10 Eylül 2020 Perşembe

Hermann Hesse - Rosshalde

''İnsan karşılaştığı olayları çocukluğunda tüm derinliği ve tazeliğiyle yaşar ancak, yani on üç-on dört yaşına kadar, ondan sonra hazırdan yer, çocukluğundaki yaşantılarla beslenir hep.'' (Sayfa: 11)

***

''Baba, kelebekler senden korkar mı.?''
''Neden sordun.? Sanmam korktuklarını. Geçen gün bir tanesi parmağıma kondu, kolay kolay da uçup gitmedi.''
''Öyle ama, şimdi hiçbir yok. Bazen tek başıma sana geliyorum ya, dönüşte buradan geçerken her defasında bakıyorum, ortalık kelebek dolu. İsimleri de mavi kelebek, biliyorum; hepsi de beni tanıyor, benden hoşlanıyor, etrafımda uçup duruyorlar, yanı başımda hemen..''

(Sayfa: 17)

***

''Öyle ya, insan kötü bir şey yaptı mı, sonradan kendisi bilir kötü olduğunu, utanır yaptığından. Ama paylanıp azarlanırsa, o kadar utanmaz.'' (Sayfa: 21)

***

"Tanrım, ne güzel şeydir şu ilk denemeler, aramalar, bulmalar.!" (Sayfa: 41)

***

"Çocukluğumun birazını bir resme aktarmayı çok isterdim." (Sayfa: 41)

***

"Bazen insanın içindekileri dökmesi çok iyidir. Katlanmak zorunda olduğu şeyleri tanıması, bilmesi gerekir nihayet. Ama bize acı verecek, üzecek şeyleri de boyuna eşelemekten sakınmalıyız.." (Sayfa: 45)

***

''Tut ki vücudunda bir yara var da kıvrandırıyor seni ve sen de böyle bir yaranın varlığından utanç duyuyorsun. Bu yaranın ne olduğunu ben biliyorum şimdi, bunu artık saklayıp gizlemene gerek kalmadığı için sen de biraz rahatlamış durumdasın. Ama bu kadarla yetinmeyelim, gel, yarayı kesip açalım seninle ve onu iyileştirmeye çalışalım.'' (Sayfa: 58)

***

"..Kim mutlu.?"
"Umudunu yitirmemiş kişi mutludur.!" (Sayfa: 59)

***

''..düşündüğü şeyi anlatabilmek için çaba harcamaktan yorgun düşmüş, önüne eğdi başını. Kolay değildi anlatmak, yine de çokluk pek anlamıyorlardı insanı.'' (Sayfa: 77)

***

''Resim yapıyorum, çünkü saklayacak bir kuyruğum yok.'' (..)
''Kuyruk mu.? Anlamadım.''
''Çok basit. Kedi ve köpeklerle öbür gelişmiş hayvanlar bir kuyrukla donatılmıştır, yalnızca neler düşünüp hissettiklerini, neler çektiklerini değil, içlerindeki tüm kapris ve dalgalanmaları, yaşam duygularındaki bütün ince titreşimleri anlatmak için kuyruklarının elinde binlerce süsle bezenmiş harikulade bir arabesk dili vardır. Oysa biz bu dilden yoksunuz, aramızda böyle bir dile gereksinen ateşli kişiler de fırçaya, piyanoya ve kemana el atıp..'' (Sayfa: 81)

***

''..insan daha küçük bir çocukken ilerideki yaşamına yön verecek bütün özellikleri içinde taşırmış..'' (Sayfa: 94)

***

''..onu yaşama götüren bir yol varsa, bu karanlık kapıdan geçen yoldu ancak. Şimdi ödleklik gösterip kaçmaya yeltendi de acılardan yakayı sıyırmaya baktı mı, gideceği yere yanında balçık ve zehir götürecek, özlemini çekip uğrunda her türlü çileye katlanmak istediği o saf ve kutsal özgürlüğe asla kavuşamayacaktı.'' (Sayfa: 142)

***

''Gözlerimde ölüm okunsa bile hiçbir şeyin farkına varmaz bunlar.!'' (Sayfa: 147)

Hiç yorum yok:

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...