Kate Chopin (1851-1904) öykü ve romanlarında Louisiana’nın yöresel özelliklerini renkli, değişik yönlerini canlandıran; bu bölgede yaşayan çeşitli toplum katları ve ırklardan insanların yaşayış biçimlerini, geleneklerini, lehçelerini, özellikle de aralarındaki aşk ve cinsellik ilişkilerini korkusuzca ele alan bir yazar. Tutkuyu insanın en doğal, en sağlıklı bir yönü olarak göstermesi kitaplarının yazılıp yayımlandığı yıllarda bağnaz çevrelerce tehlikeli görülmüş, kitaplıklardan çıkarılmış, ölümünden sonra da adı pek anılmaz olmuş. Bu yüzden Kate Chopin Amerika’nın ve dünyanın yeni keşfettiği bir yazar olarak çıkıyor karşımıza. Ele aldığı sorunlar ve bunları ince bir kadın duyarlığı ile ele alışı onun hem eskimezliğini, hem de güncelliğini kanıtlıyor.
*
ÖNSÖZ:
*
''Chopin'e göre doğanın ahlâkla ilintisi yoktur. Ahlâk, insan yapısıdır, yere, zamana göre değişir. İnsan ise, başlangıçta neyse, şimdi de aynıdır, bencil dürtülerle yönetilen bir varlıktır.'' (Sayfa: 8 )
*
''Kate Chopin Uyanış'ta da kadın olmanın anlamını irdeler. 1899 Nisanında ilk kez yayımlanan Uyanış tüm Amerika'da tepkiyle karşılandı. Eleştirmenler yazarın sanatını överken, roman ahlak açısından saldırıya uğradı, St. Louis kütüphanelerinden kaldırıldı. Chopin 1904'te öldüğünde hemen hemen unutulmuştu. Ancak 1970'ten bu yana birçok önemli yazar ve eleştirmen onun gerçekçi ve evrensel yönleri üzerinde duran yazılar yazdılar, roman ve öyküleri birçok kez basıldı. Chopin günümüzde Amerikan yazınında alması gereken yeri almış bulunmaktadır.
Chopin cinselliği, tüm yönleriyle ciddi bir konu olarak ele alıp işleyen ilk Amerikalı kadın yazardır. Tutkuyu insanın en doğal, en sağlıklı bir yönü olarak gösterir. Yetişme biçiminden gelen bir hoşgörü ile insanın bu temel dürtüsünü dengeli, olgun bir tutumla, korkusuzca, üstelik güldürü ögesini de gözardı etmeyerek çizer. Ancak Uyanış'ta olduğu gibi, kadının yerinin kesin çizgilerle belirlendiği bir toplumda, kadının doğurma dürtüsü ile bağdaşmayan bir tutkunun yaşatılabileceği konusunda umutlu değildir. Romanın başkişisi Edna Pontellier, kendini tanıma süreci içinde eş ve anne kimliğinin yeni uyanan kişiliğine hangi ölçüde uyduğunu sorgulamaya başlarken bu gerçeğin de bilincine varacaktır.'' (Sayfa: 9)
*
Necla Aytür*
''..Farival ikizler ısrar üzerine piyano çalmayı kabul ettiler. Bunlar on dört yaşında kızlardı; vaftiz edilirken Meryem Ana'ya adandıklarından hep onun renkleri olan mavi beyaz renklerle giyinirlerdi.'' (Sayfa: 35)
*
''..''..Bana öyle geliyor ki, genç ve âşık olsam, sıradan bir erkeği sevgime değer bulmazdım.''
''..Sanıyor musunuz ki bir kadın neden sevdiğini bilir.?''..'' (Sayfa: 99)
*
''..bir süre için kendimi toparlayıp düşüneceğim, ne karakterde bir kadın olduğumu kararlaştıracağım, çünkü, açık söylüyorum, bilmiyorum bunu. Bildiğim kuralların tümüne göre, kadın cinsinin çok kötü bir örneğiyim. Ancak gene de böyle olduğuma her nedense kendimi bir türlü inandıramıyorum.'' (Sayfa: 101)