Arka Kapak
*
- Çocuklar için yazmak. Yazarsın.
Yalnız şunu unutma:
Çocuklar her şeyi anlar.
Enflasyondan bile.
- Bilgiçlik taslayan şeyler yazma.
Daha içten ol. Serüvenlerden düşlerden söz et.
Sözgelimi, lacivert ipek helikopterler
uçsun yazılarında.
Bilgi de ver.
- Senin işin onlarda okuma tadı yaratmaya
çalışmak.
Bu öğütleri dinleyen Cemal Süreya'nın Çocukça
dergisinde yazdığı 12 küçük serüven.
Unutmayın, en güzel halimiz, güler halimizdir.
*
Çocuklar İçin Edebiyat (Bu bölüm Cemal Süreya'nın Günler (YKY, 1996) adlı yapıtından alınmıştır.)
*
904'üncü gün
*
23 Nisan'ın, uluslararası çocuk şenliğine dönüşmesi çok güzel bir şey. Bunun dünyada tek olması bir özgünlük de kazandırıyor ülkemize. Her yıl o günleri iple çekiyorum. TV'de gösterileri büyük bir tatla izliyorum. Başka bir şey bu..
Yalnız bu yıl ilkellikle de, barbarlıkla da kolay açıklanamayacak iki tatsızlığa tanık olduk.
Birincisi, Türkiye temsilcisi olarak çocukların parlamento gününe katılan çocuğun giyimi. ABD'lisi, Macar'ı, İngiliz'i, Fransız'ı ulusal giysiler içinde boy gösterirken, bizim temsilcimiz koyu renk takım, ak gömlek, kravatla kürsüye çıktı. Aşağılık duygumuzda da tutarsızlık var diye düşündüm. 19 Mayıs'ta gençlere neredeyse çarşaf giydirecek bir anlayış, 23 Nisan'da ilkokul çocuğuna ulasal giysiyi çok görüyor. Çocukların parlamento gününde, dünyanın tek modern giyinen halkı olduğumuzu kanıtladık.
İkinci tatsızlık ilkellik ve barbarlıkla belki biraz açıklanabilir. İçişleri Bakanı kürsüye çıktı ve yaptığı konuşmada ''Atatürk'ün yurdu düşmanlarından kurtardığını, 23 Nisan bayramının buradan kaynaklandığını'' söyledi. O anda meclis salonunda o düşmanların çocuk temsilcileri de vardı. Hem kardeşlik şölenine çağırıyorsun, hem de sizin gibi düşmanlardan kurtulduk diyorsun. (Sayfa: 11-12)
*
''Aslında Hiç Parmak Kaldırmadım.!''
*
''Ortaokulda, Nimet Kolçak diye bir edebiyat öğretmenimiz vardı. Eski soyadı Nimet Karayel. Tarih romanları yazarı M. Sami Karayel'in eski eşi. Bilecik Ortaokulu'nda parasız yatılı olarak okuyordum. Öğretmenimizin ufku çok genişti. Şimdi düşünüyorum geriye doğru, gerçekten, edebiyat bilgileri çok sağlamdı. Bir sözü kalmış bende. O, benim için biraz iteleyici oldu. Bir tanım: ''Hüseyin Cahit Yalçın sıcak bir yazardır; Falih Rıfkı Atay ise, çok usta, çok daha ayrıntılara inebilen, ama soğuk bir yazardır.!'' Bu tanım bende kalmış. Öğretmenimiz böyle biriydi..'' (Sayfa: 13)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder