Uzun, upuzun bir iç çektim ve mırıldandım.
''Az önce bir şeyi kanıtlamış oldun. İnsan-hayvanlar, insan-kişilerden çok daha yüce gönüllü, çok daha iyi oluyorlar.''
(Sayfa: 219)
*
''Merak etme. Ağlamayacağım. Yüreğimde büyük bir boşluk bırakacaksın. Gittiğin yerde bütün güzellikler senin olsun.''
(..)
''O zamanlar geçti. Ya da belki de geçen benim, çünkü zaman durağandır..'' (Sayfa: 220)
''Monptit, hayat budur işte. Hep giden birileri olur. Ne yürek unutur ne özlemler ölür. Bunlar sevgimizde yaşamaya devam eder. Ama birileri, zamanı geldiğinde gitmek zorundadır.'' (Sayfa: 255)
*Neden hayattaki her şey gitmek, gelip geçmek zorundaydı.? Zeze, yalnızca doğmak, yola çıkmak demek olduğundan. Yolculuk, daha ilk dakikada başlar. İlk kez soluk aldığın anda. Hayatın katı gerçeğiyle savaşamazsın.
*
Aslında kimse başkalarının acıya katlanma gücünü bilemez. Bir tek yüreğimiz bilir. Bu neye yarar.?
(..)
Bu bir tren. Portekizlimi öldüren katil bir tren. Şeker Portakalımın hayallerini biçen bir tren. Büyüyünce sık sık o trene bindim, Adam. Tekerlerinin kederimi, olmayanların yokluğunu tekrar tekrar çiğnediğini kimseler bilmedi. (Sayfa: 274)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder