#DidoSotiriyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#DidoSotiriyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mayıs 2019 Perşembe

Dido Sotiriyu - Benden Selam Söyle Anadoluya

Arka Kapak:
*
Ve sen Kör Mehmet'in damadı.! Hele sen.! Niye böyle tiksinerek bakıyorsun yüzüme.? Öldürdüm evet seni, ne olmuş.! Ve işte ağlıyorum. Sen de öldürdün.! Kardeşler, dostlar, hemşeriler.! Koskoca bir kuşak, durup dururken katletti kendini.! Anayurduma selam söyle benden, Kör Mehmet'in damadı.! Benden selam söyle Anadolu'ya.! Toprağını kanla suladık, diye bize garezlenmesin.! Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların Allah bin belasını versin.!
*
1982 Abdi İpekçi Türk-Yunan Dostluk Ödülü'nü alan bu kitap, Türkiye'de doğan, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türkiye'den göç etmek zorunda kalan Yunan yazar Dido Sotiriyu'nun en önemli, en etkileyici kitabı. Türkiye'nin kültür mozayiğinde çok önemli bir yer tutan Rumların, Kurtuluş Savaşı öncesindeki ve savaş sırasındaki yaşamlarından gerçekçi kesitler sunan yazar, şöyle diyor:
''1922'de Anadolu'dan ayrılarak Yunanistan'a, amcamların yanına gitmek zorunda kaldım. Çocukluk yıllarımın anıları belleğimden silinmiyordu. Yaşadığım günlerin, duyduğum olayların o kadar etkisi ve büyüsü altında kalmıştım ki, bu konuyu ele alan bir kitap yazma isteği içimde çığ gibi büyüyordu.''
***
Önsöz
*
Anadolu Rumları, atalarının toprağından kopup ayrılalı kırk yıldan fazla zaman geçti.
Bu bırtınayı yaşamış olanlar birbiri ardından göçüp gitmekte ve yaşantılar kaybolmakta.. Halk hazineleri ya silinip ortadan kalkıyor ya da tarih arşivlerine gömülüyor. Anadolu Rumlarının bir atasözü vardır: ''Ölü gözünden yaş akmaz.''
*
İşte bu nedenle hayatta olanların anılarına kulak verdim ve sevgiyle dayadım kulağımı yüreklerine.
Bize öyküsünü anlatan Manoli Aksiyotis, Anadolu Rum köylüsünün simgesidir. 1914-1918 arası Amele Taburu'nda bulunmuş, Rumların Anadolu'ya istilasıyla birlikte Yunan üniformasını giymiş, esaret görmüş ve nihayet Yunanistan'da mülteciliğin zehirli ekmeğine ortak olmuştur. İltica ettikten sonra kırk yıl boyunca limanlarda çalışmış, sendikacılık yapmış, İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen Yunan Milli Direniş Hareket'ine katılmıştır.
Emekli olunca, altmış yılı aşkın yaşantısını kaleme almıştır Manoli. Büyük bir sabırla ve cefa çekerek. Çünkü, doğru dürüst okuma yazma bilmemektedir.
Bu romanın dokusunu, işte bu denli gerçek tanıklardan süzüp çıkardım. Bir daha geri gelmemek üzere çökmüş bir âlemi gözlerinizin önünde canlandırmak amacıyla yaptım bu işi. Yaşlılar unutmasın, gençler bütün olup biteni çırılçıplak görsün, öğrensin diye..
*
Dido Sotiriyu
#DidoSotiriyu #BendenSelamSöyleAnadoluya
''Ne emredersen onu yaparım baba. Yalnız bilmeni istiyorum ki, ben öğrenim görme arzusundayım. Hani çok susadığın vakitler, serin bir su içip de şöyle bir oh çekersin ya, her yeni öğrendiğim şeyde, işte ben de öyle bir oh çekiyorum..'' (Sayfa: 27)
#DidoSotiriyu #BendenSelamSöyleAnadoluya
''Tartı işi bana göre değil, seni mahcup etmekten korkarım..'' Anladı hemen.. Dönüp şöyle bir baktı bana; gözlerinde hem şaşkınlık, hem de hakir gören bir eda vardı: ''Yazık.! Ben de seni akıllı bir şey sanmıştım.!'' Eğdim başımı önüme, küfretmemek için dişlerimi sıktım ki, neredeyse ufalayacağım: ''Üzümleri tarttığın gibi tartmışsın beni de.!'' (Sayfa: 45) *** Ben bunca sevdiğim bu şehrin, kapılarını yoksullara ardına kadar açtığını sanmıştım. Sanmıştım ki, lutfuna ermek için, körebe oynar gibi gözlerini kapayıp elini uzatmak yeter.. (Sayfa: 46) *** Savaş şöyle bir dokunup geçmişti bize. Bir ufak tırmık yarasıydı bu henüz. Sırada hançer vardı.. Böyledir yüreği insanoğlunun: Küçücük bir felakette duracak gibi olur, ama sonuna kadar dayanır büyük felaketlere. (Sayfa: 71) *** ''Hürriyet pahalıdır,'' dedim. ''Hürriyet için savaşırken, aklın sesini dinlemeyeceksin. Bizim köyde bir söz vardır, işit bak: 'Akıllı düşünedursun, deli çoktan gidip geldi,' derler. (Sayfa: 178) *** Drossakis'i ilgilendiren, insanlığın kaderiydi.. Prometheus isimli bir ''yoldaş''tan söz etti bana. Dediğine göre bu ''yoldaş'', bir zamanlar şimdi bizim ıstırap çektiğimiz bu topraklar üzerinde, bütün insanlığa ateş getirmek için ıstırap çekmişti.! ''İlerleme damla damla oluyor Monalaki, kan ve alın teri pahasına oluyor. Ve tam, 'İşte nihayet insanlar gözünü açtı.! Nihayet ileri atılacaklar.!' dediğin anda bir bakıyorsun ki gerilemekteler. Bazıları cesaretini kaybediyor o zaman, 'Şeytan götürsün.! Ben mi kafa patlatacağım, değer mi bunlar için.!' diyor. Böyle düşünen bir alay adam var, elbet. Ama düşünmüyorlar ki, zamanla o gerileyenler de doğrulup ilerleyecek. Dünya tersine dönmez ki hiçbir zaman.!'' (Sayfa: 182-183) *** ''Koyuver kayığı süzülüp gitsin suda..'' (Sayfa: 186) *** ''.. Bütün bunların altında gizlenen şey nedir biliyor musun Aksiyotis.? Petrol, kömür, demir, krom.. Yani, Anadolu'nun el değmemiş servetleri üzerinde yabancıların kurmak istedikleri tekel.! Ah dostum ah.! Büyüklerin okşayacağı tutar adamı, küçüksen güvenmeyeceksin onlara.. Çünkü çıkarları çatışır durmadan, kendi aralarında da anlaşma yoktur. Her biri kendi kanadının altında kalalım ister, zamanı gelince kullanmak için. Bir kez yakanı kaptırdın mı, elini uzatır kolunu kurtaramaz hale düşersin; varını yoğunu alırlar..''
(Sayfa: 210) *** Bir Tanrı'nın elinden çıkmış olamazdı bu dünya, hayır.! Böyle bir dünyayı, hiçbir Tanrı yaratmış olamazdı. (Sayfa: 224) *** İnsanlar.! Siz bu dünyadan değil misiniz.! Hangi şeytan teslim alıp öldürdü ruhunuzu.? (Sayfa: 259) *** Benden selâm söyle Anadolu'ya.. Toprağını kanla suladık diye bize garezlenmesin.. Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların, Tanrı bin belasını versin.! (Sayfa: 260)
Benden selâm söyle Anadolu'ya.. Toprağını kanla suladık diye bize garezlenmesin.. Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların, Tanrı bin belasını versin.! (Sayfa: 260)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...