1 Mart 2021 Pazartesi

Binbir Gece Masalları Cilt 2/1, Fransızcaya Çeviren: Joseph Charles Mardrus, Fransızcadan Çeviren: Âlim Şerif Onaran

 

Kamerü'z-Zaman ile Prenses Bedrü'l-Büdur Öyküsü:
*
''Dudaklarımın dokunuşuyla beni çıldırtan gözbebeklerinin karardığını ve tüm ruhumla sevdiğim yanaklarının kızardığını görürüm.
Kendi kendime ''Ey kalbim, tutkunu kınamayı göze alacaklara, 'Ey yasaklayıcılar, benim sevgilim kadar güzel olan bir varlık gösterin bana.!' de.!'' diyerek haykırırım.!'' (Sayfa: 23)


''..tuz tadı, kolay kazanılmayan dudaklarda lezzetlidir.!'' (Sayfa: 34)
*****
''Derler ki, 'Delidir o.! Gençliği yitip gitmiştir.!' Onlara derim ki, 'Mutludur o deliler.! Yaşamdan başka türlü zevk alırlar.! Ve onların davranışlarına gülen önemsiz kişilerin bu konudaki tutumlarından farklıdırlar.!' Onlara başkaca derim ki, 'Benim deliliğim bir kurtuluş yoludur ve de sevgilime yaklaşma biçimidir.!'..'' (Sayfa: 53)
*****
''- Ey gözümün karası, ben senin için göz kapaklarımı billur çubuklarla mavileştiriyor ve ellerini karılmış kınaya batırıyorum.!'' (Sayfa: 108)
*****
''- Karşımdasın, karşımdasın, ey benim gece dolaşan ceylanım.! Gece tümüyle gözlerinin ışığıyla boğuldu.! Deniz üzerinde sarhoş bir kuş gibi gözlerine dalıyorum.! (..)
- İşte karşındayım.! Ayışığından oluşmuş etimin gizli meyvesi, bildiğin olgun şeklini alıyor. Gel.! Tüm deniz gözünde belirecek.! O deniz ki, çalkanması kuşları sarhoş eder.!'' (Sayfa: 130)
*****

Alaaddin ebu Şâmât'ın Öyküsü:

*
''Konuşmadan önce ağzına koku sür.!'' (Sayfa: 135)


''İhtiyara sordum 'Neden sırtın eğik yürüyorsun.?' diye; bana 'Çünkü nemli toprakta gençliğimi yitirdim.! Eğilmiş, onu arıyorum.! Ve sırtıma aldığım deney o denli ağır ki, artık belimi doğrultmama engel oluyor.!' dedi.'' (Sayfa: 152)
*****
''..şair 'Baş kurtulmuşsa, yitirilen servet zarar vermeden kesilen tırnağın kıpırtısı gibidir.!' demiştir.'' (Sayfa: 157)
******
''Selamım avcıdan saklanan o ince karacaya doğru akıp gitti ve yanaklarının tarhlarında biten güllere saygılarımı iletti.!'' (Sayfa: 161)


''..en garip eylemler, nedeni bizim gözümüzden kaçmadıkça, sanıldığı kadar garip değildir. Her durumda, biz, sadece ortaya çıkan olayın etkilerinden başka bir şey düşünemeyiz.'' (Sayfa: 181)
*****
''O, güneşle, ayla ilgilidir, güneş kadar, ay kadar, gül fidanı kadar kederin renklerinden uzaktır.
O, görününce, varlığı derinden derine yürekleri oynatır; ayrılınca da yürekler yok olur.'' (Sayfa: 201)
*****
Bilgili Canayakın'ın Öyküsü:
*
''Âdem'in adı Arapçada deri ve yeryüzünün kabuğu anlamına gelen adim'den gelir'' (Sayfa: 215)
*****

Gemici Sindbad'ın Öyküsü:

*

''Çoğu zaman barınaksız bir zavallı, bahtının yarattığı bir sarayın gölgesinde uyanır. Bense, ne yazık ki, her sabah bir gün öncekinden daha sefil uyanırım.!
Savurgan bahtın önlerine yığdığı varlıkların bağrında başkaları mutlu ve memnun yaşarken; bahtsızlığım, sırtıma yüklenip beni yoran ağır yükle her an daha fazla artar.'' (Sayfa: 239)
*

Birinci Gezi:

*
''Güçlükler, kazanılan zaferi daha da güzelleştirir.! İnsanoğlunun zaferi, uykusuz geçen uzun gecelerin ölümsüz kızıdır.!
Denizin beyaz, boz ya da pembe incilerinin eşsiz hazinesini bulmak isteyen kişi, bu güzel şeylere ulaşmadan önce dalmayı bilmelidir.
Çabasız zafer kazanmak isteyen, ölünceye kadar imkânsız bir umudu izleyecektir.!'' (Sayfa: 243)
*

Altıncı Gezi:



''Gecenin olayları seni üzüntüye sürüklemesin; çünkü felaketlerin en büyüklerinin bile tükeneceği bir süre vardır.'' (Sayfa: 296)


Güzel Zümrüt ile Şöhret'in Oğlu Alişar'ın Öyküsü:

*
''..bu dünya demirci dükkânına benzer; şayet ocağın ateşiyle bir yerini yakmış ya da sıçrayan kıvılcımla bir ya da iki gözünü yitirmemişsen seni kuşkusuz dumanıyla boğar.!''
*
''Boş hayal.! Siyah çizilmiş yolunda, bahtın sana ihanet edince, bir dost yüreği bulacağını sanma.!
Ey yalnızlık.! Kutsanmış değerli yalnızlık.! Seni yüreğinde üretenlere hiç sapmayan gücü sağlar ve sadece kendine güvenme sanatını öğretirsin.!''
*
''İki yakası da kötü.! Dikkatle incelersen dünyanın böyle olduğunu görürsün.!
Bir yakası riyakârlıktır, öbür yakası ihanet.!'' (Sayfa: 317)


''Bilgeye işkence veren açlığı kovmak için bir kuru ekmek yeter. Oysa dünya âlem, oburun sahte açlığını nasıl yatıştıracağını bir türlü bilemez.!'' (Sayfa: 330)


''Birinin yokluğu bana aklımı yitirtti.! Ey benim çıldırdığıma inananlar, buna neden olanı bana geri getirin.! Ruhuma bir merhemin ferahlığını getirmiş olursunuz.!'' (Sayfa: 333)
*****
*****
''Sevdiğim dost, uzak da olsan, yakın da olsan, hayalin her zaman gözlerimdedir; ve adın sonsuza dek sana sadık organlarıma yazılmıştır.
Onun anısını saygıyla sarmak için tepeden tırnağa yürek kesiliyorum ve onu seyre dalmak için baştan aşağı göz haline geliyorum.!
Durmaksızın beni suçlayıp eleştiren biri, bana 'Sonunda seni yakan bu aşkı unutuyor musun.?' diye sordu. Ben de ona 'Ey insafsız eleştirmen, beni kendi halime bırak ve çek git.! Benden imkânsızı isteyerek beni nasıl oyalarsın.?' dedim.'' (Sayfa: 357)
*****
*****
''Hoşuna gitmeyi başarabilseydim, ey sen, arzumun ereği, tek gülüşüne karşılık tüm evrene ve evrenin öfkesine meydan okurdum.''
(..)
''Sana olan tutkum sonsuz; aldırmazlığın da ona eşit.! Bu denli karşıt duygulara salık veren yasa nerede.?
Gönül davasında da başvurulacak yargıç var mıdır.? Olsaydı eğer, benim tutkumun fazlasını sevgilime, onun aldırmazlığının fazlasını da bana vererek her yanda eşitlik sağlardı.!'' (Sayfa: 358)
*****
*****
Gözlerim, bırakın yaşlarınız bol bol aksın.
Aşkının ateşiyle yanan yüreğimin üstüne.!
Beni tutuşturan tüm bu ateşi ve beni tüketen tüm bu tutkuyu,
Bana acı çektiren o kıyıcı dosta borçluyum.'' (Sayfa: 359)

Hiç yorum yok:

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...