama büyük uluslar, eğer siz Sosyalist ya da Kapitalist bir ülke olmadığınız sürece size asla yardım etmezler. İnsan insana bunu nasıl yapar.? Her nereli olursanız olun, ister Afrikalı, ister Rus ya da başka herhangi bir ulus, bu dünya üzerinde hepimiz insan değil miyiz.?
İnsanlık gittikçe daha duyarlı ve hassas olacak.! Olmak zorunda.! Buna eminim.. (Sayfa: 33)
*
Beyaz ya da siyah, hangi ırktan olursanız olun, fark etmez, benim şarkılarım herkes için doğruluk ve sağduyu mesajları içerir. Dinle adamım, benim kendime ait önyargılarım yoktur bilirsiniz. Hiç kimsenin tarafında da yer almam. Ne siyah adamın tarafındayım ne de beyaz adamın tarafında. Ben yalnızca, Tanrı'nın tarafındayım. Tanrı beni hem beyaz hem de siyah ırktan yaratıp, bana her iki tarafın da yeteneklerini vermiştir. Önyargı bir zincire benzer, seni sarmalayıp, bağlayabilir. Hiçbir yere gidemez, yerinden bile kıpırdayamazsın. Keşke işler, hiç şiddete başvurulmadan, acılar çekmeden değişebilse. Keşke doğruluk ve dürüstlüğün krallığı, daima hüküm sürebilse. Bırakalım suların, denizleri ve okyanusları kapladığı gibi, dürüstlük ve doğruluk da tüm dünyayı kaplasın. (Sayfa: 36)
