Bilge'ye
*
Kavaklıdere'deki önü vişne ağaçlı evin balkonunda
havalandırdığın leylak rengi gömlek..
Kedi Macarcası konuşan yanaşma kızın Bıyık..
Balıkçı halinde, kırmızı tablada bekleyen ak levrek..
Samanpazarı'nın ve Nilgün sokağın ayağına alışık yokuşları..
Ankara'dan Bostancı'ya sabah 7.30'da varan Mavi trenler..
Uzatılmış kahvaltı törenlerimizin ve sözleri noktasız
gecelerimizin isli çayları..
Mete caddesindeki çocukluk evinin kim bilir nerelerde
yitip gitmiş piyanosu..
Lağımlaranası dediğin ihtiyar Beyoğlu..
O Beyoğlu'nun Kedili Meryem'i..
Edirnekapı'nın, Yedikule'nin, hele hele Tekfur sarayının
aşina Bizans'ı..
Kariye'nin ve Ravenna'nın mozaikleri..
Sevdiğin bütün zeytinyağlılar, tam istediğin gibi
kızartılmış patatesler, fıstıklı dondurmalar..
Otuziki kısım tekmilli, geceden geceye uzanan,
üst üste katlanan düşlerin..
Kapaklı teneke kutuların yanında uçları sivriltilmiş
boy boy kurşun kalemlerin..
Hepsini, daha pek çok yaşanmışları ve yaşanmamışları
bilgece bir aldırmazlıkla bırakıp gittin.
Ama tenha yolun ortasında, kolu kanadı kırık, alabildiğine
şaşkın, alabildiğine yılgın, bütün vazgeçmelere teşne
birini bıraktın ki.. Eminim, ta içimde duyuyorum, gözün
arkada kaldı. Tarih kadar uzun, ömür kadar kısa ortak
zamanımızda ilk ve son defa.. nasıl oldu.. incittin beni.!
Bir Turgut Uyar şiiri gibi oldu ölümün
Ölümün bir kandil olacak
Akşamlar, akşamlar, akşamlar olacak
Sevmenin en güzel yaşlılığı, ölümün
Yaşaman gibi sakin, sessiz, kendiliğinden
Hatıran bir güldür bana
Ellerin bir yakınlıktır
Geçmişi ular gecelerime
Hatıran bir güldür bana
Büyük caddeleri sevdiren bana
Bütün özürleri bulduran bana
Sağlam kılan soyumuzu
Ben artık herkesi tanırım
Çünkü kış geldi
Çünkü kış sonsuzdur, öğretir
Neredeyse kar başlar
Birini düşünür gibi oluruz. Biliyorum
Ellerin de üşür. Biliyorum ama
Isıtabilirsin onları o ateşte
Hazırsın da. Biliyorum. Ama
sana bir boyun atkısı gerek. Kış geldi.
Hayatta çok şey gördüm ve gördüklerim, yanımdakilerin gördüğünden çok daha fazladır. Görmeyi seviyorum, daha çok şey görmek istiyorum ve farklı görmek istiyorum. * Jack London, Martin Eden
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sohrâb Sepehrî (سهراب سپهری) (Sohrâb-i Sipihrî) - Sekiz Kitap, Bütün Şiirleri (Farsçadan Çeviren: Mehmet Kanar)
Rengin Ölümü (1951) GECENİN KATRANINDA * Nicedir bu yalnızlıkta Suskunluğun rengi dudakta. * Bir ses çağırıyor beni uzaktan Ama ayaklarım ...
-
su damlasının üstündeki iskeleye benzeyen bir günaydın sana gittiği yere köprüsünü taşıyan bir dere bir tüyün tutunduğu kuşu geçmesi gibi b...
-
Hangi türden olursa olsun, bir sanat ürününün tadılması, onun kavranılmasıyla doğru orantılıdır. Eseri ne kadar çok anlamışsak, elde edec...
-
Onlara * Zannetme ki dâim bi şekcesine Siz her anırdıkça huu çeker millet Alkış beklerken siz eşşekçesine Verir hakkınızı, yuu çeker ...
-
ACILARA KARŞI * İyi ki silahlanmışız acılara karşı Türküsüz çıkmamışız yollara Ekmekten ve gömlekten önce Aşk Ve sevinç doldurmuşuz koynum...
-
Ağaçlar hep en etkileyici vaizler olmuştur benim için. Ormanlar ve korularda halklar ve aileler halinde yaşayan ağaçlara hayranım ben. Tek...
-
I * Denizde bir şey var Deniz bembeyaz bir dañ.! Köpürdelâ Köpürcük Köpürgân * II Ne benim ellerim çalışkan eskisi gibi Ne senin kalbin ben...
-
1929-1935 YILLARI ARASINDA YAZDIĞI, AMA SAĞLIĞINDA YAYIMLANAN KİTAPLARINA ALMADIĞI ŞİİRLERİ Şafaklar sarmadan dağları Işıklarla sular ...
-
Nikos Kazancakis, Zorba, Arka Kapak Nikos Kazancakis, çağdaş Yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından seçilebilen, tedirgin ve büyü...
-
Mehmet Sönmez: * ''Can Yücel Adana Cezaevindeyken (1973-74) Mehmet Sönmez de İstanbul'da Sağmalcılar ve Selimiye Cezaevlerinde h...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder