2 Kasım 2020 Pazartesi

Didem Madak - Grapon Kâğıtları

 

*
Bu kitapta yer alan şahıs ve mekânların gerçekle alâkaları tamdır.
Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları.. hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır. Grapon Kâğıtları'nı yılbaşı ve diğer ehemmiyetli günlerde evi süslemek için kullanabilirler ya da bir ruh çağırma seansında, inatçı ruhlara seslenen uyuşuk şarkılar olarak mırıldanabilirler.
*****
*
''Yüzümdeki çilelerden başka
İsyan eden biri yok hayatımda.'' (Sayfa: 18)
(..)
''Artık bütün üzgün oluşlarımın adı:
ANNE.!'' (Sayfa: 19)
*****
*
Müjde Bilir'e
*
İki sigaram kaldı bu gece için maviş anne
İki muhabbet kuşum.
İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim, biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuza kim bakacak.?
Dünyaya bile bir dünya anne lazım.
Biri sen ol maviş anne, biri ben.
Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da
birlikte gidelim maviş anne
Bana da kendi serüvenimden bir yer ayırt,
Şefkate söyle o da gelsin.
Özledim onu, o da gelsin saçlarıma dokunsun
Bilir misin, büyüler bile ninniyle büyür
Temiz kokan pazen gecelikler, şehriye çorbası..
Hepsi, hepsi ninniyle büyür.
Bilir misin maviş anne.?
Ben çekildiğim her fotoğrafta
Defolu bir kelebek gibi çıkarım.
*
Mavi kareli gömleğiyle hatırladıkça babamı
Kırpıp kırpıp fotoğrafları, döküyorum başımdan aşağı
Sanırım ben assolist oldum maviş anne
Şimdi mutluyum
Geçmişini mi yok ettin kızım diye soran
Bir babadan kurtuluşumu kutluyorum
Babama söyle, o gelmesin maviş anne
Birileri mutsuzsa, mutsuzlara nergis yolla,
Bir kırmızı battaniye,
onlara bir mutluluk çadırı yolla
sonra belki, ben de gelirim
*
Kuşlarımı da bırakayım gitsinler
Dışarıda ölürler mi sence
Postacı mektup bile getirmezse onlardan
Ben bir anne gibi ağlarım sonra
Bırakmayayım, gitmesinler bari maviş anne
Ölürler yazık dışarıda.!
Onlar birer yıldız olursa
Biri mavi, biri yeşil
Ben onlara bakarım maviş anne.
*
Kalbimi de büyüttüm sonunda
Artık bazen gözlerime tırmanıp bakıyor sokağa
Kirpiklerime tutunuyor, o ince parmaklıklara
Öyle çok büyüdü yani, görsen şaşarsın.
Kalbim sanırım büyüyünce
Sokaklarda ağlayan biri olacak
Rezillik yani maviş anne.!
Kalbim komik kaçacak
Kaçmaması için sen en iyisi kalbime de
Benim serüvenimden bir yer ayırt
Aman, mutsuz bir yer olmasın.!
*
İki sigaram kaldı bu gece için
Yüzyıl yetecek çocukluğum,
İki muhabbet kuşum,
Biraz da ateşim var.
Dua ediyorum ateşe
Vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
Dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
Aman umutsuz bir yer olmasın.!
*
İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuz için
Dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al.
*
Ben ölürsem mutsuza iyi bak.! (Sayfa: 20-23)
*****
*
''Bir gül uzatırdı çocuklardan biri
Ellerimden güle yalnızlık batardı
İçi bulanırdı yalnızlığımın
Kusardı serseriliğini en görkemli meydana.'' (Sayfa: 31)


*
''Büyülendiğin şeyler
Büyülenmediğin şeyleri döverdi bilem.
Neden sen böyle çocukluk resmiydin kalbim.?''(Sayfa: 37)
*****
*
''Sonra gittin.
Çocuk oldum bir daha, ağladım.
Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı.
Kitaplar, aşk, her şey.
Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım.
(..)
Çocuk oldum sonra ağladım, yağmur bile beni ayıpladı.
Söz dedim, söz verdim.
Yüzüme bir daha çiçekli masa örtüleri sermeyeceğim.
Sokakta kuş ölüsü bulmuş çocuk gibi ağladım.
Söz dedim, söz verdim.
Ruhumu gömdüğüm yer hâlâ belli.
Güneşi özledim, sonra seni
Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.'' (Sayfa: 44)
*****
*
''Yıllardır kendini bulutlarda saklayan
İllegal bir yağmurum.'' (Sayfa: 48)
(..)
''Ama siz sobada sucuklu yumurta pişirip yiyen
Yoksul bir aşkın güzelliğini bilir misiniz.?'' (Sayfa: 50)
*****
*
''Bugün kalbimi eski bir plak gibi
Öyle çok tersine çevirdim ki'' (Sayfa: 51)
(..)
''Herkes çıkarsın kalbini
O çirkin mücevher sandığından
Ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım.!'' (Sayfa: 52)
*****
*
''Hikâyeme bir hayat yazmak istiyorum
Pek de inandırıcı olmayan
Hayatıma bir ölüm.'' (Sayfa: 60)
*****
*
''Aşkın yüzünden düşen bin parçayı
Toplamaktan yoruldum artık ben Pollyanna'' (Sayfa: 63)
(..)
''Dilerim sen pötikareli gömlekler gibi neşeli,
İri dişli iki mısır koçanı kadar
Mutlu ve yan yanasındır.
Belki bir gün beni ziyarete gelirsin
Sana krem fıstıklı ekmek ikram ederim
Artık çok mutlu olacağızlı ekmekler
Süte ekmek doğrar ve
Papara papara diye şarkı söyleriz.
Sen ruhumun misafir odasında uyursun,
Süt ve gözyaşı lekeli yumuşak yer yatağında.'' (Sayfa: 64)
(..)
''Ah Pollyanna,
İçimde sanki hep aynı şarkıyı çalan bir laterna:
Cancağızım basma perdeme bir çiçek de sen olsaydın
Kaçarken yangın merdivenlerine
Keşke grapon kâğıtları assaydın.'' (Sayfa: 68)

Hiç yorum yok:

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...