Sağ duyulu bir adam ne bütün kitapları okumak, ne de okullarda okutulan her şeyi inceden inceye öğrenmek zorundadır. Hatta edebiyatla (kitaplarla) uğraşmaya fazla zaman harcaması, eğitiminde bir eksiklik olur. Hayatında yapacak birçok işleri vardır. Ömrünü iyice hesaplamak, en iyi kısmını da iyi işlerle uğraşmaya vermek zorundadır. Bu işleri de ona yalnız kendi aklı öğretecektir..Fakat hayata atıldığında hiçbir bilgisi yoktur, çocukluğunda edindiği bilgi de ancak âciz duyuları ile hocalarının otoritesine dayandığından, aklı hayalini idareye başlamadan önce, hayalinin bin bir yanlış düşüncelerle dolu bulunmaması hemen hemen imkânsızdır. Böylece daha sonra düşüncesini dolduran kötü bilimlerden sıyrılmak için olduğu kadar, sağlam bir bilimin temellerini atmak ve bilgisini erişebileceği en yüksek noktaya kadar yükseltebilecek bütün yolları bulmak için de, pek yüksek bir yaratılışta olmak veyahut da bir bilgenin derslerinden faydalanmak ihtiyacındadır.
Bu eserde bu şeyleri öğretmek ve ruhlarımızın gerçek zenginliklerini herkesin gözü önüne koymak istedim; böylece her insana, hayatının idaresinde gerekli olan bütün bilimi, başkasından bir şey istemeksizin kendisinde bulmanın, sonra da bu bilimi inceleyerek, insan aklının edinebildiği en acayip bilgilerin hepsini edinmenin yollarını göstereceğim.
Fakat, ilkin, korkarım ki, tasarımın büyüklüğü karşısında zihinleriniz şaşalayacak ve inanmayacaktır. Bunun için, giriştiğim işin hayal edildiği kadar zor olmadığını haber vermek isterim. Çünkü insan zihninin gücünü aşmayan bilgiler, öyle şaşılacak bir bağla birbirine zincirlenmiş ve öyle zaruri neticelerle birbirinden çıkarılmaktadır ki onları bulmak için fazla güçlü ve becerikli olmaya ihtiyaç yoktur, yeter ki en basitlerinden başlayarak, basamak basamak en yükseklerine kadar gitmesini bilelim. (Sayfa: 5-6)
Madem ki şüphe ettiğinizi inkâr edemiyorsunuz, tersine şüphe ettiğiniz şüphesizdir, hatta şüphe etmeniz, şüphe edemeyeceğiniz kadar şüphesizdir, o halde şüphe eden sizin var olduğunuz da doğrudur. O kadar doğrudur ki daha fazla şüphe etmeniz imkânsızdır.. (Sayfa: 20-21)
Hayatta çok şey gördüm ve gördüklerim, yanımdakilerin gördüğünden çok daha fazladır. Görmeyi seviyorum, daha çok şey görmek istiyorum ve farklı görmek istiyorum. * Jack London, Martin Eden
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sohrâb Sepehrî (سهراب سپهری) (Sohrâb-i Sipihrî) - Sekiz Kitap, Bütün Şiirleri (Farsçadan Çeviren: Mehmet Kanar)
Rengin Ölümü (1951) GECENİN KATRANINDA * Nicedir bu yalnızlıkta Suskunluğun rengi dudakta. * Bir ses çağırıyor beni uzaktan Ama ayaklarım ...
-
su damlasının üstündeki iskeleye benzeyen bir günaydın sana gittiği yere köprüsünü taşıyan bir dere bir tüyün tutunduğu kuşu geçmesi gibi b...
-
Hangi türden olursa olsun, bir sanat ürününün tadılması, onun kavranılmasıyla doğru orantılıdır. Eseri ne kadar çok anlamışsak, elde edec...
-
Onlara * Zannetme ki dâim bi şekcesine Siz her anırdıkça huu çeker millet Alkış beklerken siz eşşekçesine Verir hakkınızı, yuu çeker ...
-
ACILARA KARŞI * İyi ki silahlanmışız acılara karşı Türküsüz çıkmamışız yollara Ekmekten ve gömlekten önce Aşk Ve sevinç doldurmuşuz koynum...
-
Ağaçlar hep en etkileyici vaizler olmuştur benim için. Ormanlar ve korularda halklar ve aileler halinde yaşayan ağaçlara hayranım ben. Tek...
-
I * Denizde bir şey var Deniz bembeyaz bir dañ.! Köpürdelâ Köpürcük Köpürgân * II Ne benim ellerim çalışkan eskisi gibi Ne senin kalbin ben...
-
1929-1935 YILLARI ARASINDA YAZDIĞI, AMA SAĞLIĞINDA YAYIMLANAN KİTAPLARINA ALMADIĞI ŞİİRLERİ Şafaklar sarmadan dağları Işıklarla sular ...
-
Nikos Kazancakis, Zorba, Arka Kapak Nikos Kazancakis, çağdaş Yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından seçilebilen, tedirgin ve büyü...
-
Mehmet Sönmez: * ''Can Yücel Adana Cezaevindeyken (1973-74) Mehmet Sönmez de İstanbul'da Sağmalcılar ve Selimiye Cezaevlerinde h...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder