4 Ekim 2018 Perşembe

Tezer Özlü'den Leylâ Erbil'e Mektuplar

Tezer Özlü'den Leylâ Erbil'e Mektuplar
Ama her şeyden önemli olan, yaşayabilmek.. Biz, kimse ile yaşayamıyorsak da, kendimizle yaşayan, kendi içimizde gece gündüz mücadele eden insanlarız. (Sayfa: 26)
***
(..A. gibi, aklından geçen her bokun bir cevher olduğuna inanan bir insan değilim..) (Sayfa: 27)
***
(..Biz ki, ne çocuğuna, ne kocasına dayanamayan, kendi kendine dayanamayan kadınlarız..) (Sayfa: 31)
***
(..Aziz Nesin'i özellikle öp benim için..) (Sayfa: 46)
***
(..Ama insanın kendisi kadar duygulu bir insanla sevgiyi bölüşmesi, birbirine sevgiyi aktarması ve o insanla bir arada yaşaması o kadar güzel, ama o kadar zor ki..) (Sayfa: 49)
***
(..her şey burada, duygularda, sen de, ölüler de.. ve yürünecek sokaklar da var. Bütün dünya benim, bunu algılıyorum.)
(Sayfa: 51)
***
(..Ben zaten yeryüzünün neresini benimsedim ki.? Zaman zaman kendimi çok iyi, zaman zaman da kötü duyuyorum. İki durum da uzun sürmüyor, böylece bir denge kuruluyor.)
(Sayfa: 52)
***
(..Burada 100 yaşını bulan, 20 yıl bitki gibi yaşayan insanlar var. Yoğun yaşayıp, ölebilmek de güzel.) (Sayfa: 55)
***
(..Ben de beraber olacaksak, somut olarak beraber olalım, gelecekle ilgili plan yapmayalım, birlikte olabileceksek, olalım, ya da herkes birbirinin kadın/erkek, (...) olduğunu unutsun, beni herkesten bağımsız bir insan olarak gör, diyorum.) (Sayfa: 57)
***
(..Bizler belki de kendi kendilerine yaşaması gereken, ama belki de toplumumuz buna elvermediği için evlilikler yapan kadınlarız..) (Sayfa: 60)
***
(..Ve ilk kez yavaş yavaş, belki de araya giren somut mesafe ya da - bir süre için kesin görülen- uzaklık nedeniyle çocukluğumdan uzaklaşıyorum. Kendi zamanım içindeyim. Ancak, Arnavutköy'ü gerçekten çok özlüyorum. Orada benimle tümüyle bağdaşan bir olgu var. Deniz, yokuşlar, ağaçlar, taşrayı andıran evler.. Orada kendimi her zaman güçlü duymuştum. Erden de bana, beni her zaman güçlü duyurtmuştu. Hans Peter bana çok benzeyen bir insan. Onunla ilk kez iki insan arasındaki sevgiyi, insandan insana geçen sevgiyi duydum. Ama bu da kolay değil. Çünkü sevgi de (istersen aşk de), üzücü, yorucu, duyurucu, doyurucu bir olgu. Olması güzel (yani tender), ama belki olmaması daha rahat. (Sayfa: 61)
***
(..Çünkü en büyük acı düşünceler..)
(..Ama depresyon iyi oldu, korkularımı kustum..) (Sayfa: 64)

Hiç yorum yok:

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...