25 Kasım 2020 Çarşamba

Paul Éluard - seçme şiirler (Hazırlayanlar: A. Kadir - A. Bezirci)


''..şiirin insanlara yardım etmesi, kötülüklere karşı onları birleştirmesi gerektiğine inanıyordu.''
(..)
Ölümü, Fransa'da büyük bir üzüntü yarattı. Görüşleri ne olursa olsun, bütün aydınlar bu üzüntüyü paylaştılar. O kadar ki, Eluard'ınkine tüm aykırı düşünceler taşıyan sağcı François Mauriac bile, şunları yazmaktan kendini alamadı: ''Fransa büyük bir değerini yitirdi. Ne duruyoruz, niçin ulusal yas tutmuyoruz.?''
*
Asım Bezirci (Sayfa: 9)
*****
* ''Bir açık kapıdır sanki. Haksızlığa karşı koyan herkese, bütün insanlara açılmış bir kapı.'' * Çeviri: Asım Bezirci (Sayfa: 13)
*****
*
''..bu ''şiir yalnızı''nın damarlarında hep insancıl, hep toplumsal, hep kavgacı bir kan dolaşıp durur.'' (Sayfa: 15)
(..)
''Eluard'ın şiirinde yolumuza bırakılmış yalnızca güzel bir anıt değil, yarınki susuzluğumuzu giderecek değerli bir pınar da vardır.
Bu pınardan içmek gerek.'' (Sayfa: 19)
*
Çeviri: Asım Bezirci
*****
*
''Ben'' sözüne hemen hemen her şiirinde, her mısraında rastlarız; gelgelelim, -Pierre Emmanuel'in de haklı olarak belirttiği gibi- bu sözde hiçbir bencillik, hiçbir kısır soyutlama görmeyiz. Kendi adına konuşurken, kendi doğrularını bildirirken dahi şair sanki hepimiz adına, herkes adına konuşmaktadır. (Sayfa: 20)
(..)
''Breton'a göre Çılgın Aşk, kendi dışında kalan her şeyin atılmasıdır; Eluard'a göre ise aşk yıldan yıla başkalarına daha çok yaklaşma halini alacaktır. Bir kadın ister ihanet etsin, isterse çekip gitsin, yalnızlığın gecesi yeni bir aşk doğuracak ve şair-insan kendini güpegündüz öbür insanların arasında bulacaktır.'' (Sayfa: 21)
*
''İnsan isteseydi, güzellikten başka bir şey olmazdı dünyada.'' Ardından da şunu söyler: ''Her insan Promete'nin kardeşidir.'' (Sayfa: 29)
*
Çeviri: Asım Bezirci


*
Size desem güneş ormanda
Benzer yatağa yayılmış bir karına
Bana inanır yaparsınız ne istesem
*
Size desem yağmurlu bir günün duruluğu
Aşkın tembelliğinde çın çın öter
Bana inanır bakarsınız sevişmeyi uzatmaya
*
Size desem yatağımın çevresinde
Yuva yapmış uğursuz bir sürü kuş
Bana inanır tasamı bölüşürsünüz
*
Size desem bir kaynağın koynunda
Döner yeşil bir ırmağın anahtarı
Bana inanır anlarsınız ne demek bu
*
Ama size sokağımın şarkısını bir söylesem
Sonsuz bir yol gibi anlatsam size yurdumu
Kulak asmaz boş verir gidersiniz
*
Ülküsüz yürürsünüz bilmezsiniz ki
Açıklamak ve değiştirmek için dünyayı
Birlik umut kavga gerek insanlara
*
Unumu eledim ben eleğimi astım ama
Götüreceğim sizi yüreğimin küt küt atışıyla
Sizinle söyleşmek bir hoş ediyor içimi
*
Kurtulmanızı istiyorum sizin birleşmenizi
Yarını dokuyanlarla el ele vermenizi
Yosunlarla sazların sarmaş dolaş olması gibi
-------------------------------------şafakta
*
Çeviri: A. Kadir - A. Bezirci (Sayfa: 41-42)
*****
*
Hiç bir şey olmayaydı orda
Ne vızıldayan bir böcek olaydı
Ne hışırdayan bir yaprak
Ne yalanan ne uluyan bir hayvan
Hiç bir şey olmayaydı orda hiç bir şey
Ama sıcak bir şey ama çiçekli bir şey
Ama kokulu ama kırağılı ama parlak
Ne yaz çiçeğinin yaladığı gölge olaydı
Ne kardan kürkler içinde bir ağaç
Ne sevinçle öpülen bir yanak olaydı
Ne kendini yele vermiş çırpınan bir kanat
Ne yumuşacık bir ten ne türkü çağıran bir kol
Başına buyruk hiç bir şey olmayaydı
Ne kazanmak olaydı ne harcamak
Ne ayrışmak olaydı ne birleşmek
İyilik adına kötülük adına
Ne sevişe koklaşa geçen bir gece olaydı
Ne de uykuyla geçen bir gece
Ne durgun bir ses ne coşkun bir ağız
Ne cömert bir göğüs ne uzanmış bir el
Ne açlık ne doymuşluk
Hiç bir şey olmayaydı orda hiç bir şey
İster görünen ister görünmeyen
İster hafif ister ağır
İster ölümlü ister ölümsüz
*
Orda bir insan olaydı tek
Kim olursa olsun bir insan
Ben olaydım başkası olaydı
Ya bir insan olaydı orda
Ya da hiç bir şey olmayaydı (Sayfa: 43-44)


*
Kapılar tutulmuş neylersin
Neylersin içerde kalmışız
Yollar kesilmiş
Şehir yenilmiş neylersin
Açlıktır başlamış
Elde silâh kalmamış neylersin
Neylersin karanlık da bastırmış
Sevişmezsin de neylersin
*
(Çeviren: Sabahattin Eyuboğlu) (Sayfa: 45)


*
''Yürekli olalım kardeşler yürekli
Esirgemeyelim gözümüzü budaktan
Tolgamız çizmemiz falan yok gerçi
Damarlarımızda yangınlar var ya
Işığımız geri dönecek geri
Öldü en iyi kardeşler uğrumuza
Yüreklerimizde şimdi onların kanı
İşte yeni bir gün Paris'te yeni bir sabah
Başlayan baharın dişleri arasından
Parladı kurtuluşun süngüsü gibi
İşte kör kuvvet yenildi yenilecek
Bu düşmanlar bu köleler anladılarsa eğer
Onlarda bir parça kafa varsa
Dank desin kafalarına
Yakında basıp gidecekler'' (Sayfa: 52)


*
Onlar korku
Onlar zulüm
Hesaplaşmanın tam sırası onlarla
Artık sonu geldi onların
*
Bize cellâtlarımızı övdüler onlar
Ne kötülük varsa önümüze döktüler bir bir
Şöyle yürekten tek bir şey demediler
Canım dostluğa dair
*
Yılanlarla sardılar bizi onlar
Zehir ölüm saçan yılanlarla
Ama işte şimdi sırasıdır artık
Sevişip birleşmenin sırası
Onların haklarından gelmek için
Analarını ağlatmak için onların
*
(Çeviren: A. Kadir) (Sayfa: 55)


*
Şu kanlı pis düzen yok mu
Şuçsuza vurur da vurur
Lokmasını alır ağzından
Yuvasını ateşe verir kül eder
Gömleksiz kor sırtını
Ayağını papuçsuz kor
Alır günlerini saatlerini bütün
Alır çoluğunu çocuğunu
*
Şu kanlı pis düzen yok mu
Ne ölü tanır ne diri
Ak der karaya hoş görür haini
Gürültüye getirir boğar sözü
*
Ama gece yarısı on iki tüfek
Rahata erdirir suçsuzu
Artık kalabalık gömsün varsın
Onun kanayan cesedini kanayan göğünü
Artık kalabalık anlasın varsın
Katillerin güçsüzlüğünü


*
Ne iyi olurdu şöyle bir yüklenivermek duvara
Şöyle bir silkeleyivermek tozu toprağı
Ve birleşivermek birleşivermek


*
Bağlanmıştı elleri arkadan beli bükülmüştü
Bir delik açılmıştı kafasında kocaman
Demek bunca acıya ölmek için katlanmıştı
Katlanmıştı bir ömür boyunca


*
Ey güzellik ey mutlular için yaratılan
Nereye bu gidiş böyle nereye
Bir bak dizlerinde birleşen şu ellere
Bir katilin aletleridir onlar
Avazı çıktığınca türkü çağıran şu ağız
Çanaklık etmede işte bir dilenciye
Tertemiz sütle dolu o tas
Memedir şimdi bir yosmaya meme


*
Ekmeklerini çıkarıyordu yoksullar dereden
Gözleri kucaklamıştı ışığı
Artık hiç korkuları yoktu geceden
Bitkindiler ama yüzleri aydınlıktı
*
Altındaydı gövdeleri gölgelerinin
Birbirlerinde gördükleri mutsuzluktu
Anlaşıyorlardı artık gizli bir dille
Yavaş yavaş ürkek ürkek fısıldaşarak
Bir umuttu sözü edilen el gibi iri
*
Duyuyordum ölçüyordular
Güz yaprağının büyüyen boyunu enini
Ve dalgaların eriyişini durgun denizde
Duyuyordum ölçüyordular
Büyüyen boyunu enini gelecek gücün


*
Korkunç bir duvar gerisinde doğdum
Yedim içtim güldüm utandım düş kurdum
Bir gölge gibi yaşadım ama
Güneşin türküsünü söyledim durdum
Göğüslerde çarpan güneşin türküsünü
Doğruluk iyilik damlasının türküsünü
Ağlayan gözlerde pırıl pırıl


*
Ateşe veriyoruz çalı çırpısını karanlıkların
Kırıyoruz haksızlığın paslı kilitlerini
İnsanlar geliyor insanlar birbirinden korkmayan
Birbirine güvenen birbirine sarılan
Yeryüzünden siliniyor insan kılıklı düşman (Sayfa: 56-60)


*
Hiç bir vakit tam karanlık değil gece
Kendimde denemişim ben
Kulak ver dinle
Her acının sonunda açık bir pencere vardır
Aydınlık bir pencere
Hayal edilecek bir şey vardır
Yerine getirilecek istek
Doyurulacak açlık
Cömert bir yürek
Uzanmış açık bir el
Canlı canlı bakan gözler vardır
Bir hayat vardır hayat
Bölüşülmeye hazır
*
(Çeviren: A. Kadir) (Sayfa: 64)


*
Okul defterlerime
Sırama ağaçlara
Kumlar karlar üstüne
Yazarım adını
*
Okunmuş yapraklara
Bembeyaz sayfalara
Taş kan kâğıt veya kül
Yazarım adını
*
Yaldızlı tasvirlere
Toplara tüfeklere
Kralların tacına
Yazarım adını
*
Ormanlara ve çöle
Yuvalara çiğdeme
Çın çın çocuk sesime
Yazarım adını
*
En güzel gecelere
Günün ak ekmeğine
Nişanlı mevsimlere
Yazarım adını
*
Gök kırpıntılarıma
Güneş küfü havuza
Ay dirisi göllere
Yazarım adını
*
Tarlalara ve ufka
Kuşların kanadına
Gölge değirmenine
Yazarım adını
*
Fecrin her soluğuna
Denize vapurlara
Azgın dağın üstüne
Yazarım adını
*
Bulutun yosununa
Kasırganın terine
Tatsız kaba yağmura
Yazarım adını
*
Parlayan şekillere
Renklerin çanlarına
Fizik gerçek üstüne
Yazarım adını
*
Uyanmış patikaya
Serilip giden yola
Hınca hınç meydanlara
Yazarım adını
*
Yanan lâmba üstüne
Sönen lâmba üstüne
Birleşmiş evlerime
Yazarım adını
*
İki parça meyvaya
Odama ve aynaya
Boş kabuk yatağıma
Yazarım adını
*
Obur köpekçiğime
Dimdik kulaklarına
Acemi pençesine
Yazarım adını
*
Kapımın eşiğine
Kabıma, kacağıma
İçimdeki aleve
Yazarım adını
*
Camların oyununa
Uyanık dudaklara
Sükûtun ötesine
Yazarım adını
*
Yıkılmış evlerime
Sönmüş fenerlerime
Derdimin duvarına
Yazarım adını
*
Arzu duymaz yokluğa
Çırçıplak yalnızlığa
Ölüm basamağına
Yazarım adını
*
Geri gelen sağlığa
Kaybolan tehlikeye
Hâtırasız ümide
Yazarım adını
*
Bir tek sözün şevkiyle
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum
Seni haykırmaya
*
Hürriyet
*
(Çevirenler: M. Cevdet Anday-Orhan Veli Kanık) 
(Sayfa: 65-68)
*****
*
Ey yiğit kadınlar ey umut bacıları
Taş çatlasa dediniz birleştireceğiz
Aşkı ve iyiliği ölüme karşı
*
Ey benim bacılarım sağ kalmış dipdiri
Dediniz ölüm vız gelir bize
Yaşamak devam etmeli
*
İşte o gün geldi geliyor
Ey kutsal bacılarım benim
İşte o gün na şurda
Savaş da neymiş ki yoksulluk da ne
Bir sünger çekilecek tüm acıların üstüne
Bir sünger oldu bitti
O gün bütün insanlar okşanmayı ey bacılar
O gün bütün insanlar sevilmeyi hak etti (Sayfa: 74)
*****
*
İnsan oldum kaya oldum
İnsanda kaya oldum kayada insan
Havada kuş oldum kuşta feza
Soğukta çiçek güneşte nehir oldum
Şebnemde parlayan şey
Kardeşçesine yalnız kardeşçesine hür
*
Çeviren: Cahit Sıtkı Tarancı (Sayfa: 76)


*
İnsan oldum taş oldum
İnsanda taş oldum taşta insan
Havada kuş oldum kuşta hava
Ayazda çiçek güneşte ırmak
Parıltı çiğ tanesinde
*
Kardeşçe yalnız kardeşçe hür
*
Çeviren: Oktay Rifat (Sayfa: 76)
*****
*
İnsanlarda tek sıcak kanun
Üzümden şarap yapmaları
Kömürden ateş yapmaları
Öpücüklerden insan yapmalarıdır
*
İnsanlarda tek zorlu kanun
Savaşlara yoksulluğa karşı
Kendilerini ayakta tutmaları
Ölüme karşı yaşamalarıdır
*
İnsanlarda tek güzel kanun
Suyu ışık yapmaları
Düşü gerçek yapmaları
Düşmanı kardeş yapmalarıdır
*
Hep var olan kanunlardır bunlar
Bir çocukcağızın ta yüreğinden başlar
Yayılır genişler uzar gider
Ta akla kadar
*
Çeviren: A. Kadir (Sayfa: 77-78)
*****
*
Teker teker değil
İkişer ikişer varacağız oraya
İkişer ikişer insanlar tanış olacağız
Dostluklar kuracağız dostluklar
Beton gibi sımsıkı sağlam
*
Gülecek bizim çocuklar gülecek
Karanlık masallarda ağlayan
Bir başına kalmış o insancığa
*
Gülecek bizim çocuklar katıla katıla
*
Çeviren: A. Kadir (Sayfa: 81)
*****
*
Hıncahınç bir kenar mahalle
Üstünde aylar sultanı ağustos günlerinden
Kıvır kıvır bir hâle
*
Namus sözümüzden bu çember
Duramaz olmuş yerinde
Öfkemizden döne döne yanar
*
Burası Bazilika sokağı
Bu bir okulun sokağa bakan yüzü
Kurşunlardan böyle çiçek bozuğu
*
Kala kala bunlar kaldı çiçekten yana
Açmış duvarları üstünde felâketin
Bulanıp insan teninin beyazlığına
*
Bazilika sokağının göbeğinde
Duvarlar bizden yana olmuş
Yediveren bir damga üzerlerinde
*
Hürriyet aşkıyla oyulmuş
*
Çeviren: Can Yücel (Sayfa: 85)


*
Ağaç demek tahta demek
Dağ demek yol demek
Gözde ışık elde güç
Demiri işler kayayı yontar
İşte dağ taş pırıl pırıl
Boş verir ütüye tıraşa kokuya
Tere boğulur tere (Sayfa: 86)
*****
*
Gözlerinde bir gemi
Giderdi pupayelken
Gözlerin bir ülkeydi
Aranınca bulunan
*
Gözlerin sabırla beklerdi bizi
*
Ağaçlar altında ormanda
Yağmurda fırtınada
Karda kışta tepelerde
Oyunları içinde çocukların
*
Gözlerin sabırla beklerdi bizi
*
Bir vâdiydi gözlerin
Çimen gibi ince yumuşak
Can verirdi zayıflara
Çaresizlere güneşi^
*
Gözlerin bekler dururdu bizi
*
Biz aşkı getirirdik
Gençliğini aşkın diriliğini
Aşkın pınarını getirirdik
Düşüncesini getirirdik aşkın
Ölmezliğini ölmezliğini (Sayfa: 94-95)
*****
*
Birbirimize verecek ellerimiz var
Uzaklara götüreyim sizi, tutun elimden
*
Bunca yaşadım yüzüm değişti durdu
Aştığım her eşikte tuttuğum her elde
Baktım kardeş bahar daha canlı daha taze
Kendine ayırdı o iğreti bozgunu ölümü
Yumulup açılan beş parmaktaki geleceği bana
*
Yaşadım gördüm anladım her şeyi
Başkalarıydı beni yaşatan insanlardı
Aktı yüreğime bir başka yüreğin kanı
Azalmadı çocukluğum şu kadarcık
Aklığı önünde kör enez kızların
İncecik sarı aydan güzeldi o kızlar
Yaşamanın yollarına vuran aydan
Yollar köpüktendi ağaçtandı çiğden sisten
Tek başına çıkmaz ki ortaya körpe beden
Çıkmaz tek başına yeryüzüne toprağa
İlk peşin yel yağmur soğuk beşikte sallar
Sonra yaz gelir tam bir erkek yapar onu
*
Uzanan her elde iyiliğim var
Yalnızlık ölümdür ölüm
Sevinçten öfkeye değin öfkeden ışığa
Her gün her saat yerde gökte
Canlıda cansızda yonttum kendimi
Yazlar kışlar geçti ben dinç kaldım
Yaşadım yaşadıkça güç geldi bana
İşte şimdi tam bir delikanlıyım
Yıkıntım üstünde kanım dimdik ayakta
*
Birbirimize verecek ellerimiz var
Daha güzel değil hiçbir şey
Birbirimize bir orman gibi bağlanmaktan
Yerleri göklere kavuşturmaktan gökleri geceye
*
O bitmez tükenmez günü doğuracak geceye (Sayfa: 96-97)


*
Diz çökmüş göz kapaklarım üstüne
Saçlarım içindedir saçları
Hali var ellerimin halinden
Rengi var gözlerimin renginden
Düşmüş kuyusuna gölgemin
Fırlatılmış bir taş gibi göğe
*
Gözleri var açıktır her daim
Uykuyu haram ettirir bana
Ya güneşleri önüne katan
Ya o ışık delisi rüyaları
Bir güldürür bir ağlatır beni
Söyletir bilmeden ne söylediğimi
*
Çeviren: Can Yücel (Sayfa: 98)
*****
*
Acıların bekçisi gibi alnım camda
İşte gecesini yaşadığım gökyüzü
Açık ellerimde ovacıklar
Kat kat ufuklarında öylesine durgun
Acıların bekçisi gibi alnım camda
Ararım seni bekleyişin bile ötesinde
Benim bile ötemde ararım seni
Öyle alışığım ki sana
Şaşırmış kalmışım
Yok olan kim burda
Sen misin ben mi (Sayfa: 108)
*****
*
''Bir gemiydim sanki kapalı suda batan
Sanki bir ölüydüm ortada kalmış yapayalnız'' (Sayfa: 111)

1 yorum:

Altı Çizilen Satırlar dedi ki...

https://www.youtube.com/watch?v=GuCWl-yi938

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...