#GültenAkın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#GültenAkın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ekim 2018 Cumartesi

Gülten Akın - Ağıtlar ve Türküler Kitabından:


Sardunya 
🌿🍀🌱🌿🍀🌱🌿🍀
Yasadır anımsatalım:
Tohum ekenlerin, fide dikenlerin
Kimse durduramaz yağmurunu
Güneşini kimse kesemez
🌿🍀🌱🌿🍀🌱🌿🍀
Fesleğen ekiyorum, sardunya dikiyorum
Arsızmış, öyle diyor komşum
Artık siz istemeseniz de
Açar tohumunu, yayılır toprağınızda
🌿🍀🌱🌿🍀🌱🌿🍀
Ne güzel ne güzel ne güzel tanrım
Fesleğen ekiyor, sardunya dikiyorum
Bitiyorum arsızlığına çimenin çiçeğin
Arsızlık bugünden geri
Umut ve direnç demektir
Sokulmak demektir yaşamın koynuna
Özdeşlik demektir yaşamla
İnan olsun dostlar, inan olsun
Dalından kopan sardunya
Bozulmadı bi kez, eğmedi başını
Açmayı sürdürdü diktiğim toprakta  (Sayfa: 120)


ŞİFAHİ
*
Gövdem çürüyordu
Leylaklar zakkumlar içinde
Kafesim göğsümü bırakıp gitmiş
Dar boynum lale
Çürük bir köpeği kokluyordum
Kendi işemiği içirilmiş
Baldıran yerine
İlk kez çocukluktan çıktığımdı
Uygulamalı tarih dersinde
Çarmıhtan başlattılar
İsa'nın kolları kan içinde
Sonra bu kollarla çağımızda
Bir kuşu bile kaldıramadı İsa
Elleri kendinde değildi
*
Kimse
O kimse kimse
Kimse soruyordu
Yanıtı önceden verilmiş sorularla
Buna saldırmak denirdi
Başka zaman olsa
*
Derken gerilmiş bacağımızda
İçerden tınlayan haşarı diyapozon
Kopuyordu sinirlerimiz
Davuldu tabanımız vura vura
Patlatıyorlardı,
Çıksın diye tın tın tınlayan
Al diyapozon
O inatçı şeytan
Direnç havlıyordu
*
Nasıl üremiştik gösteriyorlardı
Burgaçlar burgaçlar burgaçlar içinde
Bu yanlıştı bence
Ya da uyutmuşlar bizi anatomi dersinde
*
Kan dereler gibi, o gerçek o
Nerde taşır bunca kanı şaşıp kalır insan
Karsa dağlar, çıplaksınız kar içinde
Ya da bir kış gölüdür,
Ateş sanıp sizi, söndürüyorlar
*
İncelmiş azalmış gibiyiz çoğumuz
Büsbütün kurtulur kimimiz ağırlığından
Çarpa çarpa başımızı duvarlara
(Onlar öyle derler sonradan)
Kurtulmuştur kimimiz ağırlığından.
*
Ölüm erkencidir, bekleyemez orda
Demir odalarda
Bir de yüreğimiz durmamışsa
Durmamışsa
Canımız örsüne vuruyorsa hâlâ
Dağılanı toplar sararız zamanla
Zamanla
İnsan
Bazan
İçinden içinden büyür insan bazan
Kök salar kendi derinlerine
Bedenini bağışlar egemenliğinden
Kırılmış bir parmak, bükülmeyen bir diz
Ertelenir eklem, ertelenir kas
Susturulur kan
Derin toplar güllerini
İner yarın bahçesine (Sayfa: 134-136)
*****
*****
İğneli Dost
*
İster ki herkes ölsün
Neler besleyip büyütmüş
Gömmüştür neleri gizli gizli
Belleği sıra
İster ki herkes ölsün
*
Şarap olacakken sirkeye dönmüş
Üzüm suyu şaşkınlığında
Gidişi kelebek, gelişi beygir
Kişnemesi çöplük sanrılarıyla
*
Yollarda ipekler halılar, çağırır evine
Eli dili soylu kırmanç güzelliğinde
Tarih düşersiniz artık İsa doğmuştur
Dostluktan önce, dostluktan sonra
Arınmıştır kirlerinden insan ve dünya
Belli belirsiz bir sızıyla
Dönüşte eliniz varırsa sırtınıza
Kocaman paslı bir iğne
*
Onların
Çimen bitmez bastıkları yerde
Sevgi buruşur (Sayfa: 148)


Bedrettin Koçaklaması
*
Bir Türkmen kocası söyledi son kez
Hayattan değerli yoktur, bilesin
Ama körpenin, palazın kanıyla
Kanayan bir yol olduğunda hayat
Asma kendi ışgınını kuruttuğunda
Her Bedrettin ölümle uzlaşır
Uzlaşılacaksa
*
Erdem midir susma, öyle denildi
Ört kepenklerini sıkıca
Sana değmeyene karışma
Yüz alışılmışın sığ sularında
*
Bilim yumuşak bir döşekse
Bedrettin ayakta
*
Halk birikir cellat ölür
Zulum bir başına kalır
İp çürür, kurşun çözülür
Bedrettin yaşamakta
*
Onlar benlerinin kölesi oldular
Değiller
Bir kendi sözlerinin bile sahabı
Gülten çok dostu gördün
Kalsınlar sağlıcakla (Sayfa: 149)
*****
*****
Büyü
*
Büyü de baban sana
Büyü de
Acılar alacak
Büyü de baban sana
Büyü de
Yokluklar alacak
Büyü de baban sana büyü de
Bitmez işsizlikler açlıklar alacak
Büyü de
büyü de baban sana
Baskılar işkenceler alacak
Kelepçeler gözaltılar zindanlar alacak
Büyü de
Büyüyüp on yedine geldiğinde
Büyü de baban sana
İdamlar alacak (Sayfa: 235)

4 Ekim 2018 Perşembe

Gülten Akın - Kestim Kara Saçlarımı Kitabından


Yalnızlık Camları
*
Açıktayız gözlerimizin ardı kapkara
Bir ayrılışta yıkılıyoruz
Bir ayrılışta bağlarımız kopuyor
Burası İstanbul
*
Bazı adamlar var şaşıyoruz
Avuçlarındaki sıcağı nasıl
Düzenlerini nasıl yitirmiyorlar
Şaşıyoruz burası İstanbul
*
Akşam kuşlarını İstanbul'un
Damlar üzerinden bir kaldırıp
Başka damlara konduruyoruz
Bu camlar yalnızlık camları
Dışardan yukardan gözlerimizle
Bu camlara yağmur yağdırıyoruz (Sayfa: 20)
*****
*****
Pazar
*
Aldılar önceden dolmuş gününüzü
Ortalığa bıraktılar işsiz güçsüz
Yazılar masalar pencereler yok
Şimdi ne yapacaksınız
*
Üstünüzde on iki saat bu mavi
Sonra yıldızdan delirmiş gökyüzü
Yol, gücünüzün yettiği kadar, rüzgâr
Ama elleriniz sevginiz nerde
Şimdi ne yapacaksınız
*
En anlamsız yüzü yaşamanın
Üstünüze üstünüze gelir
Bir ses sevgiyi yadsır bilmeden
Vaktinden önce büyümüş
*
Koşarsınız filmlere kitaplara
-Karanlıkta düşünmek unutmak kolay-
Koşarsınız bir iki saatçik
Baştan savmaya kendinizi
*
Sizin yaşamanız oysa
O sizin asıl istediğiniz
Uykularda olmayacak şeylerde
Yalanlarda eskidi. (Sayfa: 31)
*****
*****
AĞUSTOS AYDINI
*
Bunca taze el taze göz
Bizim olan havadan aydınlıktan
Çekildik çizeklerin yasakların
Çekildik yapıların karanlığına
Kendi kurduğumuz kendimiz için
*
Bir yudum su istesek demir borulardan
Tüm koku tüm sıcak vay bize
Nerde bir dokunsak delireceğimiz
Serin ağaç altlarından gölge topraklardan
*
Gün doğar gün batar bize ne
Güzelmiş, havadan bize ne
Bütün iş düzgün soluk almada
Bazıları için her şey düzeninde
*
Çevreleri varlıkları saygıdeğer atalarınca
Vardan yaratılan bayanlar baylar
Yazını gündüzler boyu dev yapıların
Pencerelerinden geçiren biz
Uyudukları sırada birazcık
Serin havalarından alabilir miyiz (Sayfa: 45)

Felsefe Tarihi 2, Hellenizmden Augustinus'a (Editörler: Umberto Eco - Riccardo Fedriga) (Çeviren: Leyla Tonguç Basmacı)

  HELLENİSTİK ÇAĞDA FELSEFE VE BİLİM * ''Klasik felsefenin Hellenistik döneminin genelde (Büyük İskender'in ölümünden tam olarak...